Sanırım kurtuluyorum.

514 97 12
                                    

Kim Seungmin

Chris'le görüşmemiz üzerinden iki gün geçti. Bugün onu ziyarete gideceğiz.

Hapishaneden döndüğümüz günden beri Jeongin Hyunjin'de kalıyor. Her ne kadar Chris'e kardeşine ben sahip çıkacağım desem de benim evim bir kişiyi daha kaldıracak potansiyele sahip değil.

Ayrıca eminim ki Chris bana güvendiği kadar Hyunjin'e de güveniyordur.

Aslında tek sebep evimin küçük olması değil. Hyunjin her ne kadar eski arkadaşıma yardım edemediği için Jeongin'le ilgileniyorum dese de bunun doğru olmadığını ilimiz de biliyoruz.

Hyunjin'in Jeongin'e bir şeyler hissettiğinden adım kadar eminim ve bu duygular tek taraflı değil. Jeongin ne zaman Hyunjin'in ismini duysa eli ayağı birbirine karışıyor, ne yapacağını şaşırıyor resmen.

Sabah saat on buçuk gibi buraya gelecekler. Kahvaltı edip hapishaneye gideceğiz, Chris'i görmeye.

Doğruyu söylemek gerekirse Chris'e duygularımı itiraf etmek istiyorum, ama bunun için erken olduğunu düşünmüyor değilim. Sanırım biraz daha bekleyebilirim.

Hem düşünüp hem kahvaltı hazırlarken kapı çaldı. Hemen gidip kapıyı açtım.

Jeongin o tatlı gülümsemesiyle günümü güzelleştirdi resmen. Onun böyle neşeli ve sevecen görmek beni çok mutlu ediyor.

"Günaydın hyung."

"Günaydın bebek ekmek."

Birkaç gün önce bulmuştum bu lakabı ve Jeongin buna bayılmıştı.

"Hey ben de buradayım."

"Sana da günaydın. Hadi geçin içeriye."

"Ona bebek ekmek bana ise sadece günaydın."

Jeongin bu isyanı duymamış olsa da ben duymuştum. Benim arkadaşım biraz kıskanç olduğu için Jeongin'i kıskanması beni şaşırtmadı aslında. Jeongin içeri geçtiğinde Hyunjin'e büyükçe sarıldım.

"Kıskanma yakışıklımm."

"Kıskanmıyorum. Ayrıca kıskansam senin mi kıskanırım Jeo..."

"Neğ?"

Ne dediğini farkına varan Hyunjin sessiz kalmayı seçmişti.

"Ne ne?"

"Ne dedin sen az önce?"

"Açım dedim açım. Açlıktan ne dediğimi bilmiyorum. Yürü kahvaltı edelim."

"Kurtulduğunu sanma Hyunjin, konuşacağız bu konuyu."

Hyunjin hızlı adımlarla masaya doğru ilerledi ve oturdu.

Kısa bir kahvaltıdan sonra taksiye binip hapishaneye gitmek üzere yola çıktık.

Geldiğimizde parayı ödeyip taksiden indik ve kapıdan içeriye girdik.

Hızlıca görevliyle konuşup aynı odaya gönderildik.

Kısa bir süre sonra Chris geldi. Jeongin kalkıp abisine sarıldı. Chris da ona karşılık verdi. Gözler yine ve yine dolmuştu.

Ee yaklaşık iki yıl boyunca görüşememek oldukça zordu.

Chris Jeongin'le sarılmasını bitirip ayakta duran bize baktı. Yanımdan geçip Hyunjin'in elini sıktı.

Bana selam vermeden yanımdan geçti, yoksa beni öptüğü için pişman mı oldu? Ya da benden sıkıldı mı?

Ben ayakta, kafam yere dökük düşünürken bir el kafamı kaldırdı ve beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

Duygu değişimim yüzünden gözümden yaş gelerek sıkıca sarıldım Chris'e.

Küçük bir hıçkırık duyuldu oda da. Chris ne olduğunu anlayamadığı için geri çekilip bana baktı.

"Hey ne oldu?"

"Sadece biraz ü-üzüldum, sorun yok."

"Neden üzüldün?"

"Boşver hadi otur, kardeşinle zaman geçir."

Chris bir sorun olduğunu düşünse de üstelemedi ve onaylayıp masaya oturdu ve Jeongin'i yanına çekti.

Chris söze girdi.

"Size önemli bir şey söylemem lazım."

Jeongin atıldı hemen.

"Nedir hyung?"

"İçeride de benim gibi boşuna hapis yatan biri var. Hikayelerimiz neredeyse aynı, ailesinden biri ile tehdit edip işlerini yaptırmışlar. Benim kardeşim onun ise oğlu. Birkaç gün önce diğer koğuştakiler John hyunga saldırmış. Onun için bizim koğuşa aldılar."

Chris'in söylediği bazı cümleler Jeongin'i üzmüştü çünkü kendini suçluyordu. Ne kadar ona kendini suçlama desem de beni dinlemiyordu. Yan taraftan, kimsenin göremeyeceği şekilde elini tuttum. Bana dönüp baktığında güven verici bir bakış attım ona.

Chris konuşmaya devam etti.

"Bu olanları Minho ile konuşmam lazım. Siz söylersiniz."

Hyunjin söze girdi.

"Sen merak etme o iş bende."

"Hepinize tekrar çok teşekkür ederim. Burdan çıkınca hiç birinizi bırakmayacağım. Hepinizin yeri bende çok ayrı. Biriniz kardeşim, biriniz dostum, biriniz ise..."

Biraz duraksayıp devam etti Chris.

"Biriniz ise, ilk defa yaşadığımı hissettien kişi. O yüzden burdan çıktığım anda ensenizde olacağım. Hep sizinle olacağım. isteseniz de istemeseniz de."

Dediği şeyler kalbimin hızlanmasına yetmişti. Jeongin'in dediği doğru olabilir miydi? O da beni seviyor olabilir miydi?

~~~~~~~~~~~~~~~~

İyi okumalar...
Vote ve yorum güzel olur sanki hm...

🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓

Kitabımı beğendiyseniz beni takip eder misiniz...

Bu kitap bitince başka bir kitap daha yazmayı düşünüyorum.

Sizin de düşüncelerinizi merak ediyor ve önemsiyorum.

Diğer kitabımın konusu için bana yardım edebilirsiniz.

Okumak istediğiniz bir konu varsa seve seve yazarım aşkımlar...

42 / chanminWhere stories live. Discover now