25.

3.7K 286 92
                                    

yaklaşık 10 dakika boyunca gülüp dans ettiklerinden sonra taehyung, jungkook'un üstünün çok ince olduğunu ve öksürmeye başladığını farketti.

tekrardan elini tutup, az önce oturdukları cafenin giriş kapısına doğru geldiler. üst kısmı kapalı olduğu için orada yağmurdan ıslanmazlardı.

"hasta olucaksın."

"hayır hayır iyiyim ben."

bunu dedikten çok az bir süre sonra öksürdü.

"evin nerde senin?"

"sola döndüğümüzde en sondan önceki apartman, niye ki?"

burada bekle anlamında bir işaret yapıp gördüğü bir taksinin yanına gitti. bir şeyler dedikten sonra tekrardan jeongguk'un yanına geldi.

"hadi bakalım gidiyoruz."

"nereye?"

"evine."

kendim gidebilirim diye ısrar etmeye başlamadan önce taehyung çoktan onu taksiye bindirmişti, onun ellerini kendi elleriyle ısıtmaya çalışıyordu.

jungkook halsiz hissediyordu, bir şeyler mırıldandı bu durum karşısında sadece.

———————————

evin önüne geldiklerinde, taehyung parayı ödeyip yardım ederek jeon'u taksiden indirdi.

kapıya doğru geldiklerinde taehyung kapıları ona açıyordu.

tıpkı kalbindeki kapılar gibi.

"7. kat."

————————

dairenin önüne geldiklerinde tam jungkook anahtarla kapıyı açacakken, taehyung elinden aldı ve kapıyı açtı.

"ben kendim yapabilirim, bebek değilim."

"benim bebeğimsin, güzel bebeğim."

iltifatlar karşısında gülmeden duramayan jeongguk, yatak odasına doğru ilerledi.

onu izleyen taehyung'ta arkasından odaya girdi. jeon çoktan yatağa uzanmış, öksürüyordu.

"hasta oldun al işte."

jeongguk, onu izliyordu.

"nasıl bu havada böyle dışarı çıkarsın anlamıyorum."

biricik bebeğine zarar geldiği için sinirliydi sadece. ona bir şey olsun istemiyordu.

"neden bana bu kadar önem veriyorsun?"

taehyung, yatağın sol tarafına dönmüş onu izleyen jungkook'un yanına doğru eğildi.

"aşığım çünkü."

ateş yüzünden güldüğünde akan gözyaşlarının farkına vardı jeongguk.

"ateş ölçeri getirir misin?"

artık ondan çekinmeden bir şeyler isteyebildiği için mutluydu taehyung, fakat dediği şeyi reddetti.

"ateşini, öperek ölçebilir miyim?"

kafasını onaylar anlamında ve büyük bir gülümsemeyle salladı jeon.

o an, tam o an, yağmur damlaları da kalpleri gibi hızlanmıştı ve cama çarpıyordu.

taehyung, jeongguk'un alnına doğru yaklaştı ve öptü.

bir yandan da eliyle, jungkook'un yanaklarına dokunuyordu.

"ateşin varmış."

kısa, ama ikisininde yıllarca unutmayacağı o andan sonra bunları söyledi sadece taehyung.

ateşini böyle ölçecekse hep ateşlenmek için dua edebilirdi jeongguk.

her ateşlendiğinde böyle ölçecekse, hep ateşlenmesini bile göze alabilirdi taehyung.

"bekle beni güzel bebeğim."

—————————

yaklaşık 3 dakika sonra, elinde ıslak bir bezle geldi taehyung.

"bir anlığına üşüyeceksin, bir anlığına."

o kadar güzel konuşuyordu ki, asla yapmam dediğiniz bir şeyi bile yaptırabilirdi.

bezi alnına koyduğunda bir anlığına titreyen jeongguk, derin bir nefes alıp veriyordu o sırada.

"canın yandı mı? çok özür dilerim güzel bebeğim. iyileşmen için yapmak zorundaydım."

stresli bir şekilde canını yakmasından korkan taehyung'ın aksine jeongguk çok sakindi.

"sadece alnıma bir bez koydun taehyung, ayrıca iyiyim. benim için endişelenme."

şaşırarak baktı ona taehyung.

" 'benim için endişelenme.' mi?"

"evet, endişelenme."

"insanlar, bebekleri hasta olduğunda, en zor anında, her zaman yanında olur."

kırgın bir şekilde güldü jeon.

"peki o insanlar, bebeklerine en zor anlarını da yaşatıyor mu?"

gözünü kısa bir süreliğine kapayıp pişman bir şekilde gülen taehyung, akan tek gözyaşını tutmaya çalışmadı.

"uyu, uyu benim güzel bebeğim."

"sende gel."

gözlerini açıp ona baktı ve güldü.

"ilk defa içinden gelen bir şeyi söyledin, ha?"

gülerek sol tarafa doğru yatan jeongguk'un sağına geçip sırtından kollarını geçirip sarıldı.

"hem sana sarılırken, ateşin düşer belki. ısılarımız eşitlenir."

yatarken bilerek dudaklarını, jungkook'un boynuna doğru yerleştirmişti. uyurken öyle uyudum bahanesiyle doya doya öpecekti onu.

—————————————

ÖPTÜ ARKADAŞLAR ÖPTÜÜÜ

for love -tkΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα