15

66 8 17
                                    

"Refakat edecek kişi kim?" diye sordu üçlüye acildeki doktor sakince. Jisung ile Yongbok anında Hyunjin'in yüzüne bakınca Hyunjin burnunu çekip elini kaldırdı nazenin bir şekilde.

"Atak döneminde" dedi doktor normalmiş gibi anlatırken.

"Ne atağı?" diye sordu Jisung bir adım ilerleyip Yongbok'u geride bırakarak. Doktor şaşırdı.

"Doğru ya, hikayesinde atağı yoktu" dedi kendine, başını kaldırıp onu inceleyen Hyunjin'e gülümsedi, "Bipolar I. Yani kısacası mani döneminde şu an refakat edeceğiniz kişi, hmm, evet Lee Minho."

Hyunjin şaşkına döndü, baktı kalan ikiliye. Onlar da bilmiyor gibiydi. Jisung anında Taeil'in numarasını buldu ve bir iki adım gerileyip açılan telefona sordu.

"Görüşebilir miyiz, acil?"

Taeil onay vermiş olmalı ki Yongbok'la göz temasını koruyan Jisung başıyla Hyunjin'i işaret etti ve koşarak çıktı acilden.

"Gidip görebilirsiniz, sakinleştirici ile şu anda" dedi doktor sakince. Diğer hastaya geçerken perde ile kapalı minik yeri gösterdi.

Hyunjin şoktayken bir tepki vermedi, dümdüz yürüdü perdeyi araladı. Yongbok ardından girdi.

Minho gülümsedi yarı uykulu.

Hyunjin gidip onun yatağının yanında kalan minik kısma oturup gülümsedi cevaben.

"Hyunjin" dedi mayışmış Minho.

"Efendim sunbae?" dedi Hyunjin keyifli gibi, ama empati dolu bir tonla.

"Buradan çıkaracak mısın beni?"

"Çıkman için serumun mu bitse?"

Minho gözlerini kapattı, gülüşü soldu, mırıldandı.

"Çok uykum var."

"Uyu o zaman" dedi Hyunjin onun gözlerini elleriyle kapatıp gülerek, "Biz Yongbok ile bekliyoruz seni."

"Bu arada Hyunjin" dedi Minho.

"Hmm?"

"Sinir krizi geçirmeyeceğim bir daha, bu akşamki her şey aramızda kalsa olur mu?"

Hyunjin gülümsedi, onayladı.

"Ama bir şartla" dedi ikna olmaya en yatkın durumunda görünen Minho'ya. Minho'nun merak ettiği belliydi, "Jisung ile benim evime gel bir süre. Sinirlerin bir süre bozuk kalabilirmiş, evet öyle."

"Öyle mi?" dedi Minho yarımca gülüp, "Yongbok'u da sizi de gece gece tuttum. Nasıl tutayım bütün hafta?"

"Onu bize bırak, sen keyfine bak" diye güldü Hyunjin yalandan, "Ayrıca sunbae biliyorsun Jisung'un biber dolması isen Yongbok'un da baş tacı olabilecek kapasitede- sunbae? Yongbok, ses çıkarma çıkalım."

Yongbok elini uzattı, Hyunjin tökezledi. Yataktan yarı düştüğünde Yongbok gülümsedi sakin gibi. Onu belinden tutup dışarı çıkardı, perdeyi çekti.

"Sakın" dedi gülümseyen.

Hyunjin güldü. Yongbok şaşırdı.

"Yemin ederim ben de yoruluyorum!" diye inledi Hyunjin, "Herkesi dökülürken görmek beni de yıpratıyor ve ben hep gülen neden ben yani neden ben?"

Yongbok onu sardı sessizce. Acilde ağlamak sıradandı, kimse onları umursamadı.

Jisung geldiğinde Hyunjin sakince parmaklarını izliyordu, Yongbok kalkıp yürüdü aşkına.

"Yongbok" dedi Jisung, "Minho hyungun böyle olmasına neden olanların yüzünü gördüm."

"Eee?" dedi Yongbok.

"Onları öldürsem yeri."

"Sakin olur musun, senin konuşman nasıl gitti?"

"Dur enerji toplamak üzere yüzüne bakmama izin ver" dedi Jisung dalgın gözlerini kaldırıp Yongbok'un gözlerinin içine dikerken.

Yongbok sakince onu çekti kendine, sıkıca sarıldı.

"O adamların da sonunu getiririm, Minho sunbaen de iyi olacak. Çok güzel uyuyor, inanılmaz rahat görünüyor."

Jisung onun sırtına sardı ellerini, derin bir nefes aldı ve sordu.

"Peki Hyunjin?"

"Anlamadığımız için Google Naver baktık. Biraz zor görünüyor Minho sunbaenizin durumu ama az önce telefonu kaldırıp dünyaya döndü."

"Üzgünüm Yongbok, seni de kattık bu savaşa."

"Aşk olsun" deyip güldü Yongbok, "Sevdiğim insanlar için birini daha sevmek ve çabalamak sadece hoş bir detay."

Jisung güldü sonunda. Geri çekildi ve ileri baktı, bağırdı sadece Hyunjin'i rahatsız edecek şekilde.

"Lan may lav! Denizde gemiler mi batmış oy mal lav!"

Hyunjin başını kaldırıp i baktı. Jisung koşarak geldi üzerine.

Minho uyanmadan kavuşan üçlü yavaşça perdeyi araladılar. O sırada uyanmıştı ama konuşmuyordu Minho.

"Ooo biber dolmam sunbaem" dedi Jisung, Hyunjin uzaktan dalgınca izledi Minho gülmeye devam ederken.

"Jisung" dedi sevgiyle.

"Söyle bal küpüm" dedi onun saçlarını yavaşça alnından alan Jisung.

"Beni çıkarır mısınız?"

"Serumun bitmiş gibi, bitsin bizim fakirhaneye geçiyoruz-"

"Hayır, ben yemin ederim sana. Sadece sinir oldum. Beni bilirsiniz, iyiyim ama kardeşim geldi aklıma. Onun babamla annemle hali. Sonra seni düşündüm, koşuyordun. Hyunjin şok olduğunda geldiler bana."

"Dur dur" dedi Jisung şakacı bir tonla. Minho gözlerini açtı sonunda, yüzündeki huzurlu gülümsemeyi silmemişti, "Yani bildiğin bizi korumak üzere sinir harbi mi yaşadın?"

"Bilmiyorum, canım koşmak istiyor" diye cevapladı alakasızca Minho.

"Kalk koşalım" dedi Jisung, onun sırtına bastı elini. Hyunjin ile göz göze gelen Minho gülümsedi sevgiyle.

Yani Hyunjin böyle hissetti.

Mani(a)c // HyunHo ✔️Where stories live. Discover now