Parté 2

316 23 0
                                    

There is a side to you that I never knew never knew|

"Yine mi kavga ettiniz, kaşın patlamış?" Siyah saçlarını geriye atarken Jin'in sorusuna kafa salladı. Kampüsün kantini kocamandı fakat karşıda arkadaşlarıyla oturan deltanın gözleriyle kesişiyordu.

"Taehyung her an patlayacak bomba gibi geçen güzel sanatlardan birini öldürüyormuş." Hoseok'un söylediği ile gözler ona döndü. Farkındaydı deltanın zıvanadan çıktığını.

"Vitası çıksaydı da rahatlasaydık. Sana zarar vermesinden korkuyoruz." Arkadaşının düşünceli sözleri dudaklarının kıvrılmasını sağlamıştı.

Vitanın ortaya çıkmasını istemiyordu. Taehyung'dan alacağı öc vardı. Böyle gevşek davranması keyfi yerindeyken nadiren olan bir şeydi.

Jungkook, Taehyung'un ona beslediği nefretin kat kat fazlasını hissediyordu. Kalbi tekliyordu zarar vermek için.

"Gebersin oruspu çocuğu." Tekrar aklına gelenlerle sinirle kalktı ayağa. Hoseok omegaydı. Bu yüzden ona karşı herkes hassastı. Jin ise Alfa idi. Fakat çok fazla böyle işlere girişmezdi sakindi, soğukkanlıydı.

Jungkook ise, onun gibiler kampüste çok yoktu ama vardı. Kurtların kendisini belli etmemelerinin çok fazla nedeni olurdu. Geçmişteki travma, melezlik veya güçlü bir tür olma gibi.

Siyah saçları kulağından biraz aşağıya geliyordu, eğitimliydi. Konservatuar okuduğu güzel sesinden belliydi. Tek derdi çoğunlukla Taehyungla olsa da kavga etmesiydi.

Onunla olan düşmanlıklarının ne zaman başladığını hatırlamıyordu. Haz etmiyor, hoşlanmıyordu. Delta'nın da onu günahı kadar sevmediğinin farkındaydı fakat delta son 2 haftadır kendinde değildi.

Normalde oldukça cürretkar adam kendini soğukkanlılığa bırakmıştı bu da Jungkook'u sinir eden şeydi.

Kendisini çatık kaşlarla izleyen yeşil gözlere göz kırparken aynı alaycı gülüşü aldı. Adımları yavaşça soyunma odasına giderken arkasından geleni de görmüştü.

Daha yeni birbirlerine sataşmışlardı, ne diye geliyordu?

"Senden farklı bir koku alıyorum, ne boklar yiyorsun?" Kendisine ciddi bir şekilde soru soran adamla o da kaşlarını çattı. Neresi kokuyordu?

Refleksle kendini koklarken delta 'salak mısın sen?' bakışlarını eksik etmiyordu.

"Feromonların gerizekalı, feromonların." Jungkook'un kurdu belli olmadığında öyle dışarıdan sezilecek bir kokusu yoktu fakat Taehyung deltaydı.

"Ne kokuyor oruspu çocuğu? Taksit taksit söylemesene. Kurdun türünü anlayabiliyor musun?" Taehyung da bunu kendi kendine merak ederken kapıya yaslandı ve parmağıyla 'gel' işareti yaptı. O da merak ediyordu.

"Gel."

"Eğer yumruk atarsan seni buraya gömerim Delta." Yeşil gözlü olan buna gülmüştü. Karşısındakindeki özgüven kimsede yoktu.

Kendine yavaşça yaklaşan Jungkook'un uyuzluğuna dayanamayarak tişörtünden çekti. Burnu boynuna yerleşirken kokusu sanki Taehyung'u uyuşturacak kadardı.

Nergis ve kahvenin karışımını aldığı an gözleri kapanırken eli beline giderek biraz daha yaklaştırdı. Jungkook deltanın anlamaya çalıştığını düşünerek biraz bekliyordu.

"Ne kokuyor oruspu çocuğu söylesene?"

"Nergis kokuyor ve kahve." İkisinin de soyunma odasında farketmedikler ise deltanın zümrüt yeşiline bürünen gözleriydi.

RareWhere stories live. Discover now