0.8

7.7K 421 34
                                    

Bankta oturmuş gözlerim kapalı bir şekilde sessizliği karşılamaya devam ederken bir hareketlenme hissettim.

Başımı kaldırıp sesin geldiği tarafa baktığımda Harun abim ve Poyraz Yüzbaşının konuştuğunu fark ettim.

Onlardan gözümü çekecekken Poyraz Yüzbaşı beni fark etti ve bir süre yüzüme baktı.

Ayaklandığım sıra Harun abim de beni fark etmişti.

Yanlarından geçecekken ilk önce her ikisine de selam verdim.

"Rahat!" Diyen Harun abimle rahata geçip baş selamı vererek uzaklaşacaktım ki, Harun abim tekrar konuştu.

"Mevsim.. abim, gel seninle abi kardeş konuşalım." Atacağım adım havada kalırken gözlerim doldu.

Abi, kardeş..

Bana uzak iki kelimeydi ve bu kelimeler bir arada kullanıldığı zaman içim cız ediyordu.

Abim ayda bir arardı, ilk zamanlar ben hep arasam da beni geçiştirdiği için çok uzun zamandır o aramasa asla aramıyordum.

Evlenmişti iki çocuğu vardı ve beni çok seviyorlardı.

Karısıyla bir derdim yoktu ama benden haz etmediğinin gayet farkındaydım.

Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde sıkıca kapatıp açtım ve yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

Arkamı dönüp Harun abiye baktım.

Poyraz komutan az önce uzaklaştığı için rahattım.

Harun abim bana dikkatle bakıyor, tepkilerimi ölçüyordu.

Hüzünlü bakıyordu, gülümsememi yüzümde sabitleyip yanına gittim.

"Konuşalım abi." Dedim banklardan birine oturarak.

Derin bir nefes alarak yanıma geldi ve bankın diğer köşesine oturdu.

Gözlerimi yere diktim, kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı, ağlayacağımı bildiğim için derin derin nefesler alıyordum.

"İyi misin Mevsim?" Gözlerimin dolduğunu anladığımda boğazımı temizleyip sırtımı dikleştirdim.

"Gayet iyiyim abi, sen nasılsın?" Gülümseyerek kurduğum cümleyle, bakışları yüzümde gezindi ve başını olumsuz anlamda salladı.

"Herkesi mutlu olduğuna inandırabilirsin Mevsim, beni değil, çocukluğundan beri tanıyorum seni, beni bir gülümsemeyle kandırabileceğini mi sanıyorsun!?" Dediğine gülmek istedim.

Bakışlarımı yere sabitleyip ellerimi birbirine kenetledim, beni kimse anlasın istemiyordum.

Zaten bilinen şeylerin tekrar konuşulması, benim canımı yakmaktan başka bir işe yaramazdı.

"Kimseye mutlu olduğunu kanıtlamak zorunda değilsin kardeşim, kimseyi mutlu etmek zorunda da değilsin!" Sessizce onu dinlemeye devam ettim.

MevsimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin