Ders bedendi ve sınıflar arası basketbol turnuvası yapıyorduk. Sıra 11 e ve f sınıflarındaydı ve kazanan bizim takımla oynayacaktı. Önde olan e sınıfıydı, kazanmalarına son bi atış kalmıştı ve eğer atabilirselerdi kazanacaklardı.
Bıkkınlıkla ofladım, 6 derstir bütün sınıfların maçlarını izliyorduk ve her sınıftan 6 şube olduğunu göz önünde bulundurursak fazlasıyla maç ediyordu bu yüzden de aşırı sıkılmıştım.
Gözlerimi yan tarafta öğretmenlerin oturduğu bölümde gezdirerek Haktanı aradım ama bulamadım. Neredeydi acaba. Cebimden telefonumu çıkarıp whatsappa girerek sohbetimize tıkladım.
Alper: nerdesin gönlümün bal böceği
Sırıtarak yazdığım mesaja baktım. Haktana takılmayı çok seviyordum. Bir iki dakika bekleyip mesaj yazmadığını görünce oflayarak telefonumu cebime koydum. Maça dikkat kesildiğimde e sınıfının kazandığını gördüğümde şükrettim, sonunda sıra bize gelmişti.
Takımla beraber ayağa kalkıp soyunma odasına geçtiğimizde antrenörümüzde arkamızdan geldi.
"Gençler herkesin dinlenmesi için müdür 20 dakika ara verdiğimizi söyledi. 20 dakika sonra hazır olun."
Göz devirerek soyunma odasından çıktım, hiçbir maç sonrası verilmeyen dinlenme süresi bize denk gelmişti. Süper.
Söylenerek üçüncü katta bulunan sınıfıma çıkarken telefonumdan bildirim sesi geldi. Hevesle cebimden çıkarıp baktığımda Haktan olduğunu görmemle sırıttım. Bu adamı yiyecektim en sonunda.
Haktan: Saçma sapan lakaplarla seslenme bana.
Alper: niye ama
Alper: gönlümün bal böceği değil misin
Haktan: Hayır değilim.
Alper: öylesin sus
Alper: neredesin ya çok sıkıldım
Alper: azcık eğlenelim
Haktan: Maçın yok mu senin?
Alper: 20 dk sonra
Haktan: Nerede olduğumu söylemeyeceğim.
Alper: sebep
Haktan: Gelip arsız arsız konuşacağını ikimizde biliyoruz çünkü.
Alper: tamam söyle
Alper: valla konuşmayacağım
Haktan: Yok kalsın.
Alper: iyi ben kendim bulurum
Alper: bekle beni bal böceğim
Haktan: Gelme sakın.
Alper: tm kesin gelmem
Görüldü.
Telefonu kapatıp cebime koyduğumda önce ikinci katta bulunan öğretmenler odasına ve çay ocağına baktım, ikisinde de yoktu. En alt kattaki laboratuvarlara bakmak için aşağı inerken matematik hocasının laboratuvar da ne işi var diye düşündüm ama belli olmazdı yine de bakmadan geçmeyecektim.
"Alper nereye?"
Arkamdan gelen sesle oflayarak döndüm, Selin. Yaklaşık 2 yıldır beni seviyordu ve kaç defa birlikte olmamızın imkansız olduğunu söylememe rağmen peşimi bırakmıyordu. Gaydim ben amk nasıl sevgili olalım.
"Haktan hocayı arıyorum gördün mü?"
"Evet gördüm de neden arıyorsun?"
"Kızım sanane neden aradığımdan, sen nerede gördüğünü söyle."
"Off en son kütüphaneye giriyordu."
Bir şey demeden en üst kattaki kütüphaneye gitmek için merdivenleri çıkmaya başladım. Nasıl aklıma gelmezdi, Haktan boş zamanlarında genelde kitap okumak için kütüphaneye giderdi. Hızlıca merdivenleri çıktığımda kütüphaneye ulaşmıştım. Kapıyı açıp kafamı içeri uzattığımda en arka sandalyelerden birinde oturmuş kitap okuyan Haktanı görmemle gülümsedim.
Kapıyı kapatıp içeri girdim ve yavaş adımlarla en öndeki görevli masasına doğru ilerlemeye başladım. Hâlâ beni farketmemişti. Masadan kapının anahtarını alıp kilitlediğimde çıkan sesten dolayı Haktan kafasını kaldırdı.
"Ne işin var senin burada?"
Kapıyı kilitleyip anahtarı arka cebime attım ve ona doğru ilerlemeye başladım. O da kitabı kapatıp masaya koydu.
"Geleceğimi söylemiştim."
Yanındaki sandalyeye oturup ona oldukça yaklaştım.
"Saçma sapan şeyler yapma sakın, yoksa fena olur."
"Nasıl fena olur mesela anlatsana biraz."
Dudaklarına bakarak konuştuğumda elini yüzüme atıp beni kendinden uzaklaştırdı. Gülümseyip dudaklarımın üstüne denk gelen avuç içini öptüğümde elini hızlıca geri çekti. Sırıtarak sandalyemi biraz daha ona yaklaştırdım ve az önce açtığı mesafeyi birazcık kapattım.
"Seni öyle çok seviyorum ki."
Bölüm sonu.
YOU ARE READING
Hocam |BxB Texting
Short Story05**: öpüyorum hocam 05**: başından :) - Devam bölümleri gelmeyecek. EŞCİNSEL BİR KURGUDUR.