31.

2.8K 234 59
                                    

taehyung, çıkarmaya çalıştığı t-shirt'ü bıraktı. ve telefonun olduğu yöne doğru bakıp, kimin aradığına bakmaya çalışırken jeongguk konuştu.

"birileri beni kurtardı sanırım."

tekrardan ona döndü ve güldü taehyung.

"elimden alamazlar seni."

taehyung, jeongguk'un üstünden kalkıp telefona doğru yöneldi. babasının görüntülü aradığını görünce istemsizce panik olmuştu.

"bebeğim, babam arıyor. görüntülü."

jungkook duyduğu bu cümle karşısında hemen yataktan kalkıp perdelerin olduğu kısıma geçti. zaten loş bir ışık vardı, iyice gözükmüyordu.

"korkma, ben burdayım."

ışık altından güldü ve konuşmaya devam etti taehyung.

"önündeki ışığı aç, güzelliğini göreyim biraz daha."

"yetmedi mi?"

"yetmedi."

ışığı açtı jungkook, taehyung'ta aynı zamanda telefonu açmıştı.

"ne var baba ne istiyorsun?"

babası oldukça mutlu gözüküyordu. bağırarak konuşuyordu ayrıca.

"oğlum arjantin kazandı sen ne var diyorsun."

"ne? arjantin mi kazandı?"

jeongguk'a dönüp gülümsedi.

"bak, arjantin kazanmış."

jeongguk haliyle biraz üzülmüştü ama belli de etmemeye çalıştı biraz.

"oğlum yanındaki kim?"

"arkadaşım baba, çok sevdiğim bir arkadaşım hemde."

her baktığında öpmek istiyordu onu, daha az önce öpmüş olsa bile.

"beraber maç izlemek yerine napıyordunuz?"

"ders çalışıyorduk baba ders."

taehyung, hızlıca bu telefonu kapayıp sevdiği adamla rahatça ilgilenmek istiyordu. geçiştiriyordu o yüzden.

"oğlum arkadaşını göstersene bir."

taehyung panik olmuş birde jeon'a baktı. jeon'un da panik olduğunu görünce belli etmeyip yüzüne rahatlatıcı bir gülüş yerleştirdi.

jeongguk'un yanına doğru ilerlerken bir yandanda telefonla konuşuyordu.

"bu sınıftan bir arkadaşım baba, adı jungkook."

ve sonra sadece jeongguk'un duyabileceği bir şekilde mırıldandı.

"ama ben, genellikle aşkım diyorum."

jungkook, babasının onu duymadığını bilsede anlık bir refleksle omzuna dirsek attı.

tepkisini bozmadan gülerek hala telefona bakarak duran taehyung, kameradan gözükmeyecek bir şekilde jungkook'un elini tuttu.

"merhaba bay kim, ben jungkook."

utana sıkıla bunları dedi jeon.

"merhaba oğlum, nasılsın?"

gayet samimi bir şekilde davranıyordu babası, şimdiden jeon'u sevmiş gibiydi.

sorusuna cevap vermesine izin vermeden konuştu ama babası.

"vaay oğlum, ne kadar yakışıklısın böyle sen, ayrıca tatlı. okulun en güzel kızları peşindedir şimdi."

taehyung kıskanmış bir ifadeyle jeon'a baktı, tabi jeon o sırada gülüyordu.

"teşekkür ederim."

taehyung, hala jeon'a bakarak konuştu.

"evet baba, o çok yakışıklı."

tuttuğu ellerini bırakmamakla beraber, taehyung baş parmağıyla jeon'un el üstünü okşadı biraz.

"bu arada çocuklar, taehyung'un 3 ay öncesine kadar anlattığına göre... okulda eşcinsel bir çocuk varmış."

yüzündeki gülümseme silindi jungkook'un. donuk bir ifadeyle kameraya bakıyordu.
ve babası konuşmaya devam etti.

"ondan uzak durun."

bu laftan sonra bıraktı taehyung'un ellerini jeon.

taehyung bu konuşmaya dayanamayıp sert bir şekilde telefonu kapadı, ve yatağa fırlattı.

"aşkım ben..."

"aşkım falan deme bana."

oldukça sinirli fakat aynı zamanda sakin bir şekilde konuşuyordu jeon.

"jungkook, yemin ederim bir şey hissetmemek içindi."

"neden bir şey hissetmemeye çalışıyordun, söylesene kim taehyung? değdi mi tüm bunlara?"

"seni sevmemeye çalışıyordum, yemin ederim."

akan gözyaşlarıyla beraber bağırmaya başladı jeon.

"yemin etme bana. sakın hemde. senin yeminlerine doydum artık."

burnunu çekti ve gözündeki yaşları koluyla sildi. ardından konuşmaya devam etti.

"ailene beni kötüleyince benden soğudun mu? işe yaradı mı bari?"

"senden asla soğumam jeon, yapma bunu."

sondaki kelimelerde sesi titredi taehyung'un. güçlü duruyordu. ama öyle değildi.

"biliyor musun, tamda bir şans vermiştim bize. ama dediğim gibi, biz yokuz."

ağlayarak konuşan jungkook'un, her şeyden pişman olmuş gibi bir gülümseme belirdi yüzünde. ardından konuşmaya devam etti.

"kendine iyi bak taehyung."

ardından az önce öpüşerek girdikleri kapıdan ağlayarak çıktı. taehyung onu takip ediyorken, hızlı adımlarla çoktan dış kapıyı ona çarpıp çıkmıştı jeongguk.

ağlamak fayda değildi, ama onun için artık ne yapabileceğini bile bilmiyordu taehyung.

çarptığı kapıya doğru dayadı sırtını, ve yere doğru kayarak oturdu. yine ağlamaya başladı hemde, hıçkıra hıçkıra.

————————————

biraz kaos lazımdı ama

for love -tkWhere stories live. Discover now