- 8 -

20 14 0
                                    

( Doğukan'ın Anlatımıyla )

Yatağıma uzanmışım, kulağımda takılı kulaklığım ve tekrarda çalan tek bir şarkı *Femrez - Zincirler*. Şöyle diyor şarkının sözleri;

Yükler gittikçe daha ağır
Bir türlü birleşmiyor parçalar
.
Sebebi ne bütün bu olanların
Oturmaması yerine taşların
.
Kıramadım canımı yakan zincirlerimi
Bundandır sızlaması kemiklerimin
Ve boşuna kanattım dizlerimi
.
Aşmalıyım sorunları teker, teker
Kaçmaya çalıştıkça daha beter
Tek rüzgara yıkılırım direnmesem
N'olur bu bıçaklar gibi bilenmesem
.
Hayatın kaçıncı geçirdiği diş
Ne kadar yol varsa hepsi tükenmiş
.
Battım bu sularda, baktım en dibe
Elimde ne kalmış, her şey kaçmış
Yanlış yürüdüğüm yollar, yanlış
.
Bir kibrit oldum karanlığa
İnan bak alıştım da
Diplerime yanmaya
Sustuklarımda boğulmaya
.
Bir an olsun bak ümidim yok yarından
Pişman eden hayat vurur hep solumdan
Düşman oldum üstümdeki dört duvarla
Atabilir mi bu sesleri aklımdan

Şarkıda en çok Melis'in kendini bulduğunu düşündüğüm bir kısım yoktu çünkü tüm şarkıda kendini bulmuş gibiydi, her bir kelimesinde. Hatta şarkı sanki onun için yazılmıştı. Bana anlattığı geçmişi ve gözlemlediğim kendisi ile aynıydı bu şarkının sözleri. Bana da oluyor bazen bu ve bu yüzden hep düşünürüm. Hiç tanışmadığımız birinin şarkısındaki sözler bile bizi bu kadar iyi anlıyorken, insanlar neden anlayamıyor. İşte bu düşüncem sürükledi beni gitara. Başka insanların şarkıları beni anlayabiliyorsa benim şarkılarım da beni anlar dedim. Kendimi anlamak istedim ve gitar çalmayı öğrendim. Melis gibi.

                           ***

Melis ile konuşmadığım bir gün geçirmiştim bugün. Telefonlarıma çalsa dahi cevap vermiyor, attığım mesajları okumuyordu. Haklıydı da üzülmemesi için sakladığım bu gerçeği ben söylemeden başkasından öğrenmiş olması güvenini kırmıştı güveninden önce daha önemlisi de kalbini kırmıştı. Düşündüm de arkadaş olmak için attığımız bu adımda çok büyük bir hata yapmıştım. Asla yapmamam gereken bir şeyi ben en başta yapmıştım. Şimdi Melis ile konuşmalıydım bir saniye sonrası bile onunla konuşmam için geç kalmışım hissi veriyordu. Şimdi, tam şu anda onun evine doğru onunla konuşmak için yola çıkmıştım. Peki kimdi o da uzak kaldığım bir saniye bile geç kalmış hissettiriyordu bana. Uzun zaman sonra öğreneceğim bir sırrı vardı bende, ne o biliyordu bunu ne ben. Biz o gizli sırrı bulmaya çalışmadan o gelecekti bize ama şimdi değil. O sır ne? Hatta ortada bir sır mı var şu an hiçbirimiz bilmiyoruz.

'' Melis ile konuşabilir miyim? Lütfen. ''

'' Tabii geç oğlum içeri. Bugün okulda bir şey mi oldu geldiğimden beri tek kelime etmedi Melis. ''

'' Aslına benim yüzümden böyle. Çok özür dilerim bunun için. Düzeltmek için şimdi, yarın, ertesi gün ve hep her şeyi yapıcam. '' demiş ve daha fazla vakit kaybetmeden Melis'in odasının açık kapısından içeri girmiş ve kapıyı arkamdan kapamıştım.

'' Başkalarından öğrenmeden kendin söylemek istediğin yalanların için mi geldin? ''

Melis'in bu söylediği biri arkamdan bıçaklamış gibi acı vermemişti çünkü o Melis'ti.

" Hayır Melis. Sadece kendimi açıklamaya geldim. Neden sana yalan söylediğimi, neden yalan söylemeye gerek duyduğumu ve Asel ile aramda varmış gibi olup olmayan şeyi. Her şeyi. Tabii eğer dinlemek istiyorsan zorla kendimi dinletemem sana. Evde durduğum ve geçen her saniye sana kendimi açıklamakta geç kalmış hissettiğim için bu saatte buradayım. Dinleyecek misin yoksa gideyim mi? "

YABANCIWhere stories live. Discover now