Ve böyle duygularla ne yapacağını hiçbir zaman öğrenememişti.

"Jimin?"

"Hı?" Gözlerini yerdeki yabani otlardan çekip başını kaldırdı. "Hı, evet."

"Evet ne?"

Alfalarla konuşmak gerçekten de çok zor bir şeydi, ne demeliydi ki? Taehyung gibi olmayı dilerdi, o nerede ne söyleyeceğini iyi bilirdi. O da birkaç saniye sonunda dürüstçe içini dökmeyi seçti çünkü neden numara yapması gerektiğini anlamıyor ve işleri daha da zorlaştırmadan halletmek istiyordu. "Kulak misafiri olduğum sözlerin beni incitti. Aslında bunun beni bu kadar kıracağını tahmin etmemiştim...belki de yanlış zamanda yanlış yerdeydim."

"Bir bakıma öyleydin,"dedi Yoongi.

Bu omegayı şüphelendirdiğinde içindekileri dile getirdi, "yani...gerçekleri duymayıp yalanlarla avunmam işine mi gelirdi?"

"Hayır,"diye atladı neredeyse lafımı bölerek. "Beni yanlış anladın." Jimin'i dirseğimden nazikçe tutup yüzüne güneşin vurmadığı gölgelik bir kuytuya, çiftliğin girişindeki söğüdün altına çekti. "Demek istediğim şey duyduğun her şeyin yalan olduğuydu, Jimin. Ne kadarını duydun bilmiyorum ama bunu bir sebeple yaptım."

"Hm," dedi omega usulca, bir an önce onu ikna etmesini istiyordu, Taehyung'a söylediği her şey ne kadar da yalan geliyordu şimdi gözüne. Hepsi sinirle ve kırgınlıkla söylenmiş şeylerdi ve doğruyu yansıtmıyordu. "Öyle miymiş? Neden beni şüphelerle bir başıma bıraktın o zaman? Şüphelerimde haklı olduğumu sandım, sen peşimden bile gelmeye zahmet etmeyince başka ne yapabilirdim ki?"

"Üzgünüm,"dedi alfa. "Sana biraz zaman vermek istedim, sanırım...bilmiyorum. Omegalar söz konusu olduğunda apışıp kalıyorum."

"Ben de alfalar için aynı şeyi söyleyebilirim,"dedi, tam gülüyordu ki dudağını ısırdı. "Yani, gözünde diğer omegalar gibi değil miyim?"

Kalbi gümbürdüyordu. Bu ilkti. İlk kez bir alfayı sorguluyordu.

"Hayır,"dedi tereddüt bile etmeden. "Sen özelsin."

Jimin gözlerini kırpıştırdı ve kendisini sakinleştirmek için içinden koyun saymaya başladı yoksa kolları arasına girmesi ve rahat bir nefes vermesi işten bile değildi. "Nasıl özel?"

"Kaybetmek istemeyeceğim kadar özel. Onlar sadece bir görev sense..." alfa kararsızıca durakladı. "Sense gerçekten birlikte olmak isteyeceğim birisin. Asla bulamayacağımı düşündüğüm biri, yaşamımın uzun soluklu koşusunda nefeslenmek isteyeceğim duraksın."

Zavallı omega, bugün bunları duyacağına asla ihtimal vermezdi. Alfayı hepten yalancı belleyip neredeyse onu zihninde yok etmeye karar vermişken şimdi zihninin mahkemelerinde aklanıyordu. Açık açık onunla olmak mı istiyordu yani?

Jimin cevapsız kalınca alfa, "bunu yeterince belli ettim sanıyordum,"dedi ondan gözlerini bir an olsun ayırmazken. Şimdi onun tüm kırgınlığını almak ve omegasının küçük bedenine sımsıkı sarılmak istiyordu. Bir insana bu kadar hızlı kapılabileceğinden habersiz ve başına gelenlerden şaşkındı.

"Ş-şey, y-yani," Jimin savaşı kaybederek boynuna kadar kıpkırmızı kesildi. "B-bunu beklemiyordum ç-çünkü sen görevine fazla d-düşkün görünüyordun. N-neredeyse kafamda kurdum san-sandım."

Yoongi kısık sesle güldü, onun kekelemesini bile özlemişti. "Heyecanlandığında kekeliyorsun."

Jimin, "Konumuz o değil bile,"diyerek kızgınca utancını gizlemeye çalıştı ama evet, alfa haklıydı. Ne zaman gerilip heyecanlansa vücudunda aptalca değişiklikler oluyordu. Mesela iki yanındaki elleri de alfası yüzünden şimdi terlemiş haldeydi ve görmemesini umarak onları habire pantolonuna siliyordu.

Baby Blue | yoonminWhere stories live. Discover now