0.1

525 49 57
                                    

Nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Bu günlüğü ne için tutuyorum, onu bile bilmiyorum.

Sadece rahat olacağım ve içimden ne geliyorsa söyleyeceğim. İki gün sonra ortaokulumdan ayrılıyorum.

Annem ve babam büyük kavga ettiler muhtemelen boşanacaklar. Velayetim babamda olacak diye biliyorum ve bu da uzaklara gitmek demektir. Ortaokulumu sevmiyorum, oraya sadece biri için gidiyordum.

Kim Minjeong. O benim ilk aşkım. Tamam, benim hesaplarımda bir kıza aşık olmak yoktu. Nasıl tutuldum ona bilemiyorum ancak tam benlik bir kız bence.

Siyah saçları, kahverengi gözleri, beyaz teni, kirpikleri, dudakları, kaşı, sürekli kızaran yanakları. Kısaca herşeyi mükemmel. Onu detaylıca inceliyorum her defasında. Ona olan bakışlarımı farketmiyor. Aslında, adımı dahi bilmiyor. Ona kendimi nasıl farkettirebilirim bilmiyorum. Belki de farketmemesi daha iyidir.

Okulda ki lakabıyla Winter diyorlar ona. Soğuk davrandığını söylerler ona karşı ancak gözlemdiğime göre aslında cok sıcak kanlı ve samimi biri. Ben ise... arkadaşım dahi yok. Gerçekten yalnızım sevgili günlüğüm. Yazmak için bir sebep buldum en azından. Bana arkadaşlık edeceksin, değil mi?

~Yoo Jimin
2021.04.11

Beyaz renkli günlük defterimin kapağını kapattım ve yerde bana göz kırpan altın anahtarıyla kilitledim. Daha önce hiç günlük yazmamıştım, o yüzden nasıl başlanır veya ne yazılır gibi şeyleri bilmiyorum. Dedimya arkadaşım yok diye, bana kimse birşey öğretmiyor. Sosyal medyadan da uzak bir insanım. Telefonumla elbette ilgilenirim ancak bu derslerim için olur.

Sizlere kendimi tanıtmalıyım.

Ben Yoo Jimin. Okulda ki lakabım ile Karina. Bizim okulda herkesin bir lakabı olur genellikle. Tabii bu lakabı ben seçtim kendime. Arkadaşım yok, dile getireyim tekrar. Normalde lakapları arkadaşlar koyar ancak ben tek olduğum için ben koydum lakabımı. İnsanlar muhtemelen benim bir canavar olduğumu düşünüyor. Kimse yanıma yaklaşmaz. Sadece bana derslerini yaptırtmak için gelen birkaç kişi olur onları da reddeder ve arkamdan bir ton saygısızlık yapmalarına izin veririm.

Kavgaları sevmem.

En sevdiğim renk mor ancak vücudumda ki morluklar hiç hoşuma gitmez.

Mordan sonra kırmızı gelir ancak bileklerimden çıkan, ağzımdan gelen vb. kanları sevmem.

Kendimi severim ama bu çok nadir anlarda olur.

Ben her zaman çirkin damgası vurulan bir kızdım. Annem beni asla sevmedi, sevemez. Ona kalırsa bir erkek çocuğu olsam daha çok işe yarardım. Yani o böyle söylüyor. Babam ise... bu konudan bahsetmeli miyim gerçekten? Onu bilemiyorum. Bazen iyi bazen de kötü biri. Tabii çoğunluk kötü. İkisi boşandığı zaman belki de babam daha iyi birine dönüşür, bilemiyorum.

Ailem katı. Tek çocuğum bu yüzden fazla eziyet çektiğimi düşünüyorum. Annem işten her geldiğinde sinirini ve bu sinirini benden çıkartır. Vücudumda ki morluklarda onun sözde sinirini çıkartma olayından ortaya çıkıyor. Bazen gereğinden fazla şiddet uygulayabiliyor ve bu ellerimde kanı görmeme sebep oluyor.

Bazenleri çok yetersiz hissediyorum herkese karşı. Bunun çözümü de bileklerimi yaralayıp kendimi rahatlatmak oluyor. Beni sevenler olduğunu düşünüyorum bazen bu yüzden kendimi öldürmeyi denemiyorum. Ama biliyorum ki en kısa zamanda öleceğim. Ortaokula ilk başladığımdan beri her hafta bileklerimde yeni çizikler oluşur. Kimse farketmiyor ve bu canımı yakıyor biraz olsun. İnsan farkedilmek istemez mi? İster.

First Love / WinrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin