Bazı kadınlar töreyi değiştirebilir.
Zerya, Dilşad, Reyhan, Besna, Fatma ve niceleri..
Törenin can yaktığı, yıkıp yok ettiği, kanattığı her bir gülün hikayesi.
Üzerine kuma getirilen Zerya'nın üç çocuğuyla verdiği yaşam mücadelesini gelin hep berabe...
"Ömrümü verdim Yıldız...Ömrümü, çocukluğumu, gençliğimi verdim..Verdik. Reyhan da bende. Onun ömrünü yedi sıra bana geldi. Bu yaştan sonra bunu da yaşadım. Gencecik kadını aldı. En büyük kızı otuz beş yaşında. Otuz beş!"
"Abla yapma kurban olayım.."demiş Yıldız ablasını kapıdan uzaklaştırıp kendi odasına çıkarmıştı.
Saat gece yarısına yaklaşırken kapı yavaşça açıldı. Dilşad ilk kez korkuyla titredi. Yağmurdan kaçarken doluya mı tutuluyordu yoksa?
Abdi karşısına dikildi. Başında ki örtüyü çıkarıp bir kenara fırlattı. Yanağını okşadı hafifçe. Dilşad onun genzinden gelen kaçak tütün ve rakı kokusunu alabiliyordu. Dişlerini sıktı.
"Soyun.."diye mırıldandı adam. Kendi pantolonunun kemerini çıkarırken Dilşad donup kaldı.
"Ne dikiliyorsun lan bostan korkuluğu gibi. Soyun da yatağa gir hadi." Deyip ittirdi onu. Dilşad ikinci bir şok yaşarken anladı ki,
Evet, doluya tutulmuştu.
***
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***
"Kaldı mı başka bir şeyin? Varsa söyle gidip alalım."dedi Mirza annesinin evine eşyaları yerleştirirken. Zaten çok bir şey yoktu. İki üç parça kıyafet.
"Geçin geçin. Salona yer sofrası kurdum rahatça yiyelim diye. Annem yok mu?" Dedi tek eliyle Mirza'nın ceketini portmantoya astı. Narin yumuk yumuk gözleriyle merakla tanımadığı kadına bakıyordu. Az sonra dikkatini boynundaki altın kolye çekti. Onunla oynamaya başlarken Sevda onun tombul yanağına bir öpücuk kondurdu.