"...İki seçeneğim vardı. Acele etmeliydim. Ya Killua'nın peşine takılacak ya da Kikyo Teyze ve Milluki'nin toparlanmasını bekleyecektim. Ben düşünürken bacaklarım kararını vermişti bile: Killua'nın peşine takıldım..."
***
"...Anlayamıyordum. Onu bir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kulenin temeline 26 katılımcı ulaşabilmişti. Temiz havaya ve rüzgara kavuşmak hatırı sayılır bir ödüldü.
"Bayanlar ve baylar sizi kuleden çıkabildiğiniz için tebrik etmek istiyorum. Geriye dördüncü aşama ile son eleme kaldı. Dördüncü aşama Zevil Adası'nda gerçekleştirilecek. Artık başlayalım."
Konuşan üçüncü aşamayı oluşturan adamdı.
Adam parmağını şıklattı ve bir adam tekerlekli bir kutu getirdi. Kutu geldikten sonra sözlerine hemen devam etti.
"Kutudan bir kart çekmenizi istiyorum."
Kalabalıktan sesler yükseldi "Kart mı?"
Ben de büyülenmişçesine "Kart mı?" dedim.
"Kart mı, neden?" diye sordular.
"Kimin av kimin avcı olduğunu öğrenmek için." dedi görevli yüzünde keyifli bir ifade ile.
"Kutuda 26 adet kart bulunmakta. Daha doğrusu üzerinde numaranızın yazılı olduğu kartlar bulunmakta. Her biriniz kuleden çıkış sırasına göre kart çekecek. İlk çıkan öne çıkabilir mi?"
Herkes bakışırken Hisoka seri adımlarla kutunun önüne geldi ve durdu. Bir kartı çekip bakıp çevirdi ve geri yerine döndü.
Sıra bendeydi. Dışta ifadesiz içte ihtiyatlı bir ifadeyle kutunun önüne geldim.
İçimden "Lütfen Glittaracktur olmasın..." diyerek elimi kutuya daldırdım. Elime üç kart gelmişti, ikisini geri kutuya sıyırıp kalanı çekip aldım.
Yerime geçtim. Karta baktım. Bandajlıydı. O yüzden hedefimin kim olduğunu anlamadım. Yanımda duran Gon parlak gözleriyle bana bakıyordu. Ona bakıp gülümsedim. O da bana gülümsedi. Herkes kart çekmeye devam ediyordu bu sırada.
*** Kart çekme faslı bitince görevli kartımızın ön yüzündeki yapışkanını çekmemizi istedi.
301 sayısını görmemeyi dileyerek yapışkanı hızla söktüm.
Şanslıydım! Hedefim o değildi! Ama bu da kimdi? 182?
Herkesin rozetinin hala üstünde olmasından faydalanıp hedefimi buldum. Bordo saçlıydı. Gözleri ise çok açık ve saydam bir maviydi.
(Tip olarak hafif Gaara'yı andırdı slwlkeke)
Rahat bir duruşu vardı. Onu ilk aşamada koşarken görmüştüm. O bana bakmadan gözlerimi başka yere çevirdim ki şüphelenmesin. Saçlarımdan bir perde oluşturarak onu süzmeye devam ettim.
Onun da bana doğru bakmaya başladığını fark ettim. Saçımı kulağımın arkasına çekip keskin ve uyarıcı bir bakışla gözdağı verdim. İstifini bozmadı.
Görevli konuşmaya devam edince ikimiz de gözlerimizi çektik. Görevliyi dinlerken bir yandan da rozetimi cebime koydum.
"Bu kutu her çekilişi kayıt altına aldı. Bu da arzu ederseniz kartınızı atabileceğiniz anlamına geliyor."
