18- beklenen gemi

1.2K 78 23
                                    

"Şimdi gelsem sana zaman ötesinden, sesinden öpsem ya da nefesinden, düğümlerimizden çözülsek ya birden. Eminim bu hasret bitmez ki sevgili..."

*

Temmuz 2025

Sabahın ilk saatlerinde güne Altay'ın yüzümün çeşitli kısımlarına bıraktığı öpücüklerle uyandım. Uyku mahmuru yerimde kıpırdanıp gözlerimi aralamaya çalışırken o çoktan enerjisini depolamış halde yatakta doğrulmuştu. Yanağımdan makas alarak, "Kerem," dediğinde oflayıp yatakta onun tarafına sola döndüğümde kahkaha attı. "Sızlanma yavrum, kalk artık." dediğinde gözlerimi aralayabilmiştim. Başlığa yaslanmış halde yatakta otururken sağ tarafında kafamı yorgandan çıkarmış halde ona alttan bakıyordum.

Göz göze geldiğimizde uyku mahmuru gözlerime bakıp gülümsedi ve sağ elini saçlarıma atarak alnıma dökülüp görüşümü kapatan buklelerimi arkaya yatırdı. "Yunus hep ne der biliyor musun, onu erken uyandırdığımda?" dedim gözlerimi kırpıştırıp. Muzipçe sırıtıp, "Ne der?" dedi. Derin bir nefes vererek, "Der ki; Horoz mu sikti bizi sabah sabah? " Kahkahası melodik bir tonla odada yankılandığında ben de doğrulmuş ve başlığa yaslanmıştım.

"Bizi horoz sikmediğine göre niye erken uyanıyoruz?"

Kolunu omzuma atarak sarıldı ve başımı göğsüne yaslayıp saçlarımdan öptü. "Öğlen ikide limana gideceğiz, oradan da İzmir'e." Kaşlarım şaşkınlıkla çatılırken başımı göğsünden ayırıp yüzüne baktım. "Bu kadar erken olacağını tahmin etmemiştim, en azından bir günümüz vardır diye düşünmüştüm." dediğimde omuz silkti. "Daha fazla burada kalmamıza gerek yok diye düşündüm," Elini elime atarak üstüne bir öpücük kondurdu. "Hem artık bütün yarınlar bizim, tek bir yarına bel bağlamamıza gerek yok."

Dudak büzerek, "Orası öyle," dedim. "Ama bu kadar uzun süre inişli çıkışlı hayatımızdan uzakta kafa dinleyince geri dönme fikri ani oldu." Güven verici bir gülümseme süsledi yüzünü, ben de gülümsedim. "Merak etme, her şey yolunda gidecek."

"İlişkimizi bilirlerse kulübe transferim gerçekleşebilir mi Altay? Bana pek mümkün gelmiyor."

Sıkıntılı bir nefes kaçarken dudaklarından ilişkimizin gerçeklerini öylece yüzüne söylemek zorunda olmak kötü hissettiriyordu. Ama maalesef, sağlam ve gerçek zeminde olmayan bir ilişkinin ceremesini en çok biz çekmiştik. Bu sebeple her şey doğru olsun istiyordum.

"Bir yerden başlamak lazım, derler. Bu dünyada bizim de bir yerimiz olduğunu hatırlatmalı ve buna alıştırmalıyız insanları."

"Buna dayanabilecek miyiz?" dedim mırıldanarak. Sesim düşük ve güçsüzdü o da bunu fark etmiş gibi güç vermek adına avucundaki elimi sıktı. "Bunun için yaşıyoruz," İkimiz de tebessüm ettiğimizde ortama sinen kasveti dağıtmak adına konuyu değiştirmeye karar verdim.

"Pekala, açlıktan bayılmadan önce büfeye insek mükemmel olurdu," dediğimde gülerek başını salladı. Yataktan çıkıp banyoya girdiğimde o da arkamdan beni takip etmişti. Beraber banyoya girip yüzümüzü ve dişlerimizi yıkadıktan sonra banyodan çıkmıştık. Üstümde sarı bir sweatshirt ve eşofman vardı, şu anlık değiştirmeye ihtiyaç duymadığımdan oda kartımı, telefonumu ve cüzdanımı ceplerime koymakla yetindim. Altay da o sırada kendi odasına gitmiş ve siyah bir tişörtle beraber eşofman giymişti. Aynı anda odalarımızdan çıkıp kapıyı çektik ve yan yana asansöre yürümeye başladık.

seni bana küstürenler •alker•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin