19 - SUSUZ BEYAZ FREZYA

372 43 211
                                    

Keane - Somewhere Only We Know

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Keane - Somewhere Only We Know

Alkış sesleri yükselirken gözlerimi açtım. Deva da gözlerini açarak başını hafifçe geri çekti ve dudaklarımızı ayırdı. Çevremizdeki çiftler, kenarlarda duran insanlara kibarca reverans yapıp selam veriyorlardı. Etrafımda tüm bu olup bitenleri göz ucuyla görüyordum ancak odağımda yalnızca Deva'nın petrikor hareleri vardı.

Üzerimden doğrulmadan hafifçe gülümsedi. ''İşte bu figür yoktu.'' dedi.

♛♚

Yıllarca sonsuz ve karanlık boşlukta savrulduğunu düşündüğüm bedenim bir kez daha boşlukta savruluyordu. Ancak bedenimi sarmalayan uçsuz bucaksız şey bu kez karanlık değil, aydınlığın ta kendisiydi. Aydınlığın merkezinde bir çift toprak parçası vardı. Büyük davet salonunun zeminine basan ayaklarım çoktan yerden kesilmiş, çevremizdeki insanlar çoktan hiçliğe karışmış ve müziğe karışan gürültü sesleri çoktan yok olmuştu. Yalnızca o ve ben vardık.

Kan pompalamakla görevli organım göğsümden fırlayıp onun göğsüne karışmak istiyordu. Dudaklarımda kalan dudaklarının tadı, burnumdan akarak ciğerlerime işlenen kokusu, dudaklarıma çarpan nefesine karışan bariton sesi ve gözlerime tutunan gözleri beni tam anlamıyla etkisi altına almıştı. Yüksek doz madde etkisi altında gibiydim.

Deva benim uyuşturucumdu.

Bir kez kanıma karışmasına müsaade etmiştim ve dudaklarının bedenimde bıraktığı etkiyi gördüğümde anladım ki, bu bir deneyim olarak kalmayacak, belki de bir bağımlılığa dönüşecekti. Fakat uyuşturucunun korkunç etkilerine karşın, onun bendeki etkisi muazzamdı. Belki kanıma yabancı bir madde karışmıştı, belki beynim işlevini yitirmişti, belki ayaklarım yerden kesilmiş, gökyüzünde süzülüyormuşum gibi hissettiriyordu ve başım dönüyordu. Ancak biliyordum ki; kanımda süzülen şey zehir değil, adrenalindi. Biliyordum ki; beynim işlevini yitirdiğinde düşünmemek bana iyi gelecekti ve ayaklarım yerden kesildiğinde Deva beni tutmak için yanımda olacaktı.

O benim uyuşturucumdu ve ben bağımlı olmak için ilk adımı atmış, onun kanıma karışmasına müsaade etmiştim.

Üzerimden doğrulmuş, kollarını belime dolamıştı ve yeni başlayan hafif müzikle yavaş yavaş salınıyorduk. Onun etkisi altında olduğum için yalnızca aksiyonlarına uyum sağlamıştım ve burnuma dolan ıslak toprak kokusunun beynimi biraz daha bulandırmasına müsaade ediyordum. Ellerim omuzlarına tırmanmıştı. Başım ona doğru düşmüş, burnum boynuna gömülmüştü. Aralık kalmış dudaklarımda kalan ıslak imza onun dudaklarından damgalanmıştı. Islak imzaya rağmen susuzluğum halen kendini hissettiriyordu. Bedenine yaslanan bedenimde kalp atışlarını hissedebiliyordum. Onun kalbi de benimkini taklit ediyordu. Birleşmiş göğüs kafeslerimizin altında dörtnala koşuyorlardı birbirlerine.

Kulağıma fısıldadı. Ne söylediğini anlamadım çünkü gözlerimi kapamış, kendimi ona bırakmıştım ve tüm algılarım devre dışıydı. ''Hı?'' diyerek hafifçe başımı kaldırdım. Kulağıma insanların kahkahaları, sohbet hâlindeki seslerin çıkardığı uğultu ve hızla servis yapan personellerin adım sesleri doldu. Az önce yalnızca onu duyduğum müzik sesi ise hepsine karıştı ve kendimi yeniden kargaşanın ortasında fakat Deva'nın kollarında buldum.

MATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin