for love -tk

30.

18:17

taehyung - jungkook

jungkook:
gelirken bir şey alayım mı

taehyung:
düşünceli bebeğim benim
ben hazırladım bir şeyler gerek yok

jungkook:
|YA VALLA AŞIĞIM AMA İŞTE
tamam

taehyung:
kızgın mısın bana

jungkook:
hayır ?
niye olayım

taehyung:
benim yüzümden arkadaşlarınla izleyemedin maçı

jungkook:
tamam sorun yok

taehyung:
sabah aşkım diyordun :(

jungkook:
yanlışlıklaydı??
ayrıca ne alaka şu an

taehyung:
trip atıyor gibisin

jungkook:
olabilir
hem sen değil miydin ne olursa olsun yeterki yanımda ol diyen

taehyung:
öyle zaten bebeğim

jungkook:
sorgulama bebeğini o zaman😡
çok kızgınım sana

taehyung:
kızgınken çok tatlısın aşkım

jungkook:
|AŞIĞIM ALLAH KAHRETSİN
aşkın gelicek birazdan

taehyung:
canım aşkım benim
görüldü

——————

18:44

kapının çalmasıyla beraber, incelediği jeongguk'un fotoğrafını bir kenara bırakıp, onu gerçek bir şekilde görmek üzere duyduğu heyecanla L koltuktan kalkıp kapıya doğru yöneldi.

taehyung kapıyı açtığında tekrar özlediği gözlerle buluştu ikiside.

fakat taehyung, bu sefer bakışmakla yetinmeyip jeon'u kollarının arasına aldı. bir yandanda saçlarını okşayıp öpüyordu.

taehyung'un boyu ondan biraz daha uzun olduğu için, sarılırlarken çok tatlı gözüküyorlardı.

hala sarılırlarken, taehyung kapıyı kapadı ve yüzünü geriye doğru çekti. hala jungkook'un saçlarıyla oynuyordu.

"hoş geldin bebeğim."

gülümsedi jeon.

"hoş buldum."

taehyung, jeongguk'un bileğini kavrayıp salona doğru geldiklerinde onu tam televizyonun karşısına oturtturmuştu.

televizyon ve koltuğun arasında duran orta büyüklükteki masada; çerez, cips, ve şarap vardı.

sarhoş olsalar, nolurdu?

"evet, sence kim kazanacak?"

koltuğa otururlarken etrafı inceleyen jeon'u izliyordu taehyung.

"fransa kazanır gibi bence."

alaycı ama aynı zamanda aşk dolu bir şekilde güldü taehyung.

"karşı takımın arjantin olduğunu biliyorsun di mi bebeğim?"