0.4

8.9K 490 26
                                    

"Abla!" Arkamı dönerek sırtındaki çantayla bana doğru koşan çocuğa baktım.

Ondan başka arkadaşım yoktu, okulda zorbalığa uğramaya başlamıştım.

Artık okul da cehennem haline gelmişti benim için.

"İyi misin?" Dedi nefes nefese, zorbalığa uğradığımı öğrenmişti geçen hafta, nasıl öğrendiğini de asla söylememişti.

"İdare ediyorum, sen nasılsın?" Bana göz devirip yanımda yürümeye başladı.

"Ablaya göz devrilmez Asaf!" 

"Of tamam!"

"Of da denmez!" Dedim dudaklarımı birbirine bastırarak.

"Alt tarafı 2 yaş büyüksün benden!" Dedi bezgin bir sesle.

"Sonuçta abla mıyım? Ablayım." Dudaklarını birbirine bastırdı ve başını önüne çevirdi.

Gülerek omzuna vurdum.

"Hep yapıyorsun bunu ama" dedi yakarırcasına, gülerek ellerimi ceplerime koydum.

"Çünkü hoşuma gidiyor!" Sırıtarak kurduğum cümleyle, yanaklarını şişirip geri üfledi.

"Annen bu aralar kızıyor mu sana, eğer sıkıntı oluyorsa gerçekten yanıma gelme Asaf! Küsmem sana valla bak." Omuz silkerek çakıl taşlarıyla oynamaya başladı.

"Onu dinlemek istemiyorum." Dediği kaşlarımı çatmama sebep olurken durdum.

"O senin annen Asaf! Anneler çocuklarının iyiliklerini düşünürler, onu dinlemelisin!" Kızgın sesimle durdu ve bana baktı.

"Ama beni senden uzaklaştırmaya çalışıyor abla.." derin bir nefes alarak gözlerini kaçırdı.

"Asaf," önüne bakarak yürümeye devam etti.

Annesi benimle takılmasını istemiyordu, çünkü kimim kimsem yoktu, abimden başka ve insanlar bizi sevmiyorlardı.

"Evden benim yüzümden uzaklaşmanı istemiyorum, sen benim kardeşimsin Asaf, canın yansın istemiyorum" dedim adımlarına ayak uydururken.

"Senden önce de herşeyime karışıyordu, kaç kere dedim sana, seninle bir ilgisi yok abla, yemin ederim" gözleri dolmuştu.

"Doldurma gözlerini hemen, sana kıyamadığımı bildiğin halde yapıyorsun bunu" dedim ters ters, güldüğünde derin bir nefes aldım.

"Onunla konuşmak da işe yaramıyor, en son konuşmamızda rezalet çıkmıştı." Dedim gülerek.

Elinin tersiyle gözlerini silip burnunu çekti ve o da güldü.

"Sana birşey söyleyeyim mi abla?" Dedi sırıtarak.

'Söyle' dercesine kafamı salladığımda, tekrar çekti burnunu.

"Biz mükemmel olduğumuz için kimse bizi çekemiyor, çünkü yanımıza geldiklerinde ışıklarımız onları kör ediyor!" Bir süre durup ona baktım.

MevsimWhere stories live. Discover now