24.Bölüm "Birkaç kare fotoğraf"

40.2K 2K 160
                                    

Kulaklarımda babamın sesi çınlamaya başladığında gözlerimi aralamaya çalıştım. Gözlerimi açmama engel olan yükün aynısının göğsüme de konuluyormuşçasına nefesimi kesmesi ile yatakta babama doğru yavaşça döndüm. Ayak ucuma oturmuş beni izliyordu. Belki biraz daha beyazlamıştı saçları ben gideli. Belki biraz daha çökmüştü gözleri . Ama gülümsemesi aynıydı. Aynı kocaman gülümsemesi vardı yüzünde.

Özlediğim gülümsemesi ben yüzümü ona döndüğümde yavaşça soldu. Anlamıştı kızının bir şeylere üzüldüğünü. Nefesini kesecek kadar canının acıtıldığını.

" Ne oldu babam? "

" önemli değil baba , geçer "

Babam güven vermek istercesine kolumu sıvazladı. Bu hareketine gülümsemek için yüz kaslarımı oynattığımda pek de başarılı olamayacağımı dudaklarımın gerilmesi ile anladım.

Babamın kollarını " gel güzelim " diyerek açması ile yatakta oturup kollarına sığındım.

"Anlatmak istersen..."

Babam konuşmasını baş ucumdaki telefonu duyması ile yarıda kesti ve kollarını sırtımdan alıp geri çekildi. Telefona bakmak istemesem de babamın telefona bakması ve yanında açmamamın dikkat çekeceğini düşünüp telefonu elime aldım. Şeyma'nın aradığını görünce babama bakmadan telefonu açtım. Kaan arasın istemiyordum. Konuşmak hiç istemiyordum.

"Efendim Şeyma "

Babamın baş ucumdan kalkıp " kahvaltıya bekliyorum " demesini ve odamdan çıkıp kapıyı da kapatmasını izlerken Şeyma'yı dinlemeye çalıştım.

" Buket'in sınavı bitince yola çıkacağız diye haber vereyim dedim. Sen iyi misin? "

" iyi değilim ama bunu gelince konuşalım olur mu? "

Şeyma aldığı derin nefesini hışırtıyla verdiğinde onun da moralini bozduğumu anlamıştım.

"Senin dünkü telafi sınavı nasıl geçti? "

" Fena değildi ama Züleyha hocanın beni geçireceğini hiç sanmıyorum."

Züleyha hoca, mimarlık bölümünde statik dersinin hocasıydı.

"Neden ki? "

"Senin kızıl saçlı hoca var ya?"

"Tıp bilimlerine giriş hocası mı demeye çalışıyorsun?"

"Evet o kızıl saçlı Neşe cadısı. Bu ikisi kankaymış. Bizimle ilgili de planları varmış ikisinin de"

Şu an hocaları düşünemeyecek kadar kendimi bitkin hissediyordum. Mutfaktan gelen çatal bıçak seslerini duymam ile kahvaltıya gitmem gerektiğini hatırladım.

"Planlarını bugün gelince anlatsan daha iyi olur kahvaltıya bekliyorlar babamlar da"

"Tamam gelince konuşuruz. Üzme kendini"

Şeyma telefonu kapattığında ben çoktan telefonu sessize alıp yatağın bir ucuna atmıştım. Annemleri daha fazla bekletmemek için elimden gelenin en hızlısıyla üzerime etek, eski bir gömlek ve çember geçirdim.

Mutfağa geçtiğimde annemin ve Akif'in tabaklarındaki kahvaltılıkları güle eğlene yediklerini fakat babamın gözleri kapıda beni beklediğini gördüm. Yavaşça babamın karşısına, her zamanki yerime oturdum.

Tabağıma aldığım zeytine batırmaya çalıştığım çatalımı sinirle tabağıma attığımda çıkan ses ile herkes tabağından kaldırdığı bakışlarla bana baktı.

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin