7 ❊ KIZ VE NEFRETİ

1.1K 140 31
                                    

🌒Isabel LaRosa, Help

RAMONA
KIZ VE NEFRETİ
YETMİŞ İKİNCİ BÖLÜM
🐺

Kadimler, neredeyse senelerdir bana Hanedanlık'ta kalmamı söylemiyorlardı. Ama gidebilmek gibi bir seçeneğim olduğunu düşünmeyi o kadar uzun zaman önce bırakmıştım ki... Farkında değildim.

Ben... Ben gerçekten Roughbourne'de miydim? Yoksa bu bir rüya mıydı, kabusa dönüşecek olan?

İçimdeki bu nefreti atmak istiyordum, atıp devam edebilmek. Hepsi bana ait olamayacak kadar yoğundu sanki; nasıl kurtulacağımı da bilmiyordum. Normal davranmaya çalışıyordum, çabalıyordum ama hızlı bir şekilde patlak veriyordum. Kendimi geri istiyordum. Hayatımı geri istiyordum. Bir yaşamım olduğunu unutturanların en az benim kadar delirmesini istiyordum.

Roughbourne Akademisi'nin koridorlarında tek tük öğrenciler vardı; çoğu dersteydi. Eğer lider, öncesinde, kurtların özel ders alacağını söylemeseydi geç kaldığımı düşünürdüm. Görünen o ki, ilginç bir şekilde, hem ekstra derslere hem de boşluk kalırsa ve zaman denk gelirse diğer öğrencilerle birlikte derslere giriyorlardı.

Sürü önde, Olesya yanımda yürüyorduk koridorlarda. Sürü bazen sesli, bazen düşüncelerle konuşuyordu. Olesya, onların düşüncelerini duymaktan pek memnun değildi çünkü alışmadığı derecede yoğun ve açık olduğunu söylemişti bana. Duymuyormuşum gibi. Ne varki, bir lider eşi olarak on iki kurdun bazen fazlasıyla sapan ve saçmalaşan düşüncelerine tahammül etmesi gerekecekti.

Her şeye rağmen, benim için hava hoştu. Çünkü, nefret etsem de, kurt olmanın bir getirisiydi bu; bana eskileri anımsatan ama gölgede kalan.

Ben... Eskiden eğlenmenin dibine vururdum. Bundan da öyle sapkınca zevk alırdım ki.

Bir tablodan içeri girdik. Burası bir sınıf gibiydi ama masalar ve oturaklar kenara çekilmişti, ortada boşluk bırakılmıştı. Tavan yüksekti, betondandı ve örümceklerle sarılıydı. Pencere yoktu. Yerli yerinde ve normal görülen tek şey profesör masası ve üstündeki boş iksir standıydı.

"Neler oluyor acaba?" diye sordu Aion, sesli bir şekilde.

Baccus huzursuzca kıpırdandı. "Sıraları düzeltsek mi Ray?"

"Düzeltmeyin." dedi, içeri giren Profesör. Adamın bedeni bir büyüyor, bir küçülüyordu masasına yürürken. Elinde iksirler vardı, standa yerleştirirken vücudu iyice büyümüştü. Kiklop gibi. Gözlerini bir an üzerimizde dolaştırdığında göz sayısı bire düştü ve gerçekten de kiklop olduğunu fark ettim. "Çember oluşturacak şekilde ortaya oturun. Bayan Olesya, sen çıkabilirsin. İksirler ve Patlamalar dersine geçiş yapabilirsin."

Ray, "Neden, Profesör Bersutav?" diye sordu.

"Çünkü size güçsüzleştirici vereceğim. Eşinin kullanmasını istemezsin."

"Dayanıklıyımdır." dedi Olesya, anında.

"Biliyorum, Bayan Olesya. Ama bağınızın sürüye sağlayacağı gücü en aza indirgemem gerekiyor."

Olesya kollarını göğsünde birleştirdi, sorgular gibi. "Neler oluyor Profesör?"

Profesör Bersutav, kıstığı gözünü Olesya'nın üstünde dolaştırdı. Sözünün dinlenmemesi hiç hoşuna gitmemişti. Sanırım bu profesör, sürünün anlaştıklarından biri değildi. "Çok güçlü olduğunuzu düşünüyorsunuz, Roughbourne sürüsü. Bu, bir yere kadar doğru. Diğer yandan, gücünüzü kontrol edemiyorsunuz ve patlayıp duruyorsunuz. Birden kazandığınız gücünüze yeterince hakim değilsiniz. Bu yüzden baştan başlayacağız. Doktor Effelia'nın reviri dışında ne kendi kendinize ve de lideriniz sayesinde iyileşmek yok, Bayan Olesya'nın sizi rahatlatması yasak, aitlik bağının güç akımı yasak."

KIZ VE ÖFKESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin