Parté 4

273 19 2
                                    

Bittersweet to thinkin' bout the damage that we do|
"Yoongi neyden bahsediyordu?" Jin hızla sınıfa ilerleyen adamın arkasından koştu.

"Önemsiz bir şey."

"Önemli gibi duruyordu." Jungkook sınıfa girdiğinde Namjoon ve Hoseok'un yanına ilerlemiş ve Jin'i cevapsız bırakmıştı.

Sandalyeye otururken kafasını masaya gömdü. Yoongi bildiğini Taehyung'a söylediği an sorun çok büyüktü.

"Ne olmuş buna?" Namjoon arkadaşının selam bile vermeden kafayı gömmesine şaşırmıştı.

"Ne bileyim gerizekalı." Jin ters yaparken Yoongi hızla girdi sınıfa. Bu hızla ancak birini dövmeye gelirdi.

"Jungkook benimle gel." Yanındaki arkadaşları hızla ayaklanırken Namjoon bağırmıştı.

"Hayırdır?" Hepsi Jungkook'a bir şey yapmak için çağırdığına emindi.

"Bir şey yapmayacağım oğlum, konuşmam gerek." Jungkook kafasını kaldırarak arkadaşlarına 'bir şey yok' edasıyla kafa selamı verirken Yoongi'ye ilerledi.

İkisi boş bir sınıfa gitmişti.

"Ne zaman öğrendin?" Jungkook'un saniyelik parlayan lila gözlerini tek gören oydu.

"Neyi?" Sağlam oynuyordu Jungkook.Ne kadarını bildiğine emin olmalıydı.

"Salağa yatma Jungkook! Taehyung'un vitası olduğunu." Yoongi'nin bağırışıyla gözlerini kapadı. Sıçmıştı, batırmıştı.Asla olmak istemediği bir duruma düşecekti.

"İki hafta." Yoongi gözlerini açtı şaşkınlıkla. Herkes bu anı beklerken Jungkook iki haftadır saklıyordu.

"Ne demek iki hafta lan! Sen kafayı mı yedin?" Bu Jungkook'u sinirlendirdi.

"Ne bekliyorsun Yoongi benden? Güvenli oynamam gerek 1 sene bekleyip defolup gitmem gerek." Yoongi o an Jungkook'un eşiyle bir ilişkisi olmasını istemediğini anladı. Merak ettiği bunun sebebinin eşinin Taehyung olmasından kaynaklanması mıydı?

"Neden Jungkook? Taehyung, ailesi, kurul iki senedir eşinin ortaya çıkmasını bekliyor. Eş bağı bu, oyun değil bu. Güvenli oynamak ne demek?"

"Eğer güvenli oynarsam dizlerimin üstünde kalırım. Daha 21yaşında annemin yaşadığı şeyi yaşamam. Her zaman pişmanlık duymak zorunda kalmam. Siktiğimin bağı saçma sapan bir şey. Ben onunla rüyamda bile kavga ediyorum. Karşılıklı birbirimize zarar verdiğimiz biriyle mühürlenip hayatımı mahvetmemi mi istiyorsun benden?" Jungkook annesinin yaşadıklarından kalan travmaları atlatamıyordu.

O eş bağının nasıl bir hapishane olduğunu, her şeye göz yumdurduğunu biliyordu. Yoongi ise bunun böyle bir şey olduğunu tahmin etmemişti.

"Jungkook, Taehyung asla böyle bir şey yapmaz." Bu Jungkook'u çileden çıkarmıştı.

"Nereden biliyorsun amına koyayım? Daha 20 dakika önce ben bu adamdan yumruk yemedim mi?" Bu karşısındaki adamı susturmuştu.

Eğer Yoongi 'Taehyung senin eşi olduğunu bilmiyor ki.' deseydi bu sefer olay tamamen Jungkook'un düşündüğü gibi ilerleyecekti. Eş bağının laneti.

"Eğer isteğin buysa Taehyung'a söylemiyeceğim. Ama bir süre sonra farkedeceğini biliyorsun." Yoongi dışarı çıkarken kapıyı açtığı an gördüğü kişiyle şaşırdı.

Duymuş muydu?

"Ne yapıyorsunuz burada?" Jungkook'sa Taehyung'un sesini duymasıyla gözlerini kapamıştı. Görmek istemiyordu onu.

"Hiç öyle sohbet muhabbet, ben kaçtım." Taehyung arkadaşının sıyrılıp dışarı kaçmasıyla içer girerken sıralardan birine yaslandı.

"Ne zamandır yüzüme bakmıyorsun, hey? Hani nerde o çok bilmiş?" Yeşil gözlü olan Jungkook'un keyifsizliğinin farkındaydı.

"Ne istiyorsun, kısa kes."

"Kendimde değildim, yardım etmeye çalışmışsın. Pansuman yapmaya geldim." İşte bu Jungkook'u şaşırtmıştı. Taehyung hiçbir zaman kendi açtığı yarayı sarmazdı.

"Ne zamandan beri pansuman yapar oldun bana?"

"Haksız yere yaptığımdan beri, buraya gel şimdi." Jungkook sessizce yanına geçmişti. Kafasında beklentilerin yorgunluğu vardı üstünde. Jungkook eş kavramını lanet olarak gören biriydi.

Taehyung elindeki pamuğu onun dudağına bastırdı.

"O an sen olduğunu farketmedim, farketsem öyle vurmazdım." Yeşil gözlü olanın konuşması karşısındaki oldukça şaşırtmıştı.

"Neden?"

"Ne neden?"

"Neden ben olduğumu anlasan öyle vurmazdın?" Taehyung gülerek cevap verdi.

"Daha sert vururdum." Karşısındaki adamın yeşil gözleri kısılmış gülerken o ifadesizdi. Kafası çok karışıktı.

"Şaka bir yana, sabah akşam kavga falan ediyoruz ama öyle büyük bir zarar vermem sana Jungkook. Liseden beri tanışıyoruz. Delta'yı kontrol etmem zorlaşıyor sadece." Omuz silkti Jungkook. Büyük bir karşıtlık içerisindeydi içindeki vitayla.

"Ne yazık ki." Seneler geçmişti karşısındaki adamla.

"Türünün hala belli olmamasına rağmen bu kadar ağır kokman normal mi?" Nergis ve kahve, Taehyung'un şansı olsa parfümü yapacağı koku.

"Sanane lan. Beni mi kokluyorsun piç?" Kendi isteğiyle yapmayan Taehyung'un burnyna buram buram geliyordu koku.

"İyi fikir." Masaya yaslanmış olan yeşil gözlü dudağına pansuman yaptığı adamın belinden çekerek yanağını yanağına dayadı ve gözlerini kapadı.

Jungkook'un elleri havada ne yapacağını bilmeden öylece duruyordu.

Jungkook'un gözleri aldığı kokuyla eskiye daldı.

Flashback

14 yaşında beyaz tenli kocaman gözlü çocuk odasında otururken içerideki bağırışları dinliyordu. Kapı aniden açılırken annesi ardı ardına kilitledi kapıyı.

Hemen yataktaki çocuğu indirmiş ve yüzünü elleri arasına almıştı. Kapı sertçe tekmeleniyordu.

"Vien aç kapıyı, kırdırtma bana." Adam delirmiş gibi bağırıyor ve kapıyı tekmeliyordu. Kadın hızla çocuğunu öptü.

"Şimdi sessiz olman lazım Jungkook. Gözlerime bak, hiçbir şey söyleme. Gitmene izin veriyorum, git.Kapı açıldığı an sadece kaç bebeğim. Unutma tamam mı?  Hayatta asla aşktan bahsetmiyoruz, sadece kaç." Çocuk annesine sarıldığı an kapı sertçe açılmış ve adam kadına yönelirken Jungkook ise koşarak odadan ve evden çıkmıştı.

Flashback end

Karar verdim, aşktan bahsetmiyoruz. Annesinin sürekli kelimeleriydi bunlar. Aşk diye bir şey yoktu.

Nefesi hızlanırken, yetmemeye başlamıştı. Fısıldadı.

"Taehyung, eşini bulduğunda ne yapacağını hiç düşündün mü?"

"Beni olduğum yerden çıkaracak birinin olacağını düşünmüyorum, eş tabir bunun için yetersiz bir şey."  Taehyung elini çekerken adımlarını sınıftan dışarı götürdü.

RareWhere stories live. Discover now