Yirmi Sekiz: Kayıp

637 143 236
                                    

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma.
-Ümit Yaşar Oğuzcan

Tedirgin olma hissi insanın psikolojisini ve bedenini çok uzun süre etkiliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tedirgin olma hissi insanın psikolojisini ve bedenini çok uzun süre etkiliyordu. En azından benim için böyleydi. Uzunca bir süre diken üstünde, düşüncelerimin içinde, kasılı bir bedenle geziyordum. Bugün daha ne kadar tedirgin hissedecektim bilemiyordum. Yiğit'in tüm samimiyetiyle güvendiği adam eşkıya gibi yolumu kesmişti. Yiğit bunu öğrenseydi muhtemelen büyük bir gürültü kopardı. Son zamanlarda yeterince sorunla uğraşmıyormuşuz gibi her an bir yenisi daha ekleniyordu.

İçimdeki huzursuzluğu silmeye çalışırken bir şeyler söylemem gerektiğinin farkındaydım. Yüz ifademden ne kadar rahatsız olduğum anlaşılıyordu. "Konu neydi? Bakın gerçekten zamanım yok ve emrivakilerden hiç hoşlanmam." dediğimde kendimi yeteri kadar açıkladığımı düşünüyordum.

Yüz ifadesi değişmedi. Yaptığı kaba ve tehditvari davranışı normal karşılamam gerekiyormuş gibi rahattı. "Çok zamanını almayacağım." dediğinde kararsız kalarak gözlerine baktım. Arabaya binsem ayrı binmesem ayrı bir sorundu. ''Lütfen, kızım.''

Derin bir nefes alıp arabaya bindim. Hemen arkamdan kapı kapandı. Siyah takım elbiseli adam arabaya binmedi. "Dinliyorum." diye mırıldandım.

"Yiğit bu sabah erkenden yanıma geldi. İşle ilgilidir sandım ama bambaşka şeyler söyledi," dediğinde dikkat kesildim. Yaşlı kurt, ifadelerimi ciddiyetle takip ediyordu. "Buradan gitmek istediğinden bahsetti."

Ne kadar rahatsız olduğunu en şeffaf haliyle gösteriyordu. Hissettiği rahatsızlık umurumda bile değildi. Yiğit'in hayalimi böylesine ciddiye alıp bir adım atması iyi hissettiriyordu. Düşünü kurduğum hayale kavuşmuş kadardım. Ramak, salise, kıl payı kalmıştı.

"Ve?" dedim gülmemeye çalışarak.

"Ve ona nedenini sordum. Burada mutlu olamayacağından, hayalleri olduğundan söz etti. İkiniz buradan gidecekmişsiniz. Dünyanın bir ucuna yerleşecekmişsiniz. Bu aralar çok akıllı hamleler yapıyor. Kâr payını yükseltiyor. İyi kazanıyor. İşlerimle ilgilenmekten nefret eden adam bir süredir sıkı çalışıyor. Ne yalan söyleyeyim nedenini merak ediyordum. Demek hepsi bu yüzdendi." derken yüz ifadesi daha da keskinleşti. Ciddiydi ve benden de ciddiyet bekliyordu. Rahat görünüyordum çünkü konunun bu olmasını beklemiyordum.

"Bakın şu an,"

Konuşmama izin vermeden devam etti. "Yiğit'ten tam olarak ne bekliyorsun kızım? Tüm sorunlarını, hayatını, yaşanmışlarını geride bırakıp seninle başka bir ülkede yeni bir hayat kurabileceğini mi düşünüyorsun?" dedi, kendini kandırma demenin farklı yollarını buldu.

"Neden olmasın ki?" dedim hiç oralı olmadan.

"Tek sorun para mı sanıyorsun? Değil. Hiç değil. Buradan gitmek ona çare olmayacak. Şu üç günlük hayata yeniden başlamayacaksınız." Sesi o kadar kendinden emindi ki duraksadım. Bir şey mi biliyordu yoksa üstü kapalı tehditler miydi bunlar?

GARAMWhere stories live. Discover now