9 ❉ KIZ VE ÖFKESİ

3.3K 369 75
                                    

20.11.2022

🩸АДЛИН, Dead Inside (slowed + reverb)

OLESYA
KIZ VE ÖFKESİ
DOKUZUNCU BÖLÜM
🐺

Tabanlar dersi için Grant ile birlikte koridorda buluştuk. Ona Raymond'un şifa becerisi hakkında soru sormak istedim ama adama o kadar sinir olmuştum ki adını ağzıma almak dahi istemiyordum. Grant de ağzımda bir bakla olduğunu fark edermiş ve çıkarıp çıkarmayacağımı beklercesine sevinçle bekliyordu. Yapmadım. Uçurumu o önde ben de arkada aştık, şelaleye doğru ilerlerken birden Grant'in adımlarının yavaşladığını gördüm.

Baktığı yöne döndüm. Profesör Demetrius, kurtları bir bir havaya sıçratıyordu fakat dikkati onlardan ziyade bizdeydi. Bakışları mutluydu. Profesör Demetrius neşeli bakıyordu. Böylece tehlikenin göbeğine yürüdüğümüzü hissettim. O adam asla bana acı çektirmeden bu bakışı taşımazdı.

"Bir sorun mu var?" diye fısıldadım.

"Onu tanıyorum ve birilerini süründürmek üzere olduğunu söyleyebilirim." İç çekti. "Muhtemelen o kişiler de biziz."

"SEPTIMUS!" diye neredeyse kükreyerek beni çağırdı. Bu adam kurt ve ateşçağıran melezi miydi acaba? Gerçi Satırlar'dan hatırladığım kadarıyla hiçbir türün melezi yoktu.

Grant'e baktım, "Ya da sadece benimdir."

Grant dururken ben Profesör Demetrius'a doğru ilerledim. "Buyurun Profesör."

"Sırtını dön." Dediğinde isteğini gerçekleştirdim, omzumun üstünden bana yaklaşmasını izledim. Elinde kısa bir halat vardı, halatı bana verecek sandım ama onun yerine ucu solucan sürüsüymüş gibi açıldı. Profesör ipi sırtıma doğru uzattığında büyülü bir şekilde kazağımdan içeri girdi ve sırtıma dağıldı. İrkilerek arkama kuyruk gibi yapışmış şeye baktım. Halat metrelerce uzamaya başladı ve Profesör Demetrius da diğer ucunu tuttu. Başıyla uçurumun karşısını işaret etti. "Atla."

"Nasıl yani?" dedim tereddütle. İp atlayacağım falan sandım ama adam direkt suyun böldüğü uçurumun karşısına bakıyordu. Grant'in homurdandığını duydum.

"Karşıya atla."

Homurdandım. "Ben bir metre yukarı bile zıplayamam."

Yeniden "SEPTIMUS!" diye haykırdı.

"Peki peki. Bir şey olursa tutarsınız, değil mi?"

Profesör, hiç beklemediğim bir rahatlıkla cevapladı: "Keyfime bağlı." Kalbim göğsümde isyan etti. Halamın, Roughbourne suları hakkında ne söylediğini gayet net hatırlıyordum. Babam bu sularda ölmüştü ve benim onunla aynı yerde ölmeye hiç niyetim yoktu. "İki adım geriden koşmaya başla."

Profesör Demetrius'u dinledim. Bir ara kurt Axel'e baktım, gözlerindeki ve kafasının duruşundaki endişeyi okudum. Gunnar da temkinli bakıyordu. Destek beklemiştim halbuki. Başımı öne eğerek iyi yana salladım, ardından koşmaya hazırlandım.

Ayaklarım çimleri ezerek öne atıldı. Uçurumun yakınına kadar olabildiğince hızlı koştum ve zıpladım.

Sonra ne mi oldu?

Düştüm.

Topraktan aşağı yuvarlanmamıştım neyseki, çok az yükselebilmiş ama havada asılı kalıp direkt düşmeye başlamıştım. Suya girmeden halatla geri çekilmeyi bekledim ama buz gibi sıvı tenimde beton etkisi yarattı. Çığlık atmak için ağzımı aralayacağım sırada kendimi tuttum, etrafımı göremediğim karanlık bir suyun içindeydim ve ne kadar derine ulaştığımı bilmiyordum. Su yutarsam çırpınamadan can verebilirdim. Tüm vücuduma ine batıyormuş gibi hissettim ama hareket ettirebilecek kadar acıyı tolere edebildim.

KIZ VE ÖFKESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin