TAÇ II

15 7 0
                                    

Gökyüzünde birden ışıltılar meydana gelmeye başladı. Safir ne olduğunu görmek için balkona çıkmıştı. Her yerde havai fişek patlıyordu. Gökyüzü her renkten ışıkla aydınlanıyordu. Kapı açıldı ve içeri Piyan, Kastor ve Pol girmişti. Safir onlara doğru ilerleyip, "Ne oluyor böyle?" diye soruverdi. Pol garip bir şekilde odanın ortasında dans etmeye başlamıştı.

Safir'in sorusuna Piyan karşılık vermişti. "Yarın akşam geleneksel kraliyet balosu var."

Safir, Piyan'ın söylediğini merakla tekrarladı. "Geleneksel kraliyet balosu mu?"

"Evet, her sene mutlaka yapılan bir balodur. Bu arada balo her yıl farklı bir kraliyet sarayında yapılır. Bu sene de Ardennes'te yapılacak. Ormanın diyarı..." dedi Piyan.

Safir, kral hasta iken bu baloya katılmayı doğru bulmuyordu ama katılım mecburiydi. "Bu baloya kral katılamayacak. Bir şeyler yapmaya başlamalıyız artık." Safir oldukça düşünceli bir hâlde konuşuyordu.

Pol'da oynamayı kesmişti. Safir bu hâldeyken ortada dans etmeyi kendine yakıştıramamıştı.

Safir merak ettiği taç konusuna gelmek istiyordu. "Aren sıradan biri değil. Bugün gördünüz. Kral ile konuşması ise hiç normal değil. Bana şu taçlar hakkında bilgi verir misiniz?"

Kastor uzun cübbesini savurarak kanepeye uzandı. Taç onun ilgi alanıydı.
"Taçlar.... Her diyarın kendine özel bir tacı olur ve her tacın kendine has bir gücü. Örneğin Gökyakut'un tacı Erendiz, rüzgarın gücünü simgeler. Balo için gideceğimiz orman diyarının tacı ise Lilyum, doğa gücünü taşır."

Safir her tacın bir gücünün olmasından yana isimlerine de takılmıştı. "Her tacın bir ismi mi var?" diye sordu Safir.

Kastor başını öne arkaya sallayarak onayladı. "Her taç geldiği yerin ismini taşır. Bizim tacımız Erendiz'den geldi. Büyük devasa bir hava gezegeni." Kastor, Safir'in daha iyi anlaması için daha ayrıntılı anlatmaya karar verdi. "Beş büyük krallık var. Gökyakut, Ardennes, Selenit, Gondorin ve Eldarin. Gökyakut ve Ardennes'in tacını söyledim. Diğerlerini de zamanla öğreneceksin. Ama şunu bil. Bu taçlar krallıklar için çok önemli. Bize verilmiş bir hediyedir."

Safir bir an Aren'in tacına takılmıştı. Ürpertici bir görüntüye sahip olan bir taç nereden geliyor diye düşünmekten kendini alamadı. "Peki, Aren, onun tacı nereye ait?" diye konuştu Safir.

Piyan sarı sakallarını sıvazlayıp konuşmaya başladı: "Aslına bakarsanız çocuklar o tacı hayatımda ilk defa görüyorum. Her tacı bilirim, her tacın özelliklerini de bilirim. Ama bu taca ait hiç bir şey bilmiyorum."

Safir gitgide daha da merak etmişti bu tacı. Nereden geldiğini ve asıl önemli olan ne tür bir güce sahip olduğunu kimse bilmiyordu. "O tacın ne gibi bir güce sahip olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bugün buraya gelmesi bana normal gelmiyor."

Odadaki herkes Safir'e katılıyordu. Piyan ise her zaman hazırlıklı olduğunu belli ediyordu. Herkese işe tam olarak nereden başlanacağını hemen anlatmaya başlamıştı. "Çocuklar o zaman ilk olarak Aren'in tacının gücünü öğreneceğiz. Bunun için sadece kraliyetten olanların girebileceği büyük kütüphaneden yararlanacağız. Orada bir şeyler bulabileceğimizi düşünüyorum."

Kastor'un aklında ise başka bir yol vardı. "Siz kütüphaneden araştırın. Ben Kirke ile görüşeyim."

Piyan kafasını sallayarak konuşmaya başladı. "O hâlde çocuklar herkes araştırmalara. Pol ve Teyen siz kral Busirus'un yanında olun. Safir ise büyük kütüphanede araştırsın. Ben de kendi kitaplarıma bakayım. Bir şeyler bulabileceğimizi düşünüyorum. Kastor, Kirke çok önemli. O yaşlı bunak kesin bir şeyler biliyordur."

SAFİR Saklı Diyar (BİTTİ) Düzenleniyor ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin