11 - HAYALETLERİN SİLİK TEBESSÜMLERİ

613 82 345
                                    

The Moody Blues - Had To Fall In Love

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


The Moody Blues - Had To Fall In Love

Bir kez bile mürekkep vurmadığım, defalarca okuduğum defterin, önümde açık duran sayfasında, daha önce orada olmadığından emin olduğum ''37°'' yazılıydı siyah mürekkeple.

♛♚

''Kim bunlar?'' diye sordu Erdem Pelin'i kucağına çekerek. Resme ilk göz gezdirdiğinde kısa bir süre yüzü asıldı. Pelin'in yüzüne büyük ve kendinden emin bir gülümseme yayıldı. ''Annem, babam, bu da ben.'' derken parmağı ile çizdiği resmi işaret ediyordu. Ses tonunda büyük bir heyecan hâkimdi. ''Bunlar da...'' deyip resmin sağ kenarındaki iki figürü gösterdi. ''Ahmet ile sen amca.'' Erdem'in yüzüne bir gülümseme yayılırken Pelin'in şakağına bir öpücük kondurdu.

Ahmet Arif, heyecanla, ''Ben de!'' diyerek çimenlerin üzerine serili, siyah ve beyaz renklerden oluşan pötikare örtünün üzerinden koştu ve Erdem'in diğer kucağına yerleşti. Erdem, sol bacağına yerleşen Ahmet'in de şakağına gülümseyerek bir öpücük kondurdu ve yeniden resme döndü. İki eliyle çocukların bellerinden sıkıca kavradı. Gözleri yeniden resmi bulduğunda yüzü tekrar asıldı.

''Annenle baban yan yana, sen neden uzaktasın Pelin?'' diye sordu yumuşak bir sesle.

''Amca onlar dans ediyor!'' dedi Pelin heyecanla amcasına dönerek. Erdem, duyduğu cümle ile zorlukla yutkundu. Gözleri, beyaz kağıt üzerinde vals yapan çifti bulduklarında Pelin'i sıkıca sarmak istedi. Fakat Pelin, ''Bals yapıyorlar!'' dedi heyecanla. Erdem küçük bir kahkaha attı. ''Bals değil, vals!'' diyerek düzeltti yeğenini. ''Tamam, vals işte!'' dedi Pelin elinde tuttuğu boya kalemini çevirerek.

Erdem yeniden resme baktı ve derin bir iç çekti. ''Neden bu şekilde çizdin?'' diye sorduğunda alacağı cevabı biliyordu.

''Çünkü ne zaman baksam vals yapıyorlar hep.'' dedi Pelin. Pelin, annesini ve babasını yalnızca vals yaparlarken çekilmiş fotoğraflarında görebilmişti. Başka fotoğrafları yoktu. Kafasında, annesi ve babası, sürekli olarak ve yalnızca vals yaparken canlanıyordu. Fotoğrafta yalnızca saçları ve sırtları görünüyordu. Başları, birbirlerinin omuzlarına gömülüydü, yüzleri görünmüyordu.

Bunu biliyor olmak, bunun farkında olmak çok zordu Erdem için. Pelin, bir gün, çok daha küçükken, ''Amca ben o fotoğrafa her gün bakıyorum on defa, hep aynılar. Hiç dönmüyorlar. Neden?'' diye sormuştu. Erdem henüz ne diyeceğini bilemezken, hatta soruyu bile tam algılayamamışken, ''Hiç başlarını kaldırmıyorlar amca, neden?'' diye yeniden sormuştu Pelin.

Erdem şaşkınlıkla Pelin'in yüzüne boş boş bakarken, birkaç soru daha sormuştu Pelin oluşan sessizlikle. ''Neden hep dans ediyorlar? Yorulmuyorlar mı?'' Erdem, dudaklarını ıslatıp, kafasında bir cevap düşünürken, Pelin, bir anda başını omzuna eğip tatlı bir sesle, ''Annem güzel mi?'' diye sormuştu. Erdem'in gözleri, Pelin'in kahverengi gözlerine değdiğinde ise heyecanla, ''Ya babam? O da yakışıklı mı?'' diye sormuştu.

MATWhere stories live. Discover now