Gon ve Killua hep aynı şeyi duymaya başladılar.
Cennet Arenası'nın her yerinde aynı şey konuşuluyordu.
'Safir' dillerden düşmüyordu.
"Ne bu safir!" dedi Killua homurdanarak.
Gon "Hiçbir fikrim yok." dedi.
Bir markete uğrayıp içecek aldılar.
Kasiyer elinde telefonla bir şey izlemekten işini yapamıyordu.
Gon "Affedersiniz-" diyecekken kasiyer "Gelsenize!" dedi. "Safir yine sahnelerde!"
Gon ve Killua kasa tarafına geçip ekrana baktılar.
Killua hayretle "Bu Rain değil mi!?" dedi.
"Rain mi?" dedi kasiyer gözlerini ekrandan ayırmadan. "Hayır. Biz o adı kullanmıyoruz. O arenaların safiri. Kısa sürede kulenin en favori dövüşçülerinden oldu. Tüm maçlarını yakından takip ediyorum! Kadına hastayım!"
"Terbiyesiz!" dedi Killua kendini tutamayıp. Gon'u kolundan çekiştirirken tek eli cebinde, gözleri kapalı, kaşları çatık gitti.
"Nereye?" dedi Gon sürüklenirken.
Rain'in kıyasıya bir dövüşü ana koridorun ekranında gösterimdeydi.
Killua durup şöyle bir baktı.
Sonra onun bulunduğu arenaya doğru gitmeye başladı.
Gon da peşinde tabii...
***
"Tamam anlatayım. Buraya döndüğümde artık boş boş etrafta gezinmek istemedim, böylelikle kaydımı yaptırdım. Dövüşe de öyle başladım."
"Peki şu safir olayı ne?"
"Onun hikayesi absürt. 200. katta neniyle istediği şekli verdiği değerli taşları oluşturabilen bir adam vardı. Altın, elmas, zümrüt, yakut... Sivri kılıçlar ve oklar, türlü silahlar... Ancak beni bu şekilde yenemezdi. Ne kadar şatafatlı olurlarsa olsunlar bu silahları kullanmada yapması kadar gelişmediği belliydi. Bunu anladığında kaderine boyun eğdi. Ölümü kabullendi. Ama onu öldürmedim. Aksine gelecek vadettiğini, inanılmaz bir potansiyeli olduğunu ve onu öldürmenin tam bir israf olacağını izah ettim. Ona sıkı çalışmasını ve bu taşlardan daha değerli bir insan olabileceğine inandığımı söylemiştim. Dövüşmek yerine başka işlerde de uzmanlaşabileceğini, onunki gibi bir yeteneğin boşa harcanmaması gerektiğini de ekledim. Onu kaldırmak için elimi uzattığımda "Safir..." dedi. Gözlerinden yaşlar boşanırken. "Safir..." diye yineledi kalktığında. Gözlerimi gözlerinden ayırmazken bana çiçek şeklini vermiş olduğu safirlerden bir buket sundu. Saygıyla selam vermesinin ardından ringi terk etti. Ne olduğunu anlamadım ama seyriciler de "Safir! Safir!" diye coşkuyla tezahürat yapmaya başlamıştı. Ve işte bu Safir benim lakabım haline geldi..."
"Vaay..." dedi Gon.
"Çok havalı!" dedi Killua da. Ama hemen ardından "Saçma da... Ve hatta garip..." diye yavaşça ekledi.
Killua televizyonu açıp Cennet Arenası'nın kanalına girdi.
"Neye bakıyorsun Kil?" dedim Gon ile koltuğa yan yana yerleştiğimizde.
Killua dövüşçülerin oynatma listelerine bakıyordu.
"Tüm dövüşlerinin tekrarını izleyeceğim!" dedi Killua.
Güldüm.
"Yeni bir takipçin var!" dedi Gon da gülerek.
[Bakış Açısı Değişikliği]
***
Yeni bir takipçisi olan tek Rain değildi.
Aslında başta Rain ilgilenmemişti.
Ta ki o ana kadar.
Rain yeni bir dövüş için kaydını henüz yaptırmış ve oradan ayrılıyordu ki kalabalık koridorda bir tanıdıklık sezdi.
Göz ucuyla kalabalığı süzdü.
Ve çok geçmeden hemen saptadı.
Şimdi sadece göz ucuyla süzmüyordu. Kendi de kalabalığa doğru dönmüş olarak bakıyordu.
Baktığı kişiler, Hisoka ve Nikki, onun orada olduğunun farkında değildiler gibi görünüyordu.
Nikki şen şakrak konuşurken Hisoka ileriye her zamanki gülümsemesiyle bakarken yürümeye devam ediyordu.
O gülümsemenin ardındaki asıl ifadesini seçememek Rain'in moralini bozmuştu.
Hisoka onun hakkında ne düşünüyordu.
Nikki onun için neyi ifade ediyordu?
Gözleriyle onların önünden geçişini huzursuzca takip ederken görüşünden ayrıldıklarında başını çevirip bakmaya devam etmedi, sadece hafif bir can sıkıntısı ile duvara yaslandı.
İstediği tam olarak neydi anlayamıyordu.
Bu normal bir şeydi ama... Buna katlanamıyor gibi hissediyordu.
Hislerini içine bastırdı ve oradan ayrıldı.
Yaslanmış olduğu az önce sağlam olan duvarda şimdi derin bir çatlak vardı.
Çok geçmeden bir görevli onarırdı.
Rain düşündü.
Bu böyle olmayacaktı.
Bu şekilde hissediyorsa eğer belki de cidden ters giden bir şey vardı.
Kararını vermişti.
Hızla onların gittiği yönden ilerledi.
///////////////
Selam.
Hikayenin ilerleyişi üzerinde çalışmaya devam ediyorum.
Yakında tüm bu düğümler çözülecek.
Okuduğunuz için teşekkürler <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunter×Hunter x Reader (Hisoka x Reader)
Fanfiction"...İki seçeneğim vardı. Acele etmeliydim. Ya Killua'nın peşine takılacak ya da Kikyo Teyze ve Milluki'nin toparlanmasını bekleyecektim. Ben düşünürken bacaklarım kararını vermişti bile: Killua'nın peşine takıldım..." *** "...Anlayamıyordum. Onu bir...
