14 "SİZİNLEYİM"

1.6K 165 37
                                    

Keyifli okumalarrr...


____________________________________________________________

Zaman bazılarının ilacı, bazılarının ise acısıdır. Kimileri zaman geçtikçe iyileşir, kimileri ise zaman geçtikçe daha kötü olur. Şuan hala bir çoğumuz farkında olmasa da zamandan daha değerli bir şey yok. Günler, haftalar, yıllar geçtikçe biz her zaman bir önceki günü, haftayı veya yılı özleyeceğiz. Her zaman geçmişe duyulan bir özlem vardır fakat bugünlerimize duyduğumuz sevgi yok denecek kadar az. Her zaman geçmişi özlüyoruz ama geçmişi özlememek için hiç bir şey yapmıyoruz. Hayatımızda ki 1 saniyenin önemini bile yeni yeni kavrıyorken geleceğimiz de pişman olmamak için elimizden geleni yapalım.


"Uzay hadi ya, Charles'i almaya geç kalacağız!"

Ortaya büyük bir teori attıktan sonra herkes kendi odasına çekilip düşünmeye başlamıştı. Temizlikle geçen 2 günün ardından, cuma günü Charles kitabı almak için yola çıktığını, cumartesi sabahı Türkiye de olacağını Alara'ya bildirmişti.

"Ben hazırım hadi çıkalım Mayıs." Dedi uzay merdivenlerden aşağı inerken. "Sabahtan beri burada ağaç olmuşum ve senin merdivenlerden iniş hızına bak. Kaplumbağa senden daha hızlıdır be!" dedim sitemle. Havaalanı buraya yaklaşık bir saat uzaklıktaydı tabi trafiği dahil edersek 2 saat ve biz hala evde oyalanıyoruz.

Charles'i ise nasıl ikna edeceğimizi hala bulamadık tamamen doğaçlama yapacağız. Uzay ve ben 'Kızla ilk ben konuşayım ikna ederim.' Düşüncesindeydik fakat diğerleri buna pek sıcak bakmamıştı. Şimdi ise elime bir koz geçmişti ve ben bu kozu kullanmaktan çekinmeyeceğim.

Uzay onun yavaşlığını sitem etmemden sonra koşarak arabaya binmiş üstüne birde benimle dalga geçmişti. "Oho Mayıs Hanım biz böyle seni mi bekleyeceğiz? İnan kaplumbağa senden daha hızlıdır." dedi alayla paşama bakın siz.

"Madem öyle diyorsun bir anlaşma yapalım. İkimiz de kendi arabamızla gidelim ilk giden kızla konuşma fırsatına sahip olur. Tabi kızla konuşan, konuştuklarını ses kaydı da alsın ki diğerleri de ona göre bir konuşma yolu hazırlar." dedim. Uzay'ın yanına gitmiş ona elimi uzaymıştım.

İlk başta emin olmasa da daha sonra uzattığım elimi sıkmıştı. "Daha sonra kaybedince Özgür'e ağlama ama." dedi alaycı kuş.

Takma isim harika Mayıs bu konuda üstüne yok.

Biliyorum tatlım biliyorum.

"Kim ağlıyormuş göreceğiz. Dua et de tekerleklerin sağlam olsun. Malum ormandayız bir kurt gelir sonra atar pençeyi arabaya, bir bakmışsın tekerlek gitmiş." dedim arabama koşarken.

Hayır, asla dün gece tekerini patlatmadım. Arabama binerken Uzay hala afallamış bir şekilde bana bakıyordu. Ancak anlamış olacak ki hızlıca tekerleklere bakmaya başladı. Tabi bende hızla arabamı çalıştırıp havalimanına doğru yol aldım. Bagajında yedek lastiği vardı ama onu takana kadar çok vakit kaybedecekti.

Bu ikna işine ruh adam da sıcak bakmıyordu ama yine de bana kıyamadı ve sonunda ona sunduğum teklifi kabul edip bana bir kaç ipucu verdi.

İlk öncelikle kızla konuşurken göz temasını kesmemem lazım, arada bir ona sıcak gülümsemeler sunmam lazım, ki verdiği taktiklerden en önemlisi yapmacık ve sahte olmamam lazım. Kız ona yaranmak için iyi davrandığımı düşünürse bana gıcık kapabilir ve biz bunu hiç istemiyoruz.

Zaten öyle değil mi Mayıs? Ona yaranmak istiyoruz.

Ona yaranmak istiyor olabiliriz ama bu kibarlığımın veya ona gösterdiğim saygının sahte olduğunu göstermez.

KESİTWhere stories live. Discover now