21. BÖLÜM BEKLEYİŞ

100 69 76
                                    

Gece sarayda bazı adım sesleri duyuluyordu. Bir haber taşıdıkları belliydi. Piyan yerinden doğruldu ve sesleri dinlemeye başladı. Emin olmuştu artık bir haber vardı. Piyan düşünürken birden odasına Pol daldı. Kapıyı bile çalmamıştı. Normal bir günde olsaydılar, Piyan'dan sabaha kadar azar yerdi.

"Piyan amca, Selenit'ten haber var. Karmen Turmalin dağında görülmüş. Büyük bir orduyla buraya doğru geliyormuş." Pol haberi verirken yüzünde dalgalanan endişe haberin değerini arttırıyordu.

Piyan tepki vermedi. Sonunda olan olacaktı. Kendisini buna hazırladı. Hemen kıyafetlerini giyip kralın odasına gittiler. Kastor ve Safir de oradaydı. Haberi onlarda almıştı.

Safir, Şimdi ne yapacağız der gibi bakıyordu Piyan'a. Sakindi ve oldukça kararlı gözüküyordu.

"Kral nerede?" diye sordu Piyan.

Safir, "Selenit'e gitmiş bugün, birazdan burada olurmuş," dedi.

Piyan şaşırmıştı. Selenit krallığından nefret ettiği halde orada ne işi olduğunu gerçekten merak etmişti.

Kastor siyah pelerinini düzeltirken, "Piyan, sabaha karşı burada olurlar," diye konuştu.

Piyan, Kastor'a baktı ve kafasını salladı. Huzursuz bir ifadesi vardı. Karmen'in ordusu hakkında tüm bilgilere erişmişti. Aklı ermiyordu. Emin olduğu bir şey vardı. Gerçek düşmanı Karmen değildi. Arkasında kim varsa asıl düşman oydu.

Safir, "Piyan şimdi ne yapmamız gerekiyor?" diye sordu. Beklemek kadar yorucu bir şey olmadığını düşündü birden. Beklemek bir nevi ıstıraptı.

"Bekleyeceğiz çocuklar ama güçsüz olarak değil."

Piyan'ın cümlesinden sonra kral Busirus gelmişti. Karşısında ona bakan insanları görünce elini nereye koyacağını bilemedi. Yüzü donuktu ve sesi oldukça gergin çıkıyordu-iyi oynamayı seviyordu.

"Duydum haberleri, Selenit'ten geliyorum. Artık başlıyoruz. Komutanları görevlendirdim. Herkes sabaha kadar görev yerinde duracak ve sizde,"

Kral Bianos artık karşısında bir dedektif gibi duran bu insanlardan sıkılmış ve bunalmıştı. Bir açık vereceğini düşünmüyordu ama kendisini riske de atmak istemiyordu.

Safir, kralın davranışlarından çok hoşnut değildi. Özellikle kovulduğu için hiç hoşnut olmamıştı. Piyan'a hak veriyordu. Bu adama güvenmek doğru değil diye düşündü içinden. Hatta bir ara "Kraliyet Özel Sırları" kitabını okuyacaktı. Deli saçması olarak görülen bir kitabı merak ediyordu. Merak ettiği asıl şey Bianos hakkında yazılanlardı.

Piyan, "Hadi çocuklar çıkalım," dedi, krala bakarken.

Hep birlikte saraydan çıktılar. Kendilerine uygun bir yer bakındılar. Sarayın bahçesinde büyük bir ağacın altında bulunan kamelyanın bulunduğu yere gittiler. Burası konuşulacak olan her şey için en uygun yerdi. Piyan otururken, Pol'a, "Pol oturma, Lila'ya söyle buraya gelsin," dedi.

Pol'da oturmadan doğruca Lila'nın yanına gitti.

Safir; Piyan'ın, Lila'yı çağırmasına sevinmişti. Üstelik Lila, Piyan'ın kendisine güvenmemesinden bahsettikten sonra Piyan'ın çağırması iyi oldu diye düşündü.

Lila'da geldiğinde Piyan konuşmaya başladı.

"Evet çocuklar artık zaman geldi. Kastor sen kapıyı koruyan askerlerin yanında ol. Ne olursa olsun o kapıyı bırakma. Pol sen okçuların olduğu yerde olacaksın. İlk siz başlayacaksınız. Safir ve Teyen, siz benim yanımdan ayrılmayacaksınız. Lila, kızım sen mağaradaki insanlardan sorumlusun."

SAFİR Saklı Diyar (BİTTİ) Düzenleniyor ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin