34: Sevmek

15.3K 1.4K 774
                                    

Aslında bölümün şarkısı yok çünkü bölümün playlisti var kafamın içinde?? Yine de Tv Girl - Lovers Rock demek istiyorum ve gidiyorum

"Çünkü ben artık sen olmaktan çok senin olmakla ilgileniyorum."

Gözleri dudaklarıma kaydı. Bana bunu söyleten belki alkoldu ama cesareti verenin babamın dün akşamki sözcükleri olduğunu biliyordum. Yine yapmıştım işte, yine başkalarının söylediklerine göre kendime değer biçmiştim.

Anıl sanki nerede olduğumuzu unutmuş gibi yüzüme biraz daha yaklaşmıştı. Bedenimi titreten bu tarafa doğru esen rüzgar mıydı yoksa dudaklarına bu kadar yakın olmam mıydı bilmiyordum.

Sonra sanki yoldan gelip geçen arabaları hatırlamış gibi geri çekildi. Boğazını temizledikten sonra konuştu: "Sarhoşsun, eve gidelim."

Ne dediğimi bilecek kadar kafam yerindeydi ama üstelemedim. Anıl, bankta bıraktıklarımızı çöp kutusuna atıp geri geldiğinde yürümeye başladık.

"Anıl." Adını seslendiğimde kahve gözleri yüzüme çıktı. "Aslında o kadar da sarhoş değilim."

"Sarhoş olan herkes böyle söyler." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Kaç tane sarhoşla uğraştın?"

"Birkaç tane gördüm ama uğraştığım tek ayyaş sensin."

"Sarhoş değilim." dedim üstüne bastırarak.

"Yedi kere beş?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim.

"Bunu kör kütük sarhoş olsam bile bilebilirim."

Güldü hafifçe. "Doğru."

Elleri saçıma çıktı ama indirip cebine soktu. Bunu umursamadan ceketindeki çıtçıtla oynamaya başladım.

"Eve gitmeyi hiç istemiyorum."

Bana dokunmuyordu ancak gözleri attığım adımlardaydı. Düşmek üzere olsam tutacağını biliyordum. Yine de bana hâlâ kızgındı anlaşılan.

"Neden?"

Omuz silktim. "Seninle kalmak istiyorum."

Adımları yavaşladığında ona ayak uydurdum. Sonra kolunu omzuma atıp beni daha yakınına çekti. "Seni hep içirsek mi ne yapsak?"

Bu kez sarhoş olmadığım konusunda diretmedim. Hazır aramızdaki buzlar erimeye başlamışken ona biraz daha sokuldum.

Biraz sessizce yürüdük bu şekilde. Evime yaklaştığımızda bunu bozan ben olmuştum: "Niye bir şey demedin?" dedim, acemi itirafimı kast ederek.

"Sarhoşken söylediklerine ne kadar güvenebilirim bilmiyorum. Yarın yaşanmamış saymak isteyebilirsin."

Yapmadığım şey değildi bu yüzden inkar edecek yüzü bulamadım kendimde.

Bizim binanın önüne geldiğimizde adımları durdu. "Gerisini tek başına gidebilir misin?"

Kafamın o kadar da güzel olmadığını bilmese beni eve çıkaracağını hatta kapıyı bile açacağını biliyordum ve bu düşünce hoştu.

"Yukarı gelmek ister misin? Bir kahve içeriz." Kulağa çok 'seks yapalım' gibi geliyordu ancak ben zaten kendime gelmek için kahve yapacaktım ve bir tane de ona yapmak istemiştim.

"Gelirsem seni öperim." dediğinde kalakaldım. Yüzümde oluşan ifade onu eğlendirmiş olacak ki dudaklarında küçük bir gülümseme belirdi. "Ve bana hâlâ yarının sözünü vermedin."

Bunun sözünü vermek istemiyordum çünkü tutamazsam daha kötü hissettireceğini düşünüyordum, hem beni hem de onu. Bir süre benden ses çıkmayınca Anıl tekrar konuştu:

Atlantis • bxbDove le storie prendono vita. Scoprilo ora