32.Bölüm "Formalite"

41.1K 1.7K 302
                                    

Tatil bitimini cuma diye söylemiştim ama hikayeye tatil geldi bölümünü yayınlayalı tam iki hafta olduğunu bir arkadaş hatırlattığı için bugün bölümü yayınladım. Bu bölüm Kaan'dan ve Kaan biraz nikah öncelerini anlatıyor. Biraz da Fatih hocayla olan tanışıklıklarından falan bahsetti. Neyse inşallah beğenirsiniz.

Ne zamandır multimedyaya fotoğraf koymuyordum bu bölüm koydum. İkra'yı pek sevmedim ama yine de koymak istedim.

Ve bir de bundan sonra bölümler en sık bir hafta arayla gelebilir. Çünkü artık daha uzun bölümler yazmaya çalışıyorum.

Okuyan vote , yorum yapan ve özellikle kitabı tavsiye eden herkese teşekkür ederim. Emeklerimizin karşılığını böylelikle alıyoruz biz de.
Tekrar teşekkür ederim.

》Cumartesi günleri bölüm günümüz olsun. Cuma bölüm gelmezse bir sonraki cuma kesin gelir.

》Watsapp grubunu da kapattık. Özelden bir sorunuz olduğunda cevaplamaya çalışıyorum.

》Bu bölüm çok çok çok sevdiğim
@potterheadstan'a.

Hayırlı okumalar millet! Bir cumartesi günü görüşürüz.

KAAN'DAN

Bir hafta önce her şeyi en ince ayrıntısına kadar planladığım nikahımıza damat odamda hazırlanıyordum. Beyaz gömleğimin kol düğmelerini takarken aynada kendime baktım. Sokağa çıksam on kızı kendime aşık edebilecek kadar yakışıklı duruyordum. Yüzümdeki gülümseme ise harika görünüyordu. Asıl yüzümü böyle güldüren kadının karşıdaki gelin odasında nikahımıza hazırlandığını bilmek, ayrı bir mucizesiydi benim için.

Onunla bu kadar çabuk evlenebiliyor olmama inanamıyordum. Kendime her kız konusunda güvensem de kızlardan uzak durmaya çalıştım hayatım boyunca. Onları bez bebek gibi hiçbir zaman kullanmadım. Sadece, yanımda olmak isteyen kızlara laf etmedim, onları terslemedim.

Okuldaki kızlara göz ucuyla bile bakmazken ve onlar ayağıma gelirken İkra'yı görmek benim için bir mucizeydi. Sanki bir anda içimde bir yerlerde beklediğim, hissettiğim kızı bulmuştum.

Hayatımın kadını olduğuna o kadar emindim ki. Ne derlerse desinler ben İkra'ya sahip olacaktım. Benim olacaktı. Ve işte oluyordu da. Karım olacaktı. Daha ötesi yoktu bu işin. Kol düğmelerimi takıp askıdan ceketimi aldım.

Ceketimi giyerken kapı açıldı ve içeri Murat girdi. Ceketimin kenarlarından tutup düzelttikten sonra Murat'a bakmadan aynanın önündeki siyah saati koluma taktım. Saat üç buçuktu. Daha nikaha bir buçuk saat vardı.

"Abi?"

Murat'ın endişeli sesini duyduğumda arkama döndüm. Murat , elini ensesine çıkarmış ve başını eğerek bana bakıyordu.
Halinden memnun değildim. Bir gelişme olduğunu anlamak zor olmadı benim için. Murat'tı bu. Benimle birlikte büyüyen, babamın yanından hiç ayırmadığı koruması, on sene önce babamı korurken kurşunun önüne geçerek babamın kucağında babama minnet ederek ölen Cafer amcanın oğluydu.

Murat'ın yeri bende ayrıydı. Korumam değil de can dostu gibiydi. Alp ve Eray da bilirdi Murat'ı. Ama Murat hep gölgem gibi arkamda durmayı yeğlerdi. Yanımda yürümez, arkamdan gelirdi. Babasıydı o. Cafer amcaydı aynı. Babam'a minnet ederek sürekli canını feda etmeye hazır birisi.

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin