Yirmi Üç: Riyakâr

916 146 124
                                    

"Karar ver.
Bu hayat mı yaşamak istediğin?
Bu insan mı sevmek istediğin?
Bu mu en iyi hâlin?
Daha güçlü olabilir misin?
Daha kibar?
Daha sevecen?
Nefes al, nefes ver
Ve karar ver."

-Meredith Grey

-Meredith Grey

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🍂

Duyduklarımı hiç işitmemeyi değil zamanında işitmeyi tercih ederdim. Yalanların bir gün gün yüzüne çıkmasını değil bizzat itiraf edilmesini isterdim. Şayet bana sorulsaydı kimse kimseye yalan söylemesin, derdim. O zaman gizlenmek, kaçmak ve hatta korkmak zorunda kalmazdık. Ailemin çok geç öğrendiğim kusuru buydu. Gerçeklerden kaçabildikleri yerin sonsuzluk olduğunu sanıyorlardı. En azından annem böyle düşünüyor olmalıydı.

Sindiğim duvarın yanından ayrılıp birkaç hızlı adımla yanlarına vardım. Beni gördükleri an gözleri irileşti, şokun en sarsıcı haliyle irkildiler. Hep duymazdan gelirdim en kötü ihtimalle yine öyle yaparım sandılar.

"Neymiş bana anlatmak istemediğiniz o gerçek?" Ellerim gibi sesim de titriyordu. Üzgün ya da kırgın değil, sinirliydim. Parmak uçlarım buz kesmişti. Mantığımdaki tüm doğrular bir anda silindi.

Annemin ilk kez korkuyla titrediğine şahit oldum. Gözlerinin önünde şimşekler çaktı. Babama baktı ancak bu hataydı. Ümit Gültekin ifadesiz ve bıkkındı.

"Susacak mıyız? Ne konuştuysanız duydum. Şimdi bana doğruları anlatmanızı bekliyorum." Sakinliğimi korumaya çalıştıkça sessizliği iğne olup batıyordu. Susmaya devam ettiler. Annem sert bir rüzgarla savrulurcasına geriye adımladı. "Konuşsanıza!"

"Ayliz, bunlar üstünkörü konuşulacak şeyler değil." dedi babam. "Sakin ol lütfen, önce içeri geçelim. Özel hayatımızı böyle ifşa etmemiz doğru değil."

Sinirle güldüm. "Tek derdimiz kimsenin duymaması öyle mi? Yıllarca hakkım olan gerçekleri benden almanızdan daha önemli değil mi," Anneme birkaç adım atıp yaklaştım. Yüzüme bakmıyor belki de bakamıyordu. "Bir kardeşim mi vardı? Sarılıp ağladığın bebek ayakkabıları benim kardeşime mi aitti? Ne oldu, anne? Öldü mü, kaçırıldı mı, satıldı mı? Anlat, susma!"

Yüzüme bakmıyordu. Ben delirecek gibiydim ancak yüzüme bile bakmıyordu.

"İçeri geçelim, konuşacağız." dedi babam tekrardan. Annem bir hışımla yanımızdan geçip eve girdi.

Öfkeli bedenim hızlı adımlarla onu takip etti. Bahçe kapısını sökercesine açtı ve içeri girdi. Durmadı, beklemedi. Merdivenlere doğru yöneldiğinde kolundan tutup gitmesine engel oldum.

"Hiçbir yere gidemezsin! İki cümle kurmak çok mu zor? Benim kardeşime ne oldu?" diye bağırdım. "Geçmişindeki o adam kim ki sen onu Yiğit'e benzetiyorsun?"

Annemin kolunu sıktığımı babam bileğimden tutunca fark ettim.

"Sakin ol." diye fısıldadı.

GARAMWhere stories live. Discover now