Bizimle geliyorsun.

617 104 31
                                    

Chris'in dediği yerden sonra bilgisayar caferlerden birine gitme kararı aldık. İlk gittiğimiz cafe de Jeongin yoktu. Ayrıca oraya hiç gitmemişti.

İkinci gittiğimiz cafe de ise sadece bir kere oraya gittiğini ve bir çocukla kavga ettikten sonra oraya bir daha hiç uğramadığını öğrendik.

Elimizde sadece iki tane cafe kaldı. Şimdi gittiğimiz yer ise Chris'in evine en uzak olan yerdi. Cafeye geldiğimizde ilk işimiz işletme sahibine Jeongin'i sormak olmuştu.

Hyunjin söze girdi.

"Merhaba."

"Merhaba. Buyrun."

"Biz birini soracaktık."

"Kimi ve ne için soracaktınız?"

"Biz avukatız ve bir dava için buradayız. Bang Jeongin isminde biri buraya uğradı mı acaba?"

Adam bizi baştan aşağıya süzdü.

Avukata benzeyen bir yanımız yoktu. Haliyle adam bu durumdan şüphelendi. Neyse ki inandı.

"Bir saniye hemen bakıyorum."

Adam bilgisayarın başına geldi ve listesini kurcalamaya başladı.

"Jeongin isminde biri her gece kapatma saatinden iki saat önce gelir ve cafe kapanana kadar oyun oynar, ama soyadı farklı."

Bu sefer ben konuştum.

"Soyadı ne peki."

"Yang. Yang Jeongin."

Hyunjin bu sefer bana döndü ve konuştu.

"Birinden saklandığı için ya da onu bulmamaları için soyadını değiştirmiş olabilir."

"Gerçekten değiştirmemiştir ama değil mi? Chris buna çok üzülür."

"Sanmıyorum. Resmiyete dökmemiştir ama günlük hayatta ismini böyle kullanıyordur."

Bana açıklama yaptıktan sonra adama döndü ve konuştu Hyunjin.

"Kapanış saatiniz kaç acaba?"

"On iki, gece saat on iki."

"Peki çok teşekkür ederiz. Kolay gelsin."

"Sağolun."

Mekandan ayrıldık.

"Seungmin bence gitmeyelim. Burada zaman geçirelim saat on gibi geliriz tekrar buraya. Eve dönersek saat çok geç olur. Boşuna taksiye o kadar para vermeyelim. Servet yatırdık resmen taksilere."

"Haklısın. Oturalım bir yere o zaman."

"Gel dolaşalım. Buluruz illa ki bir yer."

Hyunjin'le yan yana yürüdüğüm sokak oldukça sessizdi. Kafa dinleme için oldukça güzel bir yerdi aslında.

Burası Chris'in evine uzaktı ama Chris'in buralarda vakit geçirdiğine yemin edebilirim.

Biraz yürüdükten sonra bir cafe gördük. Yirmi dört saat açık olduğu için işimize yarayacaktı.

Bir masaya oturduk ve bir şeyler sipariş verdik. Uzun süre burada kalacağımız için bir şeyler yememiz lazım.

Konuşmayı başladım.

"Sence doğru kişi mi. Yani Yang Jeongin, Bang Jeongin olabilir mi?"

"Bence kesinlikle o. Çünkü soyadlar bile benziyor. Yang ve Bang sence de bu kadarı tesadüf olabilir mi? Baksana soyadını değiştirirken bile ailesini yani abisini tamamen gözden çıkartmıyor. İsteyerek Chris'i bıraktığına inanmıyorum."

"Ben de senin gibi düşünüyorum ama yine de tereddütlerim var. Umarım doğru kişidir. Umarım onu bulup Chris'e götürürüz. Bunu başarabilirsek eminim Chris çok sevinecektir."

"Umarım Seungmin, umarım."

Bir süre orda öyle oturduk. Biraz sohbet ettik, yürüdük, yedik, içtik.

Zamana o kadar yavaş geçiyor ki sıkıntıdan patlayacağımı hissediyordum resmen.

Sıkıntıdan hyunjin'le siyaset programları izlemeye başladık.

Eskiden çok sıkıcı olduklarını düşündüğüm için pek izlemezdim ama şu an gereksiz bir şekilde zevk alıyorum. Üç, dört saatlik programlar olmaları da daha iyi oldu bizim için.

Kendimizi nasıl kaptırdıysak zamanın farkına varmamıştık bile. Saat çoktan on buçuk olmuştu bile.

Hızlıca hesabı ödeyip kalktık masadan. Koşar adımlarla cafeye varmaya çalışıyorduk.

Biraz yürüdükten sonra sonunda varmıştık cafeye.

Yavaşça içeriye girdik. Cafenin yarısından fazlası doluydu.
İçeriye girdiğimizde sağımızda kalan işletme sahibiyle göz göze geldik.

Adamın bize gözüyle tarif ettiği masaya baktık. Arkası dönük olduğu için emin olamadım. Hyunjin sessizce masanın karşısına geçti ve çocuğa baktı. Küçük bir sırıtış belirdiği yüzünde.

Hyunjin yanıma geldi ve konuştu.

"Bulduk Seungmin."

Dediği anda çok sevindim Hyunjin'in boynuna sarıldım. O da bana sarıldı, kısa süre içersinde ayrıldık.

Hyunjin söze girdi.

"Seungmin biraz sert konuşacağım jeongin'le, bana kızma tamam mı?"

"Tamam da, neden?"

"Sonra söylerim ben sana. Hadi yanına gidelim artık. Öğrenelim bakalım abisini neden görmeye gelmediğini."

İmalı konuştu Hyunjin. Gerçekten Jeongin'in abisini isteyerek bıraktığı düşünmüyordu çünkü.

Yavaş adımlarla çocuğun yanına gittik. Sözü Hyunjin'e bıraktım.

Hyunjin çocuğun kulaklığını çıkartıp kafasının tam yanına getirdi yüzünü.

"Dediğimi ikiletmeden kalk masadan. Bizimle geliyorsun."

Jeongin çok korkmuştu. Yüzünün her yerinden belliydi korktuğu. Gerizekalı Hyunjin bunu neden yaptı bilmiyorum ama umarım mantıklı bir açıklaması vardır.

~~~~~~~~~~~~~~~~

İyi okumalar...
Vote ve yorum güzel olur sanki hm...

🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓

42 / chanminWhere stories live. Discover now