22 "İNANÇ"

1.2K 116 117
                                    

KEYİFLİİ OKUMALAARRR

○ The Neighbourhood~ Reflections

_________________________________________

Ölüm Dünya'nın en acı gerçeklerinden biriyken biz neden bunu kabullenmemekte ısrar ediyoruz? Yarınımızın garantisi yokken biz neden hala yüzyıllar yaşayacakmışız gibi davranıyoruz? Ölüm gerçekti hem de tüm acısıyla birlikte. Uzun zamandır teyzemle konuşmamıştım. Şimdiyse bir ömür onsuzluğa mahkumdum.

Bugünün kötü geçeceğine emindim. Mina gelecekti. Ruh adam teyzemin öldüğünü söylemişti ona. İlk başta inanmasa da daha sonra şaka yapmadığımızı anlamıştı. Teyzemin cesedini alıp götürecekti fakat onunla birlikte bir acı gerçekle daha yüzleşecekti. Mina'ya felç olduğumu söylememiştim. Nasıl söyleyecektim ki? Perişan bir halde olduğuna emindim. Benim kadar Mina'da çok seviyordu teyzemi.

Ama bir sorunumuz daha vardı. Mina eğer ruh adama kinlenirse bu kini hiçbir zaman geçmeyecekti. Mina zor kinlenen biriydi ama eğer birine kinlenirse bir daha asla ona nötr duygular besleyemezdi. Benden seçim yapmamı istemezdi ama ya seçim yapmak zorunda kalırsam. Çocukluğumu mu seçecektim? Yoksa geleceğimi mi?

Hayattan ve yaşamdan nefret ediyordum. Herkese mi böyle zordu yoksa bana özel miydi bu durum? Çok birden gelişmişti olaylar. Teyzemin durumuna hiçbir tepki veremiyordum şuan. Yatağıma yatmış bir şekilde tavanı izliyordum. Ne yapabilirdim ki başka? 'Zaman her acıyı götürür.' derlerdi. Benim bu acımı da götürebilecek miydi? Zaman gerçekten o kadar güçlü müydü? Umarım ki öyledir..

"Mayıs!" dedi Mina kapımı şiddetle açarak. Gözlerinde ki yaşlar hiç durmaksızın akıyordu. Ben neden yapamıyordum? Teyzemin ölümüne neden hala tepki veremiyordum? Uzun süreli bir şok muydu yoksa benimki?

"Mina.. Teyzem nerede?" kelimeler ağzımdan zar zor dökülüyordu kelimeler?

"Mayıs'ım çok üzgünüm." Mina kollarını açarak bana yaklaştı. Ne çok özlemiştim ona sarılmayı. Şimdiyse sarılmak istiyordu ama ben lanet vücudumu yataktan kaldırıp ona sarılamıyordum.. Ne zaman hissetmeye başlayacaktım? Bir daha yürüyememekten çok korkuyordum..

Mina yatağımın yanına gelince kalmayacağımı anlamış gibi kollarını ümitsizce indirdi. Oysaki ne çok isterdim ona sarılmayı. Ne çok isterdim onu yeniden hissedebilmeyi. Tekrar yatağın öteki tarafına geçerek yanıma uzandı. Elleri büyük bir özlemle saçımı okşamaya başladı. İşte o an gözlerimin arkasında mahkum kılınan göz yaşlarım, özgürlüğü yeniden tatmak istercesine firar ettiler.

Özür dilerim anne, teyzemi koruyamadım. Teyzemin de ölümüne ben sebep oldum.

Mina saçlarımı okşamaya devam ederken benim ağzımdan tek bir kelime çıkabilmişti ancak. "Öldü.." Kendime bile itiraf edemediğim acı gerçek Mina'nın yanında gün yüzüne kavuştu.

O ölmüştü. O da bırakmıştı beni. Ya ruh adam ve Mina'da giderse... Düşünmek bile istemeyeceğim şeyler beynime girmek için ekstra çaba sarf ediyordu sanki.

2 saat geçmişti Mina hala saçımı okşuyor ben ise hala göz yaşlarımı özgürlüğüne kavuşturuyordum.

Özür dilerim anne, kızın sana verdiği sözü tutamadı.

"Mayıs, hadi gel güzelim son bir kez görelim Deniz teyzeyi." Dedi Mina yataktan inerek. Elini uzatmış tutmamı bekliyordu. Diyemedim ki ben hissetmiyorum.

"Mayıs'ım hadi bir tanem."

"Mina.. ben hissetmiyorum." Kelimeleri kerpetenle alıyorlardı sanki ağzımdan. O kadar çok canımı yakıyordu ki bir an önce son bulsun istedim hayatım. Daha sonra aklıma ruh adam geldi. Beni her şeyden çok seven o ruh. Benim için her şeyi yapabilecek güçte olan ruh eşim. İyi ki diyordum her aklıma geldiğinde. İyi ki benim ruh eşim.

KESİTWhere stories live. Discover now