14

842 86 71
                                    

Gazamız mübarek olsun canlarr
Jen'in hafızası geri geldi
Daha fazla uzatmanın bir mantığı yoktu

Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm~




13 Mayıs, 2008

'Aptal! Formam kirlendi!'

Elimdeki peçeteyle gömleğimin koluna değen dondurmayı silmeye başladım. Çikolatalı dondurma peçete yüzünden beyaz gömleğimde iyice yayılmış, kocaman bir lekeye dönüşmüştü. 

'Yıkarsan geçer.'

Mingyu'nun omuz silkip elindeki dondurmayı yemeye devam etmesine sinir olup koluna yumruk attım. Hissetmemiş gibi tepkisiz kaldığında daha fazla sinirlendiğimi hissettim.

'Üstüme değdirmeseydin yıkamaya gerek kalmayacaktı!'

'Bağırmasana be. Zaten Üniversite sınavı için stresliyim'

'Sınav mı? Çalışıyor musun ki streslisin?'

Bileğimdeğümdeki saate baktığımda artık eve gitmem gerektiğini anladım.

'Sen ne anlarsın! Bu yüzden stresliyim ya. Çalışmaya bir yerden başlamam gerek. Sınava çok az kaldı.'

Ayağa kalkıp güldüğümü belli etmemek için kafa salladım.

'Haklısın. Zararın neresinden dönsen kardır. İyi çalışmalar Mingyu!'

Koşarak yanından ayrıldığımda arkamdan bağırsa dahi umursamadan ilerledim. Çene çalmaya vaktim yoktu. Babam eve vardığında çoktan odama kapanıp kitaplarıma gömülmüş olmam gerekiyordu.

Evimizin bulunduğu sokağa girdiğimde kafama çarpan topla birkaç adım geriye gittim. Dengemi sağlamayı başardığımda elimi kafama götürüp beni şaşkınca izleyen çocuklara baktım. Her sokak başında rastgele oyun oynayan çocuklar olurdu ve buralardan kafanıza top yemeden geçebilmek büyük bir şanstı. Çoğunu ilk defa gördüğüm çocuklar korkarak bana bakıyor, beni tanıyanlar aradan sıvışabilmek için diğerlerinin arkasına saklanıyordu.

'Üç saniyeniz var hergeleler!'

Sinirle soluyup elimi havaya kaldırdım.

'Bir'

Parmaklarımdan birini indirip çoktan kaçmaya başlayan çocuklara keyifle bakıp peşlerine verdim.

'Üçe kadar saymadın ama!'

Mahallenin en yaramaz çocuklarından biri olan Yoon koşarken bağırdığında daha hızlı koşmaya başladım.

'Avansı hak etmediğinize karar verdim!'

-

Kan ter içerisinde eve vardığımda kapıyı açıp küçük bahçemize adımladım. Bileğimdeki saate baktığımda babamın gelmesine az kaldığını gördüm. Hızla eve girip ayakkabılarımı çıkardım, çantamı elime alıp direk geniş salona adımladım.

'Ben geldim anne!'

İçeriye girdiğimde koltuklardan birine oturmuş sabit bir ifadeyle beni izleyen babamı gördüm. Genelde bu saatlerde evde olmazdı ve eve ben geç gelsem bile ders çalışıyorum derdim. Onun karşısında oturan annem kafasını sağa sola sallayıp ellerine bakmaya başladığında sorunun büyük olduğunu anlamıştım.

mockingbird, taennieWhere stories live. Discover now