KESİT

16"GERÇEKMİŞ!"

KEYİFLİ OKUMALARRR...

___________________________________________

Sabah uyandığımda başımda Mina endişeli gözlerle bana bakıyordu. Uyandığımı görür görmez yaptığı ilk şey bana su vermek olmuştu. "Mina ne oldu? Neden bu kadar endişelisin?" Ben bana verdiği suyu içerken o da sorumu yanıtsız bırakmadı. "Mayıs yaklaşık bir buçuk gündür uyuyorsun ve bir saat öncesine kadar çok ateşin vardı. Uyandırmaya çalıştım uyanmadın. Bende elimden geldiğince ateşini düşürmeye çalıştım ama çok beceremedim. Çok korktum." dedi dolu gözlerle. Hadi ya, bir gün oldu mu ben uyuyalı? Zaman çok hızlı geçiyor. ZAMAN ÇOK HIZLI GEÇİYOR! Gün geçtikçe dava için verilen süre azalıyordu ve ben neden günlerce uyuyorum. Allah kahretsin!

"Mina! Sakın ağlama. Çok yorgundum, ondan o kadar uyudum sanırım ama neden ateşim vardı anlamadım. Her neyse özür dilerim seni bu kadar endişelendirdiğim için." dedim kollarımı ona açarken. Gözleri hala dolu dolu olan Mina, ona açtığım kollarıma sarılırken. "Kendini çok yoruyorsun Mayıs. En son seneler önce günlerce uyuduğun olmuştu. Böyle yaptıkça kendine zarar veriyorsun. Lütfen dikkat et." dedi sakinleşmiş sesiyle.

"Merak etme bundan sonra daha dikkatli olacağım Mina ama seninle bir konuyu halletmemiz lazım." dedim Mina'dan ayrılırken. Sorgulu gözlerle bana bakmaya başlayan Mina'nın 'Acaba bu sefer ne çıkacak?' diye düşündüğüne adım kadar eminim. "Şöyle ki Charles'i burada tutamayız" derin bir nefes aldım. "Bak Mina, sana her şeyi anlatmadım ve şimdi de bir kere anlatacağım. Sana burada yaşayan bir ruhtan bahsetmiştim ya." başıyla onayladı beni Mina. "Heh işte o ruh sandığımız gibi sıradan bir ruh değil. O Ruh, benim ruh eşim. Yani sanırım. O ruhla biz baş başa kaldığımızda bana bazı şeyler anlattı. Söylediğine göre biz bir ruh eşiyiz. Şöyle ki onun yaratıldığı yerde bir sistem var, dünyada ki tüm kadınlar gözlerinin önünden geçer ve eğer kaderlerindeki kadını doğru bilirlerse dünyaya indirilirler. Tahminin üzere o da doğru kişiyi seçmiş. Fakat ona inanmamda farklı bir sebep yatıyor. Onun da dediği gibi bizim ruhlarımız birbirine bağlı. Birimiz üzgün hissedersek diğerinin kalbi ağrıyor, birimiz mutlu hissedersek diğerinin içi huzur doluyor. Bizim bu davayı çözmemizin asıl sebebi de o. Eğer biz bu davayı verildiği sürede doğru bir şekilde gizemini çözersek, onun eksik olan bedeni ona verilecek. O normalde görünmez bir ruh fakat enerjisini doğru bir şekilde ayarladığımızda saydam bir görünüme kavuşuyor. Tabii biraz makyajla da normal bir insan gibi gözüküyor. Bu yüzden kısa süreliğine de olsa sizinle birlikte vakit geçirebiliyor."

Mina şok olmuş suratıyla beni dinliyordu. Hatta pek dinliyor gibide değildi ama beni dinlediğine eminim.

Kızın hali normal. Aynı çatı altında yaşadığım birinin insan olmadığını ben öğrensem kim bilir ne olurdu.

Ve evet Özgür'e makyaj yaptığımızda kısa bir süreliğine insanmış gibi gözüküyordu ama daha sonra makyaj kendini bırakıyordu ve eski haline geri dönüyordu. Mina'nın şoklu halinden faydalanarak konuşmama kaldığım yerden devam ettim.

"Tahmin ettiğin üzere o ruh Özgür. Charles ile olan sorunumuz ise, Charles'in yanında bir eşya var ve bu eşyaya koruma büyüsü yapmış. O eşya bana ve Özgür'e hatta sadece bize de değil size de zarar veriyor. O eşyayı bırakacağını sanmam ondan dolayı senin ve Uzay'ın Charles'i de alıp benim evime gitmeniz gerekiyor. Siz araştırmayı oradan sürdüreceksiniz. Tabi arada bir Kesit'e de gelmeniz gerekiyor. Haftada 2 gün belirleyip sonuçlarımızı karşılaştıracağız."

Mİna dediklerimi düşünürken takıldığı bir yer olmalıydı ki kaşlarını çattı. "İyide bu malikaneyle dışarısı arasında zaman farkı yok mu o haftada iki günü nasıl belirleyeceğiz?"