3. BÖLÜM | Düşen Yıldırım

33.3K 1.6K 1.9K
                                    


Kuzgun ve Güneş'in aniden oluşan yakınlığını doğal olarak sorgulayan okurlarım için bunun durduk yere olmadığını bilin istiyorum, ileride zamanla oturuyor olacak ve her şeyin bir açıklaması var. Tekrar ediyorum ana karakterimiz Evren Yıldırım.🙊

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Güzel okumalar dilerim.🌹

"O gece bir şimşek çaktı, yıldırım düştü tüm kalplere. Aralık bırakılan kapıdan giriverdi, aşık olduğu kadının kalbine adımladı sessizce."

❄️

Bakış açısı.

İnsandan insana değişen ve bir hayli sürükleyici bir yaklaşımdı. Bir olaya, bir örgüye bambaşka şekillerde yaklaşabiliyordu insanlar.

Kuzgun'la aynı kar küresine bakıyor ancak farklı perspektiflerden yorumluyorduk. Pencerelerimiz farklıydı. O gündüzdü ben ise gece.

Hafifçe yutkundum.

Bu açıdan bakmamıştım.

Boğazımı temizleyerek sağa doğru çekiliverdim. Gereğinden fazla yakın bir mesafe içerisindeydik. Kendine çeken garip bir aurası olduğunu onu ilk gördüğüm an hissetmiştim. Defne bizi izliyor, bakışlarımız kesiştiği an sırf beni sinir edebilmek için Uğur'un koluna girerek nispet yapıyordu.

Kuzgun'un bu enerjisini hissetmeyen olmazdı bu arada. Üniversite'de yer alan çoğu kızları ya o peşine doluyordu ya da Evren...

Uğur'ların burada neden olduklarına anlam veremiyordum mesela. Bu iki hafta boyunca onların bu yılışık hallerini görmek zorunda mı kalacaktım ben? Deri koltuğun arkasına doğru adımladım. Bakışlarımı zar zor çocuklara doğru odaklayabilmiştim. Kuzgun'da yavaş adımlarla yanıma adımlamış, aklında tahminen kurmuş olduğu birkaç fikri bizimle paylaşacaktı.

"Okulda olan katille hiç iletişim kurabilen oldu mu aranızda?" bakışları herkeste gezinmiş en son bende durmuştu. "Telefon olmak zorunda değil, bir not ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir şey. Birbirimize dürüst olmak zorundayız birlik olacağız ve karşımızda kendini akıllı sanan aptalın teki var. Onu bulmak çok zor olmayacak, bir süre güvenliğiniz için burada kalmanız onun için yeterince sıkıntı olacaktır. Sandığınız gibi çok bir şey yapmayacaksınız."

Yutkundum.

Bu şekilde imayla yaklaşmak zorunda mıydı? Cevabını bildiği soruları soruyor olmak onun için kolaydı ancak benim açımdan her şey bu kadar rahat ilerlemiyordu.

Onlara bana gelen mektuplardan bahsedemezdim.

Herkes başını iki yana sallayarak böyle bir şeyin olmadığını belirtti.

Sadece ben sessiz kalmıştım.

"Mesajı atan katilin kendisiydi bence." deyip oluşacak gerginliği seyretmeye koyulmuştu Ege. Ancak Kuzgun sert bir dille buna itiraz etmiş, katilin bu mesajla bir alakası olmadığını söylemişti.

Çünkü zaten her şeyi biliyordu.

Ancak objektif yaklaşmak gerekirse şu an hafızam yerinde olmadığından emin olamayarak yaklaşmam gerekiyordu, katilin bir parmağı da olabilirdi.

"Nasıl emin oluyoruz ki? Belki de Ege'nin dediği gibi katildi bu mesajı bize yollayan." diyerek de ben bu sefer itiraz etmiştim. Anıl ve Rüzgar aynı Kuzgun gibi kendilerinden emin bir şekilde bunun katil olmadığını savunmuşlardı. Çok emin yaklaşıyorlardı, ellerinde bir kanıt yokken üstelik.

KUZGUNİ ATEŞ (+18)Where stories live. Discover now