Yirmi iki

12.9K 877 133
                                    

Geçen bölüm Mehmet ve Tuncay'ın olayı merak edilmiş.

Arkadaşlar Mehmet ve Tuncay sevgili değiller. Zaten onları yazmaya başladığımdan beri dikkat ettiyseniz sevgili oldukları net bir şekilde belli edilmedi hiçbir zaman. İkisinin arasında ki şey dostluğun, kardeşliğin, akrabalığın daha üzerinde birşey ama şimdilik kendileri bunun farkında değiller tabii.

Aynı evde doğup büyüyen, birbirlerinden ayrılmayan, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen ve birbirlerini asla kimseyle paylaşamayan iki dost gibi göründükleri için bugüne kadar konak ahalisi de durumu pek sorgulamamış.

Onların da hikayesi güzel olacak diye düşünüyorum. Ve aralarında henüz başlamış bir ilişki olmadığı için gönül rahatlığıyla onların hikayesini de takip edebilirsiniz. Bu açıklmayı da yapmış olayım :)

Keyifli okumalar ❤️

_

Yazar'dan;

Tuncay Mehmet'in yanağına doğru uzanıp sıkıca öperken Mehmet'in telefonunun çalışı ile geri çekildi.

-Efendim Yılmaz.
Ne?! Ne diyorsun sen ya, hangi hastane?

-Hastane mi? Noluyor...

-Tamam, tamam hemen geliyoruz biz.

-Lan noluyor söylesene bana da.

-Denizi vurmuşlar hastanedelermiş hemen gitmemiz lazım.

[Hastane]

-Durun kıpırdamayın lütfen.

-Aziz, o nerede iyi mi?

-Eşinizi mi soruyorsunuz?

-Evet. Burada değil mi?

-Burada. Dışarıda bekliyor şimdi haber vereceğiz.

Doktorun sözlerinden sonra derin bir nefes verip sırtımı yatağa yasladım. Gözlerimi açtığımda ameliyatdan çıktığımı ve bu yüzden birkaç gün hastanede kalacağımı söylemişti doktor.

Askıda olan koluma bakıp yüzümü buruştururken en son olanlar gelmişti gözümün önüne. O an bir cesaret o adamları vurmamış olsam Aziz muhtemelen ya ölmüş ya ağır yaralı halde hastanede yatıyor olacaktı.

Ve muhtemelen hayatını kurtardığım için bana olan hissleri daha da büyümüş durumda idi şuan.

-Offf ne düşünüyorum ben? Bu halde bile adamın bana olan duygularının derdine düşmüşüm. Zaten başımıza ne geldiyse konudan kaçmaya çalıştığım için geldi. İtiraf ederse de etsin. Belki üzülür ama ucunda ölüm yok neticede.

Kendi kendime sesli bir şekilde konuşurken kapı açıldı ve endişe dolu bakışlar ile bana bakan Aziz izle karşılaştım.

-İyisin değil mi?

Kapıyı kapatıp yanıma adımlarken otursun diye sağ bacağımı kaydırıp biraz boşluk yarattım yatakta.

Yanıma oturum boşta kalan diğer elimi tutarak tekrar sordu.

-Ağrın sızın yok değil mi?

-Hayır. İyiyim

-Nasıl böyle birşey yaparsın? Ya koluna değil de başka bir yerine gelseydi Deniz o kurşun. Hiç mi düşünmedin bunu?

Düşmanın Oğlu - GayWhere stories live. Discover now