12. Bölüm

45 5 0
                                    

Tam arayacaktı ki vazgeçti. Onu gereksiz yere rahatsız etmenin manası olmadığını düşündü ve eve geri döndü. Karl ise hiç ortalıkta yoktu.

Eve döndüğünde ortalıkta kimse yoktu ışıklar da kapalıydı. Saat geç olduğundan herkesin uyuyama gittiğini varsayarak odasına gitti o da. Telefonunu yatağının üzerine attı ve üzerini değiştirdi.

Camı açık olmasına rağmen aşırı sıcaktı ona. Telefonunu yatağın üstünden aldı ve kendisini yatağa attı. Sağ döndü sol döndü ancak bir türlü uyuyamadı. Uyku tutmuyordu ki bu garipti, genellikle en erken uyuyan kişi Sapnap'ti.

İç çekerek saati kontrol etti, gece 2'ye geliyordu ama uykusu yoktu ya da kaçtı mı demeliyiz? Yorgundu ama uyuyamıyordu aynı zamanda da. Biraz içinden şikayet ederek kalktı ve bilgisayar başına geçti, mikrofon ve kamera kontrolünü yaptıktan sonra yayını başlattı.

Hiç beklenmedik bir anda yayın açılması şaşırtıcı olmalı değil mi? Ama zaman öldürmek için en iyi fikir buydu, başka ne yapacaktı? Salonda film mi izleyecekti? Bu saçmaydı. (Uyku tutmuyor diye bende sabahın 5'inde yazıyorum bu bölümü.)

Gerçi George'da uyumuyordu. Ona bahsedilen yaradan çok daha fazlası olduğunu öğrenmişti elbette ona söylemek zorunda değillerdi ama o yaralar zalimceydi. Dream'in bu kadar şeye katlanması George'u üzüyordu.

Keşke onunla da paylaşsaydı acısını. George'u düşüncelerinden ayıran Sapnap'in sesi oldu. Bu saatte geldiğini biliyordu ama bu saatte yayın yapacağını hiç tahmin etmiyordu.

Yavaşça Sapnap'ın odasına yöneldi ve kapıyı olabildiğince sessiz açtı. Rezil hali kameraya yansımıştı ancak artık yapacak bir şeyi yoktu. Sapnap George'un içeri geldiğini fark etti, mikrofon ve kamerayı kapatıp George'a döndü.

"George?" George Sapnap'ın yanına geldi. 
"Yayın yaptığını bilmiyordum."
"Uyku tutmadı da, haha."
Haklıydı, uykusu olmadığından uyumuyordu ki George da uyumuyordu.

"Seni rahatsız eden bir şey mi var?" Diye sordu George. 

"Gibi diyebilirim. Ah, bir saniye." Diye izin istedi. 

George çoktan ne yapacağını anladığı için kameranın önünden çekildi. Sapnap saniyeler sonra kamera ve mikrofonunu açarak yayını sonlandıracağını açıkladı ve izleyenlere teşekkür etti. Yayını kapattıktan sonra tekrardan George'a döndü. 

"Görünüşe göre seni de rahatsız eden bir şeyler var, öyle değil mi George?" İkisini de aynı zamanda rahatsız eden şeyler  vardı.

"Sen nereden biliyorsun?"
"Sen nereden biliyorsun?" Ve ikisi de aynı soruyu aynı anda sormuşlardı birbirlerinde. Birbirlerine bakarak kahkaha atmamaya çalışıyorlardı çünkü Dream uyuyordu. 

"Aşağı inmeye ne dersin?" Diye bir teklifte bulundu Sapnap. "Bir kahve ya da sıcak bir şeyler içelim." Saat sabaha karşıydı, sıcak bir şeyler iyi gelecekti. 

"İyi fikir." Dedi George ve beraber aşağı indiler. George koltuğa oturdu ve oturduğu gibi düşüncelerine daldı. 

"Ge!" Bir ses duydu ama umursamadı. "George!!" Kendine seslenen Sapnap'a döndü. 

"Ha- efendim?" 
"Ne içersin? Kahve mi yoksa daha iyi bir şey mi?"
 
"Daha iyi?" George başını yana eğerek Sapnap'a baktı. 
"Evet! Sabahları en iyi şey biraz alkol gömmektir. Sende ister misin Gogy?" 

George'un reddetmek için bir sebebi yoktu o nedenle kabul etti. 

(Selamlar selamlar, kısa aramdan dönmüş bulunuyorum. Bölüm oldukça sıkıcı olmuş olabilir o konuda beni affedin. Onun dışında beğenip yorum yaparsanız çok sevinirim!)

-458 kelime

Who Thought? ||Dnf Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt