2.8

1.2K 100 10
                                    

(Şarkıyı çok seviyorum öylesine koydum qwqwqwqwq)

...

"Dağlar soğuk komutanım, buralarda pek kimse olmaz bizim dışımızda, şuan sıcak ama bu sıcaklığa aldanmayın burası dağdır, akşamları insanın anasını ağlatır." Derin bir nefes çektim ciğerlerime.

"Bu koyunların hepsi sizin mi aslanım?" Omzuma yasladığım tüfeğin dürbününden çayırı inceledim, kuru otların içinde gezen koyun sürüsü görüş alanımı kısıtlıyordu.

"Hayır komutanım, yarısı bize ait yarısı diğer amcalarımın." Onlar konuşmaya dalmışken, kulaklarımı tamamen kapatıp, gözlerimi karaltıların olduğu yöne çevirdim, yavaş adımlarla o yöne ilerledim, geriye baktığımda sohbetin iyice koyulaştığını fark ettim.

Arkamdan gelen çoban köpeği, birşeyler sezdiğini açıkça göstererek sürüyü bir araya toplamaya çalışırken, havaya bir el ateş sıkıldı, sesin etkisiyle etrafa dağılan koyunları bir araya getirmeye çalışan köpekler ve çoban bu işte baya başarısız oluyor gibiydiler.

Koşar adımlarla sesin geldiği yöne doğru ilerledim, arkamdan gelen seslerle diğerlerinin de ardımdan geldiklerini anlamam uzun sürmedi, koyunların arasına dalmış birkaç kişi vardı.

"Olduğunuz yerde kalın!" Diye bağırdı Mert arkamdan, bizi görmeleriyle daha çok panik yapan hırsızlar, koyunları bırakıp ana yola doğru koşmaya başladılar, tüfeğimi sırtıma alıp, var gücümle artlarından onları takip ettim.

Anayola yaklaştıkça görünen kırmızı kamyonete doğru koşmalarından anladığım kadarıyla koyunları çalıp kamyonetle kaçırıyorlardı.

Belimden çıkardığım silahımla havaya bir el ateş ettim, duracak gibi olsalar da içlerinden birinin söylediği cümleyle tekrar koşmaya başladılar.

"Askerdirler vurmazlar bizi korkutmak için yapıyorlar..!"

Hızlanarak tam arkalarına geçtiğimde yaptığım ilk şey yakın olduğum kamyonetin tekerlerine sıkmak oldu, kaçış yolu olmadığını anladıklarında onlar da teslim olmuşlardı.

Dağdaydık çünkü, aldığımız ihbara göre etrafta dolanan hırsızlar, yerlilerin mallarını çalmış, üstelik bir çoğunu da telef etmişti.

Güneş doğmadan buraya gelmiş ve gözlem yaparak bugün hangi sürüden hayvan kaldıracaklarını hesaplamıştık, zaten iki sürü kalmıştı, ikiye ayrılıp sürülerin yanında durmuştuk ve sonuç istediğimiz gibiydi şuan.

Çaldıkları diğer koyunların yerlerini de öğrenip sahiplerine teslim ettik, hava kararmaya başladığında karargaha gelmeyi başarabilmiştik, ağrıyan sırtımı dikleştirdim, uzun zamandır saha görevine çıkmadığım için paslanmıştım resmen.

Sivil kıyafetlerimi giydikten hemen sonra kendimi sırt üstü yatağa attım, hayatım o kadar karmaşık bir hal almıştı ki, ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu, sanki tüm hayatım gözlerimin önünden kayarken öylece oturmuş izliyordum.

MevsimWhere stories live. Discover now