Elli altı

5K 399 40
                                    

Uzun zamandır sadece Mehmet ve Tuncay bölümü yazmadığımı farkettim ve bu bölüm onların olsun istedim :)

Keyifli okumalar ❤️

_

Yazar'dan;

Birbirlerinden ayrıldıklarında Mehmet sıkıca elini tuttu Tuncay'ın.

-Hadi gidelim.

-Bir dakika nereye?

-Bilmiyorum yolda karar veririz.

Deyip diğerlerine döndü yüzünü.

-Bizi sorarlarsa Mehmet Tuncay'ı kaçırdı dersiniz. Uzunca bir süre geri döneceğimizi zannetmiyorum.

Beraber arabaya geçtiklerinde Tuncay hiç itiraz etmeden Mehmet'in yanında yerini aldı ve yola çıktılar.

Yol boyu ikisi de tek kelime etmemiş, ara ara bakışları kesişmişti sadece.

Akşam olduğunda İstanbula vardıklarında bir dağ evinin önünde durdurdu arabayı Mehmet.

-Neresi burası, nereye geldik?

-Üniveristeden arkadaşım Suat'ın evi burası. Hani bir keresinde konağa ziyarete gelmişti ya beni eşi ve çocukları ile birlikte. Yazın yurtdışından geldiklerinde kalırlar burada. Şuan ev boş olduğu için bir süre burada kalabiliriz hem kimse ulaşamaz burada bize.

-Anladım.

Dedi Tuncay ve arabadan indiklerinde Mehmet saksının altından anahtarı alarak kapıyı açtı ve Tuncay önden adımlarken Mehmette onu takip etti.

-Allahtan valizim yanımda. Sen de giyersin benimkilerden.

-Sen bunları takma kafaya. Olmadı hallederiz bir şekilde. Aç mısın?

-Açım ama evde birşeyler var mıdır?

-Bir bakalım mutfak şurada.

Diyerek mutfağa doğru yürüdü ve Tuncay da onu takip etti.

Mutfakta ki sandalyeyi çekerek Tuncayın oturmasını sağladıktan sonra dolaplarda birşeyler aramaya başladı ve birkaç dakika sonra birkaç makarna paketi ve sosu için malzemeler buldu.

-Hepsinin son kullanım tarihine daha birkaç ay var hala yenebilirler. Ben şimdi güzel bir soslu makarna yaparım yarın da civarda market falan varsa adam akıllı birşeyler alırız.

-Ben de yardım etseydim sana.

-Olmaz. Sen orada öylece oturacaksın, ben de yemeğimizi yapacağım.

Deyip bir yandan da işe koyulduğunda Tuncay dirseğini masaya koyup çenesini de avucuna yerleştirerek hevesle izlemekteydi Mehmet'i.

-Makarnalar haşlanıyor. Şimdi sıra sosunda..

-

-Bu arada sıkılmıyorsun değil mi? Sıkılıyorsan salona geç, ben hazır olduğunda seslenirim veya salonda yeriz istersen.

-Hiç kirlendirmeyelim şimdi etrafı burada yeriz. Ben de tabakları ve su için bardakları falan çıkarayım bari.

Diyerek ayağa kalkıp dolaplara doğru yöneldi.

Mehmet bir yandan yemek yaparken arada Tuncay'a yandan bakışlar atarak gülümsediğinde Tuncay da buruk bir şekilde gülümsedi.

Bu halini Mehmet hemen farketmişti.

Ocağın altını kısarak elinden tutup demin oturduğu sandalyeye geri oturttu Tuncayı ve kendisi de başka bir sandalye çekip karşısına oturdu.

Düşmanın Oğlu - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin