19.BÖLÜM | Oyun İçerisinde Oyun

11.8K 747 1.1K
                                    


Küçük bir konuşma yapmak istiyorum. Ya da kendimi biraz dile getirmek. Beni rahatsız etmeye başlayan iki şey var canlarım. Birincisi, kitaptaki tüm karakterlerin dini inancı islam. Müslüman olmadıklarını düşünen arkadaşlar elbet olmuş olabilir ancak hakaret içerikli yorumlar yazmak biraz aşırı. Evren karakteri elindeki gücün getirisiyle egoistliği yaşayan biri. "Tanrı" yazdığım yerlere takılan okurlar olmuş, bu kelimeyi kullanmanın yanlış olmadığını biliyor olduğunuzu düşünüyorum. Evren'in kafa tutması ise apayrı bir şey. O egoistliğinden ve öfkesinden sebep laf ediyor. İkinci bir diğer konu ise, özelden ana karakteri Kuzgun'u yapmam için bana ciddi anlamda rahatsızlık veren birkaç okurum. Bana mesaj atabilirsiniz, kitapla ilgili istediğinizi sorabilirsiniz. Hiçbir okurumu geri çevirmem ya da mesajına bakmamazlık yapmam. Ancak bana ne yapmam gerektiğini söyleyemezsiniz. Evren'e ısınamamış olan arkadaşlar elbet olabilir, bunun için yapabileceğim bir şey yok çünkü kurgumun baş karakteri o. Bir noktadan sonra kırıcı bir hâl almaya başlıyor. Kitabın kurgusu uzun, bu yüzden elimden geldiğince vaktinde bölümü yayımlayıp sizi de mahrum bırakmamak istiyorum. Bölümlerin hızla ilerlemesini bekleyen okurlar için her şeyin yeri ve zamanı var demek istiyor, kurgumu biraz olsun siz güzel okuyucularıma beğendirebilmeyi başarabiliyorsam iyi okumalar diyerek yavaştan kaçıyorum. 🌹

ON DOKUZUNCU BÖLÜM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ON DOKUZUNCU BÖLÜM

"Nerede güçsüz ve aptalı oynamayı gerektiğini biliyorsan, asıl kazanan sensindir. Zeka, elindeki gücün hepsini  bir an da gösterebiliyor olmakta değil, nerede ne hamleyi nasıl yapacağını biliyor olmakta yatıyor. Gün gelecek, aptalı ve güçsüzü oynayarak kendini yenilmez ve çok güçlü sandığın rakibini çok basit bir şekilde alt edeceksin."

❄️

Dış kapının sesi.

Ardından kulağıma ilişen hafif adımlar.

Burnuma dolan erkeksi koku.

Evren.

"Güneş."

Dudakları arasından dökülen şaşkınlık ve acı dolu tonlamayla adım dudakları arasından dökülüverdi. 

"Güneş."

Cevap vermedim.

"Ne olursun bak bana."

Büyük camlardan havuzu izleyen bedenim ona dönmedi.

Dönemedi.

"Dün gece neredeydin?" dedim sesimin bıçak kadar keskin bir şekilde ona saplanmasını sağlayarak. Şu an Gurur'un bu evin içerisinde kamera kaydıyla bizi izlediğini bildiğimden şu dakikalarda yapacağımız her şey yine rolden ibaret olacaktı. Sanki Onur'a zarar veren Evren'miş gibi bir hayal kırıklığı yaşayacaktım. Elbette ki, sözde. Bana sıralayacağı yalanları dinlemek için bünyem kendini fazlasıyla hazırlamıştı. Gözlerimin içine baka baka bana yalan söyleyecekmiş gibi yapacaktı, biliyordum.

KUZGUNİ ATEŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin