KAÇIŞ III

14 8 0
                                    

Safir tüm gün odasında kalmıştı. Kapıların yerini nasıl bulacağını düşünüyordu. Lila'ya sorsa şüphelenirdi. Başka da soracak kimse yoktu. Kütüphanede aramak ise baya vakit alır diye düşünüyordu. En güzeli Teyen'den öğrenmek diye karar verdi Safir. Ne yapıp edip Teyen'i konuşturacaktı. Safir odasında sırt üstü uzanmış gözünü dinlendirirken, Teyen yanına gelmişti.

"Heyecanlı mısın?" diye sordu Teyen.

"Ne heyecanı ufaklık, tedirginim."

"Hepimiz tedirginiz. Taç giyme töreninde işler karışabilir," diye konuştu Teyen.

Safir o törene katılmayacağı için o törenle ilgili hiçbir şey merak etmiyordu. Sadece buradan gitmenin yolunu arıyordu. Tedirginliği ise arkasında bıraktığı insanlardan kaynaklanıyordu. Safir bu sincabı konuşturmak istiyor ama nasıl konuşturacağını bilmiyordu.

"Sen bana güvenmiyorsun değil mi?" diye konuştu Safir. Farklı bir yol deneyecekti.

"Neden böyle bir şey dedin ki," dedi Teyen. Safir'in bu cümlesine anlam veremiyordu.

"Güvenseydin o kapının yerini söylerdin seni uzun kuyruk."

"Piyan amca o kuyruğumu koparır, biliyorsun değil mi?" Teyen kuyruğunu avucunun içine almış öpmeye başlamıştı.

"Piyan nereden bilecek? Güvenmiyorum demiyorsun da, bana Piyan'ı bahane ediyorsun." Safir bu yaptığını kendine hiç yakıştırmıyordu ama mecburdu. O kapının yerini öğrenmek için kendine yakıştırmadığı çoğu şeyi yapmaya hazırdı.

"Buradan gideceksin değil mi?" Teyen'in yüzü düşmüş ve hüzünlü bir hâle bürünmüştü. Safir'in gitmeyeceğinden emindi. Hem ona çok alışmıştı.

Safir bu sincabın en başından beri anladığına kanaat getirmişti. Çenesi düşük olabilir ama gerçeği de görebiliyordu. Safir şimdi Teyen'e ne diyeceğim diye kaygıya kapılmıştı. Ama bir şey demesi gerektiğini biliyordu. Yatakta oturmak için yavaşça doğruldu. Sanki zamanı ne kadar tutabilirse o kadar kendini hazırlayabilirdi.

"Teyen, lütfen beni anla. Ben gerçek prens değilim. Benim elimden bir şey gelmez. Keşke gelse ama ben buralı değilim. Bir yabancıyım. Bir yabancı size bir şey veremez. Her şey için sana minnettarım ufaklık ama benden bu kadar. Sana sen de gel derim ama sen dostlarını bırakıp gelmezsin biliyorum. Benim gibi değilsin." Safir her bir cümlesinde yüzü düşen sincaba kıyamıyordu ama elinden bir şey gelmiyordu.

Teyen yataktan zıplayıp kapıya yöneldi. Çok üzgündü. Safir'i sevmişti ama gidiyordu. Üstelik artık diğer dostlarının da başı dertteydi. "Evet gelmem, dostlarımı geride bırakmam. Seninle de dost olduk sanmıştım ama gittiğine göre olmamışız. Sabah gün ağarmadan buraya geleceğim. Sana kapının yerini gösteririm." Teyen konuştuktan sonra arkasına bile bakmadan gitmişti.

Safir'e bu sincabın sözleri çok dokunmuştu. Aksine onları dostu gibi görmeye başlamıştı. Onlar ile arasında bir bağ oluşmuştu ama giderek bu bağı koparmak istiyordu Safir.

☆☆☆

Sabah serinliği balkondan Safir'in odasına doluyordu. Safir tüm gece uyumamıştı. Kafasının içinde sincabın sözleri dolanıp durmuştu ama bu yola çıkmıştı artık başka çaresi yoktu.

Teyen, Safir'in odasına gelmiş ve hali hazırda duran Safir'i görünce ona olan güveni yerle bir olmuştu. Gerçekten gidecek diye düşünmüştü Teyen. "Bakıyorum da erkenden hazırlanmışsın. Bu sincap gözlerim bunu da gördü," diye serzenişte bulundu Teyen.

Safir artık biran önce gitmek istiyordu. Çünkü gitmek onun için şu anda çok ama çok zordu.

Günün bu saatinde kimse ayakta olmazdı ama yine de tedbirli davranmakta yarar vardı. İkisi birlikte dostlarına gözükmeden saraydan çıkmaya çalışıyorlardı. Tulparlar ile gitmek mantıklıydı ama Tulparların olduğu yere giderken Piyan ve Kastor'un odasının önünden geçmeleri şarttı. Safir bunu göze alamadı. En mantıklı olanı merdivenleri kullanmaktı. Saraydan çıktıkları an her şey daha kolay olur diye düşünüyordu Safir. Ama hiç ummadığı bir şey oldu. Taç giyme töreni bu akşam olacağı için herkes erkenden uyanmıştı. Piyan, Pol ve Kastor bahçede bulunuyorlardı. Safir bir ağacın arkasına saklanmış, onları seyrediyordu. Teyen ise tam ortada öylece kalakalmıştı çünkü Kastor onu görmüştü. Kastor, Teyen'i yanına çağırıyordu ama Teyen gitmekle kalmak arasında sıkışıp kaldı. Safir'e doğru çaktırmadan döndü ve konuşmaya başladı: "Sen arkadan sivri çatılı evlerin olduğu tarafa git. O evlerin çıkışında beni bekle, geleceğim."

SAFİR Saklı Diyar (BİTTİ) Düzenleniyor ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin