LU_32 ~~~ kayıp çocuk ~~~

Start from the beginning
                                        

Sabri abi, Mert senin sayende yaşıyor demedi mi?

Mert bana, Seni seviyorum demedi mi?

Nasıl olsa bırakacaksın bir gün beni demedi mi?

İnsan sevmediği birine bunları söyler mi? Hele de Mert gibi birisi... Yani, ne istiyor o zaman benden? Sadece acı çekmemi mi?

Ya o zaman söyleme seni seviyorum diye... Neden benim için yaşadığını söylüyorsun Sabri abiye... Patlat ağzıma bir tane, siktir git, de... Ben de belki gidebilirim ve unutabilirim seni... Ya da hiç unutmam ama öylece yaşarım bitkisel hayatta... Böyle her şeyi ortalık yere saçıp saçıp bırakmak beni, ne oluyor anlamıyorum ki...

~~~

Bu gün derse filan giremem, aç kalıp yürümeye ihtiyacım var sadece... Sahile gitmeliyim. Dani okuldadır nasıl olsa, oralarda olmaz...

Yastık kılıfına sardım ellerimi bastırdım üstüne... Kan durdu sanırım... Sağlık merkezine gittim... Hemşire mi doktor mu neyse bir kadın vardı... Bir sürü şeyler sordu bana... Ben tekrar ağlamaya başlayınca, sustu... Sardı ellerimi, akşam uğra, dedi, bıraktı sonunda...

~~~

Deniz ve sonsuzluk... Tek ilacım... Yavaş yavaş yürüdüm, Bostancı'dan Caddebostan'a kadar. İyot kokusunu içime çeke çeke... Ordan küçük şişe, Jim Beam ve su aldım. Mert'in içkisi... Kendi yoksa içkisi olsun... Plaja oturdum... Ellerim sarılı olduğu için kapaklarını çok zor açabildim viski ve suyun...

Su şişesini kuma döktüm, dibinde biraz bıraktım ama... Suyu nasıl da emdi kum... Ben Mert'in içinde öyle kaybolmak istiyorum işte.... Viskiyi su şişesine boşalttım. Büyükçe bir yudum aldım... Daha boğazım yanarken beynimde bir yumuşama oldu...

Midemde hiç bir şey olmadığından, direk kanıma karıştı hemen ateş gibi... Hızlandı damarlarımdaki kan... Büyüklerin büyüğü şair, Can Yücel'in ilk yazdığı şiirlerinden biri aklıma geldi... Daha çocukken okumuş ve ezberlemiştim...

Mırıldanmaya başladım, unutmamışım hâlâ... Unutmam ki hiç bir şeyi... Unutsam keşke, her şeyi...


~~~ Kayıp Çocuk ~~~

Birden işitilmez olsun ayak seslerim;

Gölgem bir başka sokağa sapıversin;

Unutayım bir anda her şeyi,

Nerde oturduğumu,

Bir tuhaf âdem olduğumu Can adında.

Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetini,

Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;

Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,

İlk defa görmüş gibi dünyayı,

Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;

Hatırlamam artık değil mi, dostlar,

Hatırlamam artık garipliğimi?

~~~

Güneş tam tepemde, demek saat 12 gibi... Bakıyorum gözlerimi kırpmadan... Bir süre sonra güneşin aydınlığı, her şeyi karanlığa çeviriyor... Görmez oluyorsun hiç bir şey... Öldüremedim kendimi, güneşe bakmaya devam edip, kör mü olsam acaba?

Bir sürü görme özürlü hukukçu var... Mert'in güzelliğini görmezsem belki yaşamaya devam ederim... Ya da Mert halime acır yanından ayırmaz beni... Görme özürlülerin dokunma ve koku alma duyuları zamanla geliştiğine göre; onun teni ve kokusu yeter nasıl olsa bana...

Liseden ÜniversiteyeWhere stories live. Discover now