Dedemizin Pişmanlığı

2.1K 248 35
                                    

Gece ağlamaktan şişmiş gözlerim ile uyandım. Red hala yanımda yattığını kafamın üzerindeki patisinden anlamıştım. Red'i uyandırmamaya çalışarak hafifce yattığım yerden doğruldum.

Yatakta oturur vaziyetteyken bir anda tam önümde bir kafa belirdi. Bildiğiniz bir kafa.

" ağğğğğğğ" kafamı hemen yorganın altına soktum. Şuan en güvenli yer burası.

Hayaletler mi vardı evde acaba. Aklıma hayaletlerin varlığı geldiği için artık yorganın altından hiç çıkamayacağıma emindim. Hayaletleri unutmaya çalışarak derin derin nefesler almaya başladım.

Ben derin nefesler alırken birisi yorganın üstünden beni sallamaya başladı.

"torunum iyimisin. İyimisin totunum" sesin sahibinin kim olduğunu anladığımda yavaşça sadece kafamı yorganın içinden çıkardım.

"dede ya ne yapıyorsun. Hayalet sandım seni." az önce yaşadığım korkudan dolayı hala kalbim hızlı hızlı atıyordu.

"hahaha korkacağını bilemedim güzel totunum kusura bakma." dedem büyük bir zevk ile güldü. O gülerken ben somurtuyordum ömrümden ömür gitmişti resmen.

"neden buradasın dede" ben uyurken yoktu sonuçta.

"sen gelmeyince bakmak istedim ama uyuduğunu görünce kıyamadım oturup uyanmanı bekledim." sırf beni uyandırmamak için kim bilir kaç saattir sandalyede oturuyordu.

"uyandırsaydın keşke" oldukça mahçup olmuştum. Horlamış olabilir miydim acaba? Aman sende Qi deden o senin.

"boş ver sen şimdi onu, bu tilki neden burada."

Yanımda burnunda baloncuk oluşan tilkiye baktım. Burnundaki büyüyüp küçülen baloncuğa rağmen oldukça tatlıydı. Kırmızıya takıntılı, sümüklü bir tilkiydi bizim red.

Dedemin sorusunu havada başı boş bırakmamak için hemen yanıtladım.

" bu Red. Benim evcil hayvanım" dedem kaşlarını çatmış dikkatlice red'e bakıyordu.

"ondan büyük bir mana dalgadı yayılıyor." farketmişti demek. Dedem büyücü müydü acaba?

"evet, çünkü o büyülü bir evcil hayvan" hiç detaya girip nasıl tanıştığımızı falan anlatmak istemiyordum, üşeniyordum, o yüzden hemen konuyu dağıttım.

"Red'i boşver dede. Sana bir şey soracağım" dedem redi hemen unutmuş sorumu sormam için beklemeye başlamıştı.

Bileğimi göstererek konuştum. "bu bileklik günlüğün yanındaydı. Ama annem günlükte hiç bahsetmemiş. Bu bilek hakkında bir şey biliyor musun dede?" kolumdaki elmaslarla kaplı olmasına rağmen abartılı durmayan bileziğe baktı dedem. Sanki hatırlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Oldukça dikkatli bakıyordu.

Kafasını iki yana salladı anlaşılan hatırlayamamıştı.

" bu bilekliği ilk defa sende görüyorum. " incelemek için bileğimdeki bilekliğe uzandı. Ve elini üstünde gezdirdi.

"evlendikten sonra almış olmalı."

"olabilir"

Dedemi bir anda hüzün kapladı. Ortamın havası değişmişti resmen.

"anlatmak istersen dinlerim dede."

Karşımdaki ihtiyar sanki bu anı bekliyormuş gibi hemen gözünden bir damla akmasına izin vermişti.

"ben annene son bir kez sarılamadım Qi. Kızım ülkesinin bir savaşta heba olmasını istemediği için bir evlilik yaptı ama ben ona destek olmak yerine saçma sapan çocuk triplerine girdim yıllarca arayıp sormadım. Belki arada bir ziyaret etseydim bu şekilde kayp gitmeyecekti ellerimden." dedemin en büyük pişmanlığı  kızına son bir kez sarılamamaktı.

"dede öyle konuşma. Tabiki senin yaptığın doğruydu falan demeyeceğim ama annem senden hiç bir zaman nefret etmemiş. Hatta sana haber vermeden gittiği için hep pişmanlık duymuş." dedem derin bir iç çekti.

"annemin mezarını hiç ziyaret ettin mi dede." kafasınıniki yana salladı.

"hayatta iken bir kere gidip yüzünü görmemişim şimdi hangi yüzle gideceğim mezarına" dedemin sesi arada çatlıyorken gözlerindeki yaş ise yavaş yavaş süzülüyordu yanaklarından.

"beni de mi bu yüzden hiç görmeye gelmedin? "
Dedem dediklerimle şaşırmış ve hemen gözlerini yere dikmilti. Anlaşılan doğru düşünmüştüm. Dedem annemin ölmesinden kendini sorumlu tutuyordu. Beni görmeye gelmemesinin sebebi ise annemin ölmesine sebep oluğu düşüncesi yüzünden yanıma gelebilecek cesareti olmamasıydı.

"annemin senin yüzünden öldüğünü düşünüyorsun dede ama annem seni görmeden de yaşayabilirdi, ölmesine sebep olan bendim. Ben doğarken bedeni dayanamadı ve öldü. Şimdi annem benim yüzümden sırf beni doğurabilmek için öldüğünden kendimi suçlamalı ve odaya mı hapsetmeliyim dede." ciddiydim. Eper hapsetmemi söylerse yapardım sadece yap demesi yeterdi.

" hayır güzel torunum. Sen daha bir bebektin nasıl senin sorunun olabilir. "

" baksana dede daha doparkem katil olarak doğmuşum bence en iyisi kendimi hapsetmem. "

Dedem sözlerim ile sıkıca sarıldı bana.

"hayır yok öyle bir şey, senin suçun değildi." dedeme sarılmaya devam ederken konuştum. "seninde suçun değildi dede."

Dedem yavaşça benden uzaklaştı. Dedem yüzünde hafif bir tebessüm ile konuştu.

"bir gün beraber gidelim mi Anisa'nın mezarına." artık kendini suçlamaması iyi bir şeydi.

"olur bende gitmek istiyordum zaten."

Dedemin yüzümdeki samimi gülümseme genişlerken hızlıca ayağa kalktı.

"hadi kalk giyin misafirimiz var. Tilkinede söyle uyumadığını biliyorum." dedemin söyledikleri ile kafamı rede çevirdim.

"Red?" red yavaşça kafasını kaldırdı.

"kusura bakmayın bölmek istemediğim için yatmaya devam ettim." kıkırdadım. Tatlı bir şeydi bu kırmızı tüylü şapşik şey.

Dedem de benimle birlikte red'e gülmüş ve odadan ayrılmadan önce bana hatırlatmak ister gibi konuşmuştu.

"misafir aşşağıda bekliyor Qi." dedemin hatırlatması ile kendime gelmiştim ama misafirin kim olduğunu soramadan dedem odadan çıkmılştı.

Dedemin ardından bende annemin odasından kucağımda bir adet red ile çıktım ve kendi odama geçtim.

Odaya geldiğimde hizmetçilerin çoktan benim için bir kaç kıyafet çıkardıkları görmüştüm ve redin yoğun ısrarı üzerine çıkarılan elbiseler yerine dolaptan başka bir kırmızı elbise seçmiştim.

Elbisemide giydikten sonra misafirin ve bizim ekibin bulunduğu salona doğru red ile birlikte yola çıkmıştım. Burads redin kolyemde saklanmasına gerek yoktu çünkü çokta evdeki herkes redi görmüş yada duymuştu.

Salon kapısına geldiğimde kapıyı sertçe iterek içeri daldım. Bizimkiler dedem ve biri daha. ELİAS.

misafirimiz elias mıydı yani?

Bu bölüm kısa oldu bu yüzden çok yakında yeni bir bölüm daha atacağım.

Romandaki Kötü Kadın Oldum! Where stories live. Discover now