Sana yardım edeceğiz Chris.

752 123 20
                                    

"Ha bu arada siz yazmaya başlamadan söyleyeyim, benim zaten yazılı kaynaklarım var, ama o kadar eminler ki benim yaptığıma, siklerine bile takmadılar."

"Bu işimizi oldukça kolaylaştırır Bay Bang, bize onları verebilir misiniz?"

"Seungmin di değil mi?"

"Evet."

Yüzüme yaklaştı ve gözlerini kısarak bana baktı. Cümleye girdi.

"Seungmin bana neden yardım ettiğini hala anlamıyorum, yani anlıyorum ama çok mantıksız. Ve malesef ki hala size güvenmiyorum. Beni sadece rüyalarında gören birine nasıl güveneyim ki dimi."

Haklıydı ama yine de aptal kalbim kırıldı. Üzüldüğümü belli etmemek için dalga geçtim.

"Haklısınız, ama lütfen bana güvenin. Ben size ne yapabilirim ki zaten. Tanrı aşkına yüzüme bakın, sizce şu sıfata sahip bir insan nasıl bir tehdit unsuru olabilir?" Dedim alayla.

"Bu nasıl bir savunma ya?"

Bu sefer Hyunjin konuştu, durumu toparlamak adına.

"Bay Bang sizi anlıyorum, bize güvenmemenizi, anlatmak istememenizi anlıyorum. Ama bir de şurdan bakın. Sizin burdan çıkmak için bir planınız var mı? Yani insanları suçsuz olduğunuza inandırabilir misiniz?"

"Malesef, hayır. Kanıtlarım var ama dinleyen yok."

"İşte biz dinleten taraf olacağız. Sizi dinleyeceğiz, kanıt sunacağız ve sizi burdan çıkartacağız."

"Kendinize çok güveniyorsunuz. Kaç yaşındasınız siz?"

Söze girdim.

"İkimizde yirmi yaşındayız."

"Küçüksünüz daha."

"Siz kaç yaşındasınız ki?"

"Ben yirmi altı yaşındayım. Yaklaşık yimi yıllı dört duvar arasında geçecek olan bir gencim."

"İnternette sizin on altı yıl cezanın olduğu yazıyor."

"Öyle mi iyi bari az kalmış."

Hyunjin konuştu.

"On beş yıl kadar, azmış ya!"

Gerizekalı arkadaşımı dürttüm.

"Hyunjin..."

"Yani on beş yıl var ama resmiyette. Size yardım etmemizi onaylarsanız bu süre sadece bir kaç aya iner."

"Peki madem, bir de sizi deneyelim."

Başlıyoruz...

"İşten eve gelmiştim. Her ne kadar yorgun olursam olayım kardeşim jeongin'le zaman geçiririm. Odasına girdim orda yoktu, evin içini dışını turladım ama yoktu.

Telefonuma bir bildirim geldi.

*Jeongin bizimle, güvende diyemeyeceğim ama eğer dediklerimizi yaparsan onu sana sapasağlam geri veririz. Kimsenin kılına zarar gelmez.*

Mesajı görünce kan beynime sıçradı. Bizi nerden tanıyorlar diye düşündüm biraz, sonra aklıma geldi. Jeongin sürekli*abi biri bizi izliyormuş gibi hissediyorum* diyordu. Haklıymış...

Meğerse benim zavallı kardeşime zorla o madelleri sattırıyorlarmış. Jeongin korkak bir çocuk olduğu için dediklerini harfiyen yerine getiriyormuş.

Olanları öğrenince buldum onları. Gittim yanlarına ve bu işin uzamasını, uzarsa onları polise ihbar edeceğimi söyledim.

"Bu sefer kardeşimin de yanar" dediler.

"O cezasını yatar çıkar ama siz bir daha çıkamazsınız ordan" dedim.

Tamam dediler ben de evime geri döndüm.

Eve geldiğimde jeongin yoktu, ben onlara konusurken diğer adamları tekrar almışlar kardeşimi. Bu şekilde bana bir şeyleri daha kolay yaptıracaklarını düşünmüşler.

Haklılar, kardeşim için her şeyi yaparım. Bir mesaj geldi, benzer şeyler yazıyordu yine. Bizim evin yakınlarına bir kaç paket morfin bırakmışlar. Onları alıp dedikleri yere götürmemi söylediler.

Aldım paketleri ve dedikleri mekana gittim ama kisme yoktu.

Sonra bir anda polisler geldi, elimde morfin paketleri ve ben. Korkunç bir görüntü.

Yaka paça aldılar götürdüler beni. Sorguya aldılar, yapmadığımı söyledim ama kimse inanmadı.

Telefonumdan mesajı göstereyim dedim o da yok. Ne oldu bilmiyorum ama telefonum yok oldu bir anda. Yani kanıtlarım yok oldu malesef. Tek kanıtın var o da, jeongin.

Hiç kesmeden dinledik onu.

"Sana yardım edicez Chris."

Hyunjin konuştu.

"Avukat, avukatın yok mu senin?"

"Yok, Kore devleti bir tane gönderdi ama adamın kendine bile hayrı yok."

"Ben hukuk okuyorum, çokça avukat arkadaşım var, sana güvendim birini bulurum."

"İkinize de teşekkür ederim."

Bir ender aldı ve tekrar konuştu."

"Sizden son bir şey isteyebilir miyim?"

Bu sefer ben konuştum.

"Tabi ki."

"Bana, bana jeongin'in öldüğünü söylediler. Yani o gün öldürmüşler onu, ama ben inanmıyorum. İnanmak istemiyorum. Siz dışarıdasınız belki bulursunuz onu."

Adam içeriye daldı *son iki dakika.*

Chris elini cebine attı ve küçük bir fotoğraf çıkarttı.

"Bakın bu jeongin'in fotoğrafı. Belki işinizi kolaylaştırır."

"Onu bulmaya çalışacağım Chris."

"Ben ikinize de çok, çok teşekkür ederim. En çok da sana Seungmin, sana bağırmama rağmen sakince dinledin beni teşekkür ederim."

"Teşekkür etmene gerek yok."

Adam tekrar içeri daldı.

"Süreniz doldu. Boşaltın odayı."

Onaylayıp çıktık odadan. Mutluydum anlattıkları doğruysa kötü biri değil. Sadece kardeşini korumak isteyen bir abi. Her ne olursa olsun ona yardım edeceğim...

~~~~~~~~~~~~~~~~

İyi okumalar...
Vote ve yorum güzel olur sanki hm...
Yeni gelenler için de geçerli bu, sessiz kalmayın lütfen. Yorum yapınn...

🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓

42 / chanminWhere stories live. Discover now