B17-Urfa'ya dönüş.

3K 132 13
                                    

Keyifli okumalar herkese🌸

***

Dilşad anlamayan gözlerle kumasına baktı. Gidiyoruz mu demişti O? Nereye peki?

"Anlamadım?" Dedi istemsizce. Başka bir şey çıkmamıştı ağzından.

Zerya cevap vermeden çocuklarına döndü.

"Hadi iyice karnınızı doyurun ben valizleri toparlayacağım." Deyip odasına gitti.

Çocuklar anlamasalar da yemeklerini yediler. Dilşad telaşlı adımlarla Zerya'nın odasına gitti.

"Nereye gidiyorsun Allah aşkına? Şahin öfkeden çıldırıyor bu defa seni yakalarsa öldürür." Dedi.

Zerya onu dinlemeden çekmecelerde ki kıyafetlerini bavula tıkmakla meşguldu. Zaten çok bir şeyi de yoktu. Yarısı boştu bile. En alt çekmeceyi açtığında nikah cüzdanını gördü. Midesi bulanırken aldı eline yırttı bir köşeye fırlattı.

"Hiçbir şey yapamayacağı bir yere gidiyorum. Sen ispiyonlamazsan çoktan şehirden çıkmış olurum."derken doğruldu. Çocukların odasına girdiğinde Gülizar derin bir uykudaydı.

Çocukların da iki üç parça kıyafetiyle ayakkabasını alıp valize tıktı. Narin'in eşyalarını da koyduktan sonra koca valiz dolmuştu. Her yanı ağrıyor, acıyordu ama heyecandan bunu düşünemiyordu.

"Zerya gitme."dedi korkuyla Dilşad. Şahin ile başbaşa kalmaktan korkuyordu. Zerya'yı bu hale getiren ona neler yapardı kim bilir?

Zerya bıkkın mavi gözlerini Dilşad'a çevirdi.

"Neden? Hep beraber mutlu mesut yaşayalım diye mi?"derken başında ki renkli yazmayı çözmüş, haki yeşili şalı başına dolamıştı. Pardösüsünü de üstüne geçirdiğinde eline telefonunu aldı,taksi çağırdı.

"Hayır ama Şahin'i ne kadr oyalayabilirim ki? Seni mutlaka bulur. Korkmuyor musun bir şey yapar diye?" Derken karınca gibi hareket eden Zerya'yı izliyordu.

Zerya çocuklara ayakkabılarını giymelerini söyledi. Dilşad'ı kolundan tutup salonda ki divana oturdu.

"Bak beni iyi dinle. Sen bir heyecana kapılmış gelmişsin peşinden. O zamanlar senden nefret ediyordum. Sonra bu nefreti sadece Şahin'in hak ettiğini gördüm. Bak şimdi hamilesin de.."derken Zerya bu durumu bile sindirdiğini fark etti ve alışmışlık hissi içini bir tuhaf yaptı.

"Üç çocuğunun annesine bunları yapan sana ne yapmaz? Asıl sen korkuyorsun Dilşad. Gözlerinden görüyorum."dedi Dilşad'ın kahve gözlerine baktı.

Dilşad, Zerya'nın mavi gözlerine baktı. Orda hiçbir art niyet yoktu artık. Ve Zerya haklıydı bunu biliyordu. Ne diyeceğini bilemedi. Hamile değilim dese ne değişirdi? Şahin'in şiddetini mi önleyecekti ki? Şahin'in ne onu ne de Zerya'yı sevdiğini düşünmüyordu artık. Ama Zerya'nın onu aldatması Şahin'i darma duman etmişti.

"Ama sen Şahin'i Sedat'la aldattın."dedi kısık sesle.

Güldü alayla Zerya.

"Eskiden olsa saatlerce kendimi anlatırdım. Yapmadığım bir iftira için aklanmayı seçerdim. Ama artık çabalamayacağım. Çünkü siz de beni aldattınız. Ve hiç utanmadınız. Şimdi karşıma geçip hesap soramazsınız. Sedat ile hiçbir alakam yok benim. İster inan ister inanma, zaten bir önemi yok." Derken duyduğu korna sesiyle ayağa kalktı.

Ayaklabılarını giydi. Çantasını taktı, valizi indirecek sonra Narin'i alacaktı. Dilşad bir şey demeden Narin'i kucakladı. Beraber aşağıya indiler.

Taksici valizi bagaja koydu. Çocuklar arka koltuğa oturdular. Annelerine nereye gidiyoruz demek istiyorlar ama korkuyorlardı. Ya babaları? O gelmeyecek miydi? O ablayla mı kalacaktı hep?

Bazı KadınlarWhere stories live. Discover now