Romandaki Kötü Kadın Oldum!

Çuval Giysek Yakışır Beh

Farkettim ki ilk bölümlerde Qi yi cadı gibi güldürmüşüm "nihahaha" diye jkdjdljfflldndldjdlfjldhd hangi kafayla yaptım bilmiyorum fakat belki ilerki bölümlerde de Qi nin gülüşünü bu şekilde yaparım.

Neyse keyifli okumalar!

Lili'yi yerden kaldırdıktan sonra bir yarım saatimizi pastaneyi bulmaya adamıştık. Pastaneyi bulduktan sonra da bir yarım saat daha Lili'nin ağlamasını çekmiştik. İçi açılır diye ağlamasını bölmemiş tatlımın keyfini çıkarmıştım.

Önümdeki tatlıların bittiğini gördüğümde birtane daha frambuazlı pasta siparişi vermiş onu beklemeye başlamıştım.

Liliye baktığımı ağlamayı kesmiş hıçkırıklara başlamıştı. Lucas benim gibi, aşkı için ağlayan kızı hiçe sayarak tatlıların yiyordu. Ne kadar kalpsizsin lucas! Latte ise Liliye baktıkça gözleri doluyordu. Ah empati seviyesi yüksek kızım benim.

Lili o kadar ağlamanın ardından nihayet konuşmaya karar vermişti.
"onu çok seviyorum neden anlamıyor. Hem ben o kızdan daha güzelim, kusura bakmayın leydi Qi fakat o kızın neresi güzel tanrı aşkına."

"haklısınız leydi Lili siz üvey kardeşimin yanında oldukça güzel kalıyorsunuz ama sevgi işi dış görünüşe gerçekleşen bir şey değil. Tabi siz Sör Dietri'yi sırf görünüşü için sevmiş olabilirsiniz yada siz sevdiğinizi sanıyorsunuz. Sörü yakışıklı bulduğunuz için ona aşık olduğunuzu düşünüyorsunuz. "

Lili kafasını iki yana salladı
" onun yüzü gibi içinde güzel" ciddimi bu kız az önce onun tarafından bir paçavra gibi yere atılıp hakaretler işitti.

"kusura bakmayın leydi Lili fakat az önce gördüklerimden sonra onun dışı gibi içinin de güzel olduğununa inanamam."

"hayır leydim Sörü çocukluktan beridir tanıyorum ve küçükken çok iyi kalpli biriydi" ne kadar saf!

"sizinde dediğiniz gibi çocukken iyi biriydi. Her çocuk iyi, güzel ve saf bir kalbe sahiptir büyüdükçe değişir."

Lili nin tekrar gözleri dolmaya başlamıştı gerçekler acıtırdı işte.

Konuşmaya başlayan Latte ye doğru çevirdik başlarımızı.
"haddimi aştığımi biliyorum leydim fakat sizin üzen birini ne kadar daha sevmeye devam edeceksiniz. Siz güzel ve alımlı bir leydisiniz neden daha iyilerine layıkken sizin değerinizi bilmeyen birinin peşinde gurursuzca koşasınız. Pardon leydim size gurursuz demek istemedim sadece örnek veriyorum. " konuş kız konuş.

" latteye katılıyorum bir erkek için gururunuz ayaklar altına almaya ne gerek var. Siz bir asilzadesiniz, siz bir kontun kızısınız. "

Lili söylediklerimizin ardından laf etmemiş ve bir tatlı daha sipariş vermişti

Aradan 3 dakika geçmiş ve Lili'den daha önce sipariş vermeme rağmen tatlılarımız aynı anda gelmişti. Şimdi şurda bir kavga başlatsam oldukça haklı olurdum.

Pastamın üzerindeki meyveyi ağzıma attıktan sonra konuştum.
"bundan sonra arkadaşız o yüzden birbirimize leydim demeyi kesmeliyiz." lucas bana ciddimisin bakışları atmaya başlamıştı hemen. Galiba çok cüretkardım. Olsun benden daha iyi arkadaşı mı bulacakmış bu devirde.

Lili arkadaş olmamızdan mutluluk duyacağını söyledi. Bizde biraz daha yanlış kişiyi sevdiğine dair konuşmalar yaptıktan sonra tekrar buluşmamız gerektiğine dair sözler verdip masadan kalkmıştık.

Şimdiyse güzel bir banyonun ardından yarın veliahtı geleceğini düşünerek kendi motivasyon konuşmamı yapıyordum "o lanet veliahta bir tane tekme geçirmeden ölürsem boşuna yaşamış olurum" kendimce kendimi motive ettikten sonra şimdi dinlenicemtim ve güzelleşicemtim yarın için.

~~~~~~

"uyanın leydim. Veliaht Prens erken geleceğini bildirmiş yakında burada olur!" Latte beni hızlıca dürterek konuşmuştu. Bende latteye o anlamsız bakışları atmaya başlamıştım.
"kalksanıza leydim nişanlınız geliyor hemen hazırlanmalıyız!" cidden şu herif için asla hazırlanmak istemiyorum.

"güneş daha yeni doğmaya başlamış neden bu saatte geliyor bu adam yağğğ." Latte beni onaylayarak konuştu.
"haklısınız leydim birde erken geleceğini daha yeni öğreniyoruz ne büyük saygısızlık." bende latteyi ciddiyetle onayladım.
"bir de veliaht olucak, görgü kurallarından yoksun bir veliahtımızın olması ne büyük bir acı." bu söylediklerimizi duysalar hemen şuracıkta idam ederler bizi vallahi! Neyse ki biz bizeyiz.

Sırf ülkenin prensi geliyor diye; asla uyanmayacağım bir saatte kalkmış, kahvaltımı bile yapmamış ve birde üstüne o herif için süsleniyordum  ne kıymet bilmez bir nişanlı.

Latte in bana gösterdiği bütün kıyafetler aşırı abartılıydı kızcağız da haklı şimdi Qi ne zaman veliahtı görecek olsa baloya gidercesine süsleniyordu.
Eğer benim yerimdi şimdi gerçek Qi olsaydı kesinlikle önümdeki bordo, aşırı abartılı, dantelli, taşlı elbiseyi seçerdi ve bende onu seçerdim çünki elbise ben zenginim diye bağırıyordu adeta ve zengin gözükmek önceki hayatta asla yapamayacağım bir şeydi ondan dolayı bu hayatta doya doya zengin gözükecektim.

Hiç uzatmadan o bordo elbiseyi seçmiş ve hiç takı takmamıştım. Latte saçımı salık bir şekilde ördükten sonra aynanın karşısına geçip kendimle bakışmaya başladım. Bu kadar abartılı bir elbise nasıl oluyor da üstümde bu kadar zarif duruyordu? Cidden bu vücuda çuval bile giydirsen yakışır.

Hizmetçilerden biri biricik nişanlımın birazdan burada olacağını haber verdiğinde resmen koşarak giriş kapısına gitmiştik çünki o önemli bir şahsiyetti tüm aile üyeleri ve çalışanlar onu kapıda karşılaması gerekirdi.

Ya cidden çıldırıcam sırf birini karşılamak için erken kalkıp kapılarda beklemenin ne gereği var!

Kapıda resmen asker gibi dizilmiştik. Bir yanımda birinci ağabeyim Robert diğer yanımda ikinci ağabeyim Lucius, iki ağabeyimin de bana baktığını hissettiğimde onlara bakmadan konuştum.
"bana ne bakıyorsunuz? Önünüze baksanıza!"

Sağımdan gelen sesin sahibine, Robert e baktım.
"elbisen abartılı olmasına rağmen çok güzel ve zarif görünüyorsun" Lucius ta bu sözlere karşılık onaylar bir takım sesler çıkarmıştı. Neydi bu dalgamı geçiyorlardı. Yoksa çok abartılı giyindiğim için deli gibi mi gözüküyorum? Ben kıyafetinin çok abartılı olmadığına dair kendi kendime söylenerek düşüncelerimle boğuşurken kapılar açılmış ve her yeri altınla kaplı bir at arabası bahçeye giriş yapmıştı.