Romandaki Kötü Kadın Oldum!

Koruma

Dün ki akşam yemeğinden sonra kahvaltımı bahçede yapmak istemiştimki burası çoktan dolmuş. Gerçekten bunların yüzlerini hep böyle gerecek miyim? O kadar gelmişken artık geri dönemem.

Butterfly'ın yanındaki sandalyeyi çekip oturdum ve kahvaltımı bahçeye getirmesini söylediğim latteyi beklemeye başladım. Kahvaltımı gelmesini beklerken kimlerle birlikte kahvaltı yaptığımı yaptığımı görmek için ben geldiğimde suratları beş karış asılan insanlara baktım.

Dük, Robert, Lucius ve Butterfly hepsi buradaydı. Dünki sofra düzeni değişmişti. Şimdi iki erkek kardeş yan yana otururken karşılarında ben ve Butterfly vardık ve benim tam karşımda Lucius.

Moralim bozuldu, beni çağırmadan kahvaltı yapmaları depresyona girecek kadar üzmüştü beni 😒. Neyse kahvaltım nerde kaldı.

Geliyor gelmekte olan. Latte elinde Dünyanın en güzel kahvaltısı ile masaya yaklaştı ve tam önüme bıraktı. Kahvaltım 3 dilim pasta ve ne aromalı olduğunu bilmediğim çay.

Önüme konulan pastadan bir parça aldım ve bana seslenen dükü dinlemeye başladım.
"kahvaltını tatlıya yapmamalısın hasta olabilirsin." pasta nasıl hasta etsin yahu.
"niye hasta etsinki?" dedim ciddi bir ifade ile.

Verdiğim tepkiyi komik bulan Robert gülerek konuştu.
"sabah sabah hiçbir şey yemeden direk tatlı yersen mideni bozabilirsin" yooo hep iftira bunlar önceki hayatımda hiçte midemi bozduğumu hatırlamıyorum.
"olsun genede yiyeceğim, canım çekti çünki"diyip büyük bir parçayı ağzıma tıktım.

Bu sefer konuşan Lucius tu
" hasta olduğunda heryeri birbirine katma gene"
Ya bunlar ne kadar bilmiş bilmiş konuşuyor böyle
"olmam olmam"

Olmam demiştim ama eğer herhangi bir sebepten hasta olursam ortalığı velveleye vermiceğimin garantisini veremem.

Hazır dükte burdayken istediğim şeyin konusunu açtım hemen.
"dük senden bir ricam var" bütün kafalar bana döndü. Neden döndü? Qi dükten hiçbir şey istemiyor muydu ki? Dükün konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"kişisel bir koruma istiyorum."

İkincikez şaşırttığım dük konuştu.
"sana zaten bir koruma seçtiğimde istemediğini söylemiştin" evet,Qi öyle birşey yapmıştı iyikide yapmış o koruma hiçte yakışıklı değildi.
"o korumayı sen seçmiştin ben kendim seçmek istiyorum."

Dük kafasını salladı
"aklında birisimi var" yav dük ne zeki adamsın tek tek anlatma zahmetinden kurtardın beni.
"evet.. Lucas Karnov ismi buymuş yakın zamanda düklüğün askerlerinden biri oldu"

Verdiğim cevap üzerine şovalyelerin kaptanı olan Lucius konuştu. "üç ay önce katıldı ve oldukça yetenekli bir şovalye" dedi beni desteklercesine.

Dük yanındaki erkek hizmetliye birşeyler dedi ve gönderdi. Ne söylediğini çok merak ettim şuan.

Önümdeki pastaya baktım iki dakikada iki pasta diliminde yemiştim. Geriye bir dilim kaldı ve şuan son dilimimin son parçasını ağzıma koyuyorum, gözlerimi kapattım ve hissettim. Yoğun çikolata tadı mmmm severim.

"abla gerçekten tatlıları seviyor olmalısın, 5 dakikada tüm tatlıları yedin" gözümü açmadam kafamı evet anlamında salladım, sonuçta daha çikolatanın damağımdaki tadı gitmemişti.

Çikolatanın tadından eser kalmadığında, ayağa kalktım "hepinize afiyet olsun" dedim. Şimdi orayı havalı havalı terk edecektimki "otur birazdan koruman buraya gelecek" diyen bir dük yüzünden orayı havalı havalı terk edememiş oldum.

"Bugün başlasın kormalığa daha sonra size bir yemin töreni ayarlarım" düke döndüm ve ciddi bir ses tonuyla konuştum "bir yemin töreni istemiyorum"