B11-Sedat.

3.6K 114 9
                                    

Keyifli okumalar herkese 🌸

7 sene önce, Bingöl.

Zerya yeni bir güne gözlerini açarken yorgunca gerinde yatakta. Bugün onun doğum günüydü. On yedi yaşına giricekti. Gülümserken Şahin'e baktı.

Yataktan kalkarken midesinin bulandığını hissetti. Buna anlam veremezken üzerinde durmadı ve mutfağa geçti. Gelin geleli 2 ay oluyordu. Annesini, abisini terk edeli 2 ay. Urfa'dan kaçalı 2 ay. Boğuluyormuş gibi bir his yakasına yapışınca hemen mutfağın balkon kapısını açtı, sabahın serin havası mutfağa dolarken nefes alabildiğini hissetti.

Siniye kahvaltılıkları dizerken pişen menemenin soğanı yine midesini bulandırdı. Bu kez öğürdüğünde kendini hızlıca banyoya attı. Midesini boşaltırken kapının tıklandığını hissetti.

"Zerya iyi misin?" Dedi Şahin uykulu sesiyle. Başı ağrıyordu. Bugün tarlaya gidecekti uzak bir köye. Bir hafta kalacaktı, elma bahçesine. O yüzden uykusunu almak istemişti ama Zerya'nın kustuğunu duyunca uyanıp gelmişti.

Zerya elini yüzünü soğuk suyla yıkarken,

"Menemenin altını kapat yanacak." Dedi.

Şahin ona denileni yaparken Zerya midesini tutup mutfağa geldi. Başı dönüyordu. Şahin ona bir bardak su verip karşısına oturdu.

"Neyin var senin?" Dedi yüzünü izlerken. Solgun duruyordu.

"Bilmiyorum midemi üşüttüm heralde."

"Elbiseyle bu soğukta çamaşır asmaya çıkarsan üşütürsün tabii. Bir de bir daha seni öyle görmiycem haberin olsun. Sana para bıraktım aynalığın önüne, kendine bir pardösü al sokağa çıkarken giy. Seni bir daha öyle kısacık elbiseyle sokakta görürsem yemin ederim şu balkondan fırlatır atarım." Dedi öfkelenirken.

Zerya ona göz ucuyla bakıp somurttu. Yediği dayağın izleri hâlâ vucudundaydı. Biri de elmacık kemiğinde iyileşmeye yüz tutmuş yeşilli bir morluktu.

"Anladın mı? Kimse benim karımın bacağını kalçasını orasını burasını göremez. Adamın amına koyarım bak, beni katil etme."

Zerya tiksintiyle yüzünü buruşturup ayağa kalktı. Gülizar da uyanmış salonda televizyon izliyordu. Sabah programlarından biriydi. Seda Sayan sunuyordu. Bir tane de doktor gelmiş, şeker hastalarının nasıl beslenmesi gerektiğini anlatıyordu.

"Peh! Millet kuru ekmek bulamıyor çavdarda neymiş."derken burun kıvırdı.

Zerya hızlıca yer sofrasını serip tepsiyi getirdi. Sofraya ilişip kahvaltı yaparlarken bu kez de Gülizar'ın ablasının yolladığı peynirin kokusu midesini bulandırdı. Ögürme hissi tekrar gelirken koşa koşa tuvalete gitti.

Şahin ayaklanırken Gülizar tuttu kolundan.

"Nereye gidiyorsun?"

"Hasta anne, düşüp kalmasın bir de banyoda başını falan çarparsa Allah korusun."

Gulizar güldü.

"Ne hastası oğlum. Hamiledir muhtemelen. Ben üst katta oturan Ayten ablaya götürürüm onu bugün. Biliyorsun ebe. Bir bakar. Sen ses etme şimdi, korkmasın. Canım yanar falan zanneder."

Şahin sırıtırken başını salladı. Kahvaltı bitip Şahin küçük bir çantayla tarlaya yollandı. Şahin kapıdayken gözleri annesini aradı ama yoktu. Anlaşılan odasına gitmişti. Eğilip Zerya'nın yanağını avuçladı, dudaklarını dudaklarına bastırdı.

Bazı KadınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin