Kendin olabilecek misin? Sadece ve sadece kendin. Saf yalın doğduğun halin. Kabul etmekten korktuğun. Belki utandığın. Kendine bile göstermek istemediğin... Esas KENDiN olabilecek misin? Bu hikayede anlatılmaya çalışılan bu.... O anlaşılamayanın şii...
Viskinin yarısı bittiğinde, sarhoş oldum... Ayakkabılarımı çıkardım, çoraplarımı da... Denizin başlayıp bittiği yer, hep büyüler beni... Sanki bütün başlangıç ve son orda, o kadar basit ki aslında...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bizim karmakarışık sandığımız şey, bu ya... İşte şu vuran, ufacık dalga kuma... Bütün gerçek onda. Çıplak ayaklarımı daldırdım o gerçeğe... Yürüdüm onun üstünde... Plaj bitene kadar... Sonra çıplak ayakla devam ettim yürümeye plajdan çıkıp...
Çıplak ayakla hiç yürüyemem aslında, ama aldırmadım bu gün... Acısın ayaklarımın altı, umurumda değil, içimde öyle bir acı var ki... Belki ayağımın acısı, unutturur onları... En azından kısa bir süreliğine...
≈≈≈
Moda sahiline kadar gelmişim... Ayaklarımın altını hissetmiyorum artık oturmalıyım bir yere... Yukarı çıktım, o gün Peter Pan'la oturduğumuz çay bahçesinin olduğu parka girdim... Ağaçlar yeşilin en güzel tonlarını sunmuş, baharı müjdeliyorlar...
Benim dışımdaki dünya ne güzel... Mutlu olmak için bu yeterli olur mu bilemiyorum ama güzel işte bunu hissetmek bile yetiyor bazen, ya da yetmeli... Çöktüm, gölgede denizi uzaktan gören bir banka...
Öyle tatlı bir yorgunluk ve sarhoşluk içindeyim ki, acıdan yanan ayaklarım umurumda değil... Kalan viskiyi içersem kusarım herhalde aç karnına... Döktüm kalanını ayaklarıma ve ovuşturdum, önce çok yandı sonra acısı geçti biraz...
≈≈≈
Lise'de edebiyat dersi, sınav oluyorduk... En sevdiğim ders ve hoca... Sadece kompozisyon yazmamızı istemişti... Şimdi hatırlamadığım bir konu vermiş ama bana bakarak, isteyen kendi seçtiği konuda da yazabilir maç filan anlatmamak şartıyla, demişti.
Ben ağaçlar konusunu seçmiştim... Hatırladığım şöyle bir şeyler yazmıştım.
~~~
her ağaç türü belki de her ağaç birbirinden farklı... odun deyip geçsek de yeryüzünde görkemiyle en estetik ve yararlı şey... bütün ekolojik denge... çocukluğumdan beri resim yeteneğim olmamasına rağmen ağaç resmi çizmek beni hep rahatlatmıştır... meşe, ceviz, çınar ve kavak mesela... meşenin dayanıklılığı, cevizin insan beynine benzeyen faydalı yemişi, çınarın heybeti, kavağın çabucak büyüyüp bir anda yıkılıp gidişi... ne acı... en kısa ömürlüsünün yapraklarının rüzgarda şarkı söyleyen sihre sahip olması... bu bana efsane oyuncu james dean'ı anımsatır...
~~~
Ama asıl kompozisyona yazmak istediğim başka şeyler de vardı: Sözü kavak ağacından, James Dean'a getirmek. Benim ilgimi çeken, daha 24 yaşında ölen efsane oyuncunun biseksüel olduğunu öğrenmem oldu. Bu tür insanların gay ilişkilerini bilmek, kendi kimliğini kabullenmeni kolaylaştırıyor sanki...