Bölüm 11

158 14 0
                                    


Ertesi sabah Yıldız'ın muhteşem sesiyle gözlerimi açtım.

"İnci kalk hadi çabuk"

"Ne oldu?" Gözlerimi ovarak Yıldıza baktım.

"Ne olduğunu sen söyle"

Ne dediyini anlamadım. Sadece öylece durup ona baktım.

"Diyorum ki, dün gece öylece geldin odaya geçip uyudun. Bende rahatsız etmedim uyu dedim. Şimdi çabuk anlat ne oldu?"

"Hiç bir şey. Ne olacak ki?"

"Nasıl yani hiç bir şey?"

"Bas baya hiç bir şey. Ne olmalıydı ki? Anlamıyorum"

"Ne konuştunuz?"

"Havadan sudan"

"Bu gün hava nasıl? Kaç derece?"

"Ne? Anlamadım"

"Havadan sudan konuşmuşsunuz ya"

"Yıldız"

"Tamam susuyorum. Kalk hadi kahvaltı hazır"

Yatağımdan kalkıp banyoya geçtim. Yüzümü elimi yıkayıp günlük rutin işlerimi hall ettikten sonra mutfağa gittim. Yıldız sofrayı kurmuş oturup beni bekliyordu. Yıldız çayları bardağa doldurup tekrar oturdu. Kahvaltımızı yapıp bitirdikten sonra odaya geçip hazırlandık.

Otobüs durağına doğru yürüdük.

"Gerçekten hiç bi şey olmadı mı? Hiç bir şey konuşmadınız mı?"

Yıldız yol boyunca soru sorup durmuştu.

"Yıldız hiç bir şey konuşmadık. Sadece sahile gittik. Sonra da beni eve bıraktı. Ondan sonra vedalaştık"

"Vedalaştınız?"

"Evet sonuçta bir daha karşılaşacağımız ya da görüşeceğimiz malum değil"

"Nasıl yani bir daha buluşmayacak mısınız?"

"Sanki şimdiye kadar buluşuyorduk?"

" Kızım sen odunsun"

"Ne?"

"Ne ne? Odunsun işte"

"Sen benim mi, onun mu akradaşısın?"

"Tabii ki de senin. Otobüs geldi" diye söyleyip sırıttı.

Otobüse binip hastaneye gittik. Hastaneye vardığımızda giriş kapısında yine o kadını görmemle öfke tüm vücudumu kapladı.

Yıldız bir bana, bir de kadına baktı. Benim sinirlendiğimi gördü.

"Tamam sinirlenme hadi geçelim içeri"

Yıldızla beraber hastane kapısına doğru yürüdük. Onun yanından düm düz geçip gitmek isterken kolumdan tuttu. Hangi hakla bana dokunuyordu?

"Kızım bir az konuşa bilir miyiz?" Kızım...

Yüzüme acı bir gülümseme taktım. Şimdi mi kızı olmuştum? Ben küçücük çocukken beni bırakıp giden, beni bir hiç sayan kadın, şimdi mi beni kızı olarak görüyordu?

"Kolumu bırakın"

Hâla kolumu bırakmıyordu. Yıldız onun elini kolumdan çekti.

"Teyze bırak dedik dimi?" diye Yıldız söyledi.

"Hadi İnci içeri geçelim"

Tekrar kolumdan tuttu.

"Kızım lütfen konuşalım"

"Ne konuşacağız? Benim seninle konuşacak hiç bir konum sözüm yok"

"Öyle söyleme"

"Nasıl söylecekmiş? Ne demesini bekliyorsunuz? Babaanne diyip boynunuza mı sarılmalı?" dedi Yıldız.

Öylece durup bakıyordu. Ellerimle kolumu tutan ellerini çektim. Sonra Yıldızla beraber hastaneye geçtik.

"Kadına bak ya. Önce bırakıp çekip git. Sonra gel. Oh ne güzel"

"Tamam Yıldız. Kapatalım konuyu. Onun hakkında konuşmayalım"

"Tamam"

Hastanede yoğun bir gündü. Saatler nasıl çabucak geçiyordu hiç anlamıyorduk. Gerçekten işime daldığımda tüm dertlerimi unutuyordum. İşim bana iyi geliyordu.

Molada kafeteryaya gidip yemek yedik. Yıldızla kahve içerken Sedef ve Esra geldi.

"Kızlar akşam bir yerlere gidelim diyoruz. Siz de gelmek istermisiniz?"

Yıldız hemen kabul etti. Bayılıyordu böyle şeylere.

"Ben gelmek istemiyorum Yıldız sen git"

"Gelmek istemiyorum ne demek? Hadi ikimizde gidelim. Sen gitmezsen bende gitmem"

"Hadi kızlar ikinizdə gelin. Hem kafa dağıtırız" dedi Esra.

"Evet hepimize iyi gelir" dedi Sedef.

Yıldız kafasını sallamakla onları destekliyordu.

"Hadi İnci gidelim"

Yıldız 32 diş sırıtıyordu. Onu üzmek istemiyordum. O yüzden kabul ettim. Hem doğru söylüyorlardı bu hepimize iyi gelirdi. Bu günkü olanlar yüzünden moralim iyice düşmüştü. Bu belki iyi gelirdi.

"Tamam gidelim"

"O zaman anlaştık. Akşam hastaneden çıktığımızda gidelim"

"Tamam"

Akşam işimiz bittiğinde kızlarla hazırlanıp çıktık.

Bir kafeye gittik. Yemek siparişlerimizi verdik. Sade ve güzel bir mekandı. En esası da temiz bir mekandı.

Siperişlerimizi beklerken etrafa göz gezdirdim. Karşımızdakı bir çift dikkatimi çekti.

Kız çocuğa yapışıktı. Gözlerini kırpmadan karşısındakı adamı izliyordu. Çocuk onun aksine dikkati telefondaydı. Ama oda ara sıra kıza yapışık haraketler yapıyordu.

Karşıma döndüm. Onlardan gözümü çektim. İnsanların ilişkisinden bana ne. Onca izledikten sonra söylediğim söz bana tuhaf geldi. Bazen ben bile kendimi tanımıyordum.

Siparişler geldiğinde yemek yemeğe başladık. Hem sohbet ediyor, hem de yemeklerimizi yiyorduk.

"Ya ne iyi etmişiz gelmişiz çok iyi oldu" dedi Esra.

"Evet iyi ki gelmişiz" diye Sedef Esrayı destekledi.

Bizde onlara bakıp gülümsedik. Gerçekten gelmemiz iyi oldu. Kendimi daha iyi hiss ediyordum.

Birden kafenin giriş kapısında duran Ali'ni gördüm. Ben onu görmüştüm. Ama o beni görmemişti. Çünki ben olduğum tarafa değil, bizim diğer tarafımızda olan masaya bakıyordu. Ben ona bakıyordum, oysa benim demin baktığım yapışık çifte bakıyordu.

İNCİWhere stories live. Discover now