19- sen varsın diye

1.2K 88 68
                                    

"Bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam, ay ışığında deniz akordeon solosu, pırıl pırıl yaşadım üç dakika tastamam."

*

Temmuz 2025

Gemiye bindiğimizde Altay Kaptan'la konuşmak için üst kata çıkmıştı. Ben de güverteye çıkmış ve denizi izleyebilmek adına ucuna oturup bacaklarımı uzatmıştım. Yüzüme vuran güneş, rahatlatıcıydı; bacaklarımın altında hissettiğim dalgalar ise serinleticiydi.

Güneş gözlüğümü gözlerime indirerek gözlerimi daha rahat açtıktan sonra ellerimle arkaya doğru yaslandığım sırada cebimdeki telefonum titremiş ve tekrar doğrulmamı sağlamıştı. Ekranda Yunus'un adını gördüğümde istemsizce gülümsedim. En son alyansımın fotoğrafını atmış ve şaşkınlıktan dilini yutmasına sebep olmuştum. Ondan sonra pek konuşmaya fırsat bulamamıştık. Daha fazla bekletmeden üçüncü çalışta açıp kulağıma yasladım.

"Efendim?" dediğimde oldukça enerjik bir sesle, "Selamlar, Kerem Aktürkoğlu Bayındır'la mı görüşüyorum acaba?" dedi. Gülümsemem büyürken geriye doğru eğilmiş ve uzanmıştım güvertede. "Buyurun benim," diyerek oyununa ayak uydurunca kıkırdadı. "Piçsin oğlum, hani aynı anda evlenecektik?"

"N'apalım oğlum? Bul sen de birini hemen?"

"O kadar kolaydı ya," dedi bıkkınca. Yarım ağız güldüm tavrına karşı. "Valla bir anda oluyor kuzum, Allah sana da nasip etsin." dediğimde iğrenmiş gibi bir ses çıkardı. "Bileziklerini falan da şıngırdatırsan tam olacak."

Kahkahayla karışık, "O da artık başka zaman," dediğimde güldü. "Büyük bir hevesle hayatının hatasını yapışını izleyeceğim Kero'm, merak etme."

"Niye öyle diyorsun lan?"

"Aklı olan evlenmez de o yüzden,"

Göz devirip muzipçe sırıttım. "Doğru kişi karşına çıktığında görürüm seni," dediğim sırada arkadan tanıdık bir ses "Yunus," diyerek seslendi.

Kaşlarım çatılırken, "Halil mi o?" diye sordum. Yunus muhtemelen Halil'i kışkışlamakla ilgilendiği için birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra, "Evet," dedi. "Evet, Halil'leyim."

Anlayamadığım olaylar dönmesi adrenalin seviyemi yükseltmişti. Yattığım yerden doğrularak tekrar oturdum ve daha rahat konuşabilmek adına telefonu hoparlöre aldım. Dalgalar diğer türlü duymamı zorlaştırıyordu.

"O nasıl oldu lan? Denize açılmamış mıydı o?"

Derin bir nefes verdi. "Evet, açılmıştı açılmasına da sonra benim Marmaris'te olduğumu duyunca Marmaris'e geldi."

"Marmaris'e mi? Hala orada mısınız?"

"Hıhım, Rodos'tan ayrıldığı gibi buraya geldi zaten."

Şaşırdığım ve anlamlandıramadığım şeyler olduğu için kaşlarım çatılsa da bunu Yunus'a yansıtmadım. Şu an onu sorularımla sıkıştırmak istemiyordum. Her ne oluyorsa bunu sonra da öğrenebilirdim.

"Siz n'aptınız peki? En son İspanya'ya gidecektiniz?" Sorusu beni düşünce silsilemden sıyırınca tekrardan Yunus'a odaklanabilmiştim. "Gemideyiz biz de, İzmir'e gidiyoruz. Oradan da İspanya'ya."

seni bana küstürenler •alker•Where stories live. Discover now